İnsana birçok zincir vurulrnuşnır, bir hayvan gibi davranmayı unutsun diye: gerçekten de tüm hayvanlardan daha yumuşak, daha zeki, daha neşeli, daha temkinli olmuştur. Ama şimdi, zincirlerini taşıdığı sürece temiz havadan ve özgürce devinmekten yoksun olmanın acısını çekmektedir: - oysa bu zincirler, bıkmadan usanmadan yineliyorum ki, ahlaksal, dinsel, metafizik düşüncelerin ağır ve anlamlı yanılgılarıdır. Ancak z i n c i r - h a s t a l ı ğ ı da aşıldığında, tam olarak ulaşılmış olacaktır büyük hedefe: insanın hayvanlardan ayrılmasına. - Şimdi zincirleri çözme çalışmamızın ortasındayız ve büyük bir dikkat göstermemiz gerekiyor. Yalnızca a s i l l e ş m i ş i n s a n a verilebilir, t i n i n ö z g ü r l ü ğ ü ; yaşamın h a f i f l e t i l m e s i yalnızca ona yakınlaşır ve merhem olur yaralarına; ilk önce o söyleyebilir başka hiçbir amaç için değil, s e v i n ç için yaşadığını ve diğer tüm ağızlarda tehlikelidir onun seçim sloganı: b a r ı ş o l s u n e t r a f ı m d a v e h o ş n u t l u k d u y u l s u n t ü m s ı r a d a n ş e y l e r d e n .
Kampanya: Atsız Affedilmelidir!
Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Şöyle bir göz atalım yüzyıl sonrasına, benim iki bin yıldan beri doğaya karşı olumsuz girişimlerden ve insanın yozlaştırılmasından yakınmam etkili olmuş, başarıya ulaşmıştır, diyelim. Yaşamın bu yeni kesimi, görevlerin en büyüğünü, daha yüksek bir insanlık yetiştirmenin sorumluluğunu yüklenecek, bunun bir bölümü olarak da soysuzlaşmış, asalaklaşmış her nesnenin acımaksızın yok edilmesini üstlenecek. Dionyssosça bir durumun bile yeniden ortaya çıkabileceği o y a ş a m s a l b o l l u ğ u yeryüzünde olanaklı kılacaktır. Ben t r a g i k bir çağı bildiriyorum: insanlık en acımasız, en zorunlu savaşları, u f a k b i r a c ı d u y m a k s ı z ı n arkada bıraktığı evrede, yaşamı onaylamanın en yüksek sanatı olan tragedya yeniden doğacaktır.
Buraya kadar insanoglunu c;erc;evenin dt~mda tuttuk. Bunun sebebi a9k; insanoglu
~irndiyekadar tarh~hgmuzkategorilerin hic;birine uymuyor. insan cismaru bir ~y mi-
d i r ? E v e t , f a k a t a y r u z a m a n d a r u h a n i b i r b o y u t u d a v a r d 1 r . K e s i f m i d i r, k a r a n h k v e s i l l l i midir? Evet, fakat ayru zamanda
Auden vardı, onu hangi küçük
odada okuduğumu anımsamıyorum,
ve Spender, onu hangi küçük
odada okuduğumu da anımsamıyorum,
sonra Ezra, onu okuduğum odayı
anımsıyorum, tel örgüsü
yırtık, sivrisinek istilasına uğramış
bir odaydı ve Los Angeles 'daydık ve
hatun bana,
"Tanrım, yine mi o Kantolar'ı
okuyorsun!" derdi.
e.e.
Kanaatimizce Kurtulus, Savaşı'nın böyle nirengi noktalarının başında Sultan Vahideddin'in durumu gelir. Hala mektep kitaplarında " V a t a n s a t a n bir a l ç a k (!)" olarak anlatılan bu büyük Osmanli sultaninin, "S e v r S u l h P r o j e s i" teklifi alınınca buna karşı ilk tedbirleri düşünüp planlayan, bunun icin M.Kemal Paşa'yı fevkalade selahiyetlerle donatip Anadolu'ya gönderen hadiseler gelişerek "Türk Yunan H arbi" ne müncer olunca ortaya cikan Türk Kurtulus, Savaşı'nın temeline böylece ilk harcı koymus, bulunan,
başarıya ulaşabilmesi icin de " H i l a f e t i" ve " S a l ta n a t"ın kendisine sağladığı bütün selahiyet ve imkanları kullanarak tepesindeki işgal
kuvvetlerinin üç yıl süren baskılarına göğüs geren büyük vatan sever olduğunu ....
Birincinci Dünya S a v a ş ı ' n d a ( 1914 -1918), Hicaz Seferi Kuvvetler K umandanı Ferik Fahreddin P aşa t a r a f ı n d a n , 14 M a y ı s 1917 de, Medine'den istanbul' a gönderiterek ülkemize k a z a n d ı n l a n D e ğ e r l i Eşya ve Kutsal Emanetler.
1 adet Hz. O sman'ın elyazması K u r ' a n ' ı
5 " Eski elyazması Kur' an
4