Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şahende

Şahende
@sahendeee
Biri, Hiçbiri,Binlercesi
Biz, kalıcı bir mutluluk sözü alarak doğduğuna kendini inandırmış o küstah kuşaklardanız. Söz mü? Peki, kim vermiş bu sözü?
Reklam
Birden o "büyük şehir gıcırtısı" dediği sesi duydu.
Günlerin adı, sürelerince yaşanılan olayların değerine göre değişebilir. Bugün, şimdilik "paltosunu ilk çıkardığı gün" dü, sonra "Güler'i ilk gördüğü gün" olacaktı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Ne yamansınız dökme kalıplarınızla; bir şeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz.
Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.
"İnsanlık öldü mü?" dedim. "Yok," dedi, "ölmedi, ölmedi ama, bir şeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?" "Nerede kaldı acaba?" Mahmudun bu ağız dolusu gülüşünde, bu yürek dolusu sevincindedir, kim bilir, belki... "Kuşlar da gitti," dedi Mahmut. Sonra hiç konuşmadık. Kuşlar da gitti, kuşlarla birlikte de... Ne olacak, kuşlar da gitti.
Mavisi insanın yüzüne gözüne bulaşır, içine bir aydınlık seli gibi boşanırdı. Dünya aydınlık, güzel, sevinçli bir som mavide balkırdı. Kuşlar geceyi, ay ışığını bile mavilerdi.
İstanbulun büyüsü denizinde, yapılarında, göğünde, akarsularında mı yalnız, insanlarında mı?
Reklam
Küçücük üç başparmak iriliğinde bir kuş, som mavi... Gökte uçarken, mavi bir ışık topağı gibi, mavisini havada bırakarak, mavi, yoğun, ışıktan bir çizgi çekerek, yayarak...
Ot, kök, menekşe kokusundaki ölüm, karanlık... Bir ses...
Sayfa 173Kitabı okudu
Yağmurcuklar uçtuklarında sular, çakıltaşları, gün ışığı bir mavide ipince dağılarak, çoğalarak aydınlanır. Hiçbir çocuk yüreği hoplamadan yağmurcuğun som mavisine, kadife gözlerinin ürkek ılıklığına ürpermeden dokunamaz, bakamaz. Bir yağmurcuğu yakalayan çocuğun kıvançlı dünyası mavilenir. Ilık bir mavi gelir yumuşacık dünyasına oturur. Başında püren kokulu mavi yeller eser. Mavi kelebek bulutları akar aydınlığın içinden bir uçtan bir uca. Uykuları, düşleri mavileşir.
Sayfa 201Kitabı okudu
Kalmalı mıyım, gitmeli mi? Sevmeli be sevdiğim, sevmeli. İnsan bir tek kendi için sevmeli.
Ama gerçek yolcular gitmek için giderler; Yürekleri balonlar gibidir, hafifçecik, Ve, niçin olduğunu bilmeden, "Gitsek!" derler, Yazgıları önünde boyunları hep eğik.
Sayfa 127Kitabı okudu
Halatları başıboş dönüp dolanır da; Gemi giderdi bulutsuz bir gök altında, Esriyen melek gibi bir parlak güneşten.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Gelgelelim işte sayısız yüzyıllar var, Çarpışırsınız pişmanlık duymadan, çılgın, Tutkunu oldunuz öldürmenin, kıyıncın, Amansız kardeşler, uslanmaz savaşçılar!
Özgür insan, seveceksin denizi hep sen! Deniz aynan senin; ruhunu seyredersin Onun sonu gelmez dalgalarında, derin Bir uçurum senin yüreğin de gerçekten.
Nihayetinde hayat bir olmak ya da olmamak meselesi değil mi?
Sayfa 127Kitabı okudu
'Gerçek' olmak istiyormuş; bir gölge değil.
Sayfa 284Kitabı okudu
Hepsini unutacaksınız: Sizden üstün olanların acımasız gücünü, söylenmiş o düşüncesizce sözleri, budalalıkları, yetiştiremediğiniz işleri, anlayışsızlığı, ihaneti, haksızlığı, aldırışsızlığı, sizi suçlayanları ve suçlayacak olanları, parasızlığınızı, hızla geçen zamanı, hiç geçmeyen zamanı, kavuşamadıklarınızı, yalnızlığınızı, utancınızı, yenilgilerinizi, zavallılığınızı, acıklı halinizi, felaketleri, felaketlerin hepsini, hepsini birazdan unutacaksınız. Unutacağınız için memnunsunuz. Bekliyorsunuz.
Sayfa 225Kitabı okudu
İnsanın artık hiçbir zaman hikayesinin aslı hangisidir, hayatın aslı hangisidir anlayamayacağını anlattım. Çünkü,aslında, her şeyi unuttuğumu, her şeyi unuttuğumu,her şeyi unuttuğumu anlattım.
Reklam
Hayatın ne olabileceğini düşünememiş olan, düşünemedikleri için bulunan hayat ile iktifa eden (yetinen),belki de bunda şayan-ı şikayet (şikayet etmeye değer) bir şey bulmayan bu bihaberan şebab( hiçbir şeyden haberi olmayan bu gençlik) onca en acınacak bir unsur idi.
Oysa insanlar düşünen yaratıklar olarak ortaya çıkışlarından beri kendilerini daha iyi tanımaya çalışmışlar, ama bütün çabalarına rağmen şu soruya bir cevap verememişlerdi: Kötü, hemen hemen her defasında, niçin 'iyi'den daha güçlü olarak ortaya çıkıyor?