——————ZEVKLER VE RENKLER İÇERİR———————
Tek tük dişe dokunur aforizmalar, edebi değerler yaratsa da vasatın altında bir şairdir. Şiirlerinde yoğun olarak kullanılan tekrarlamalar-ki yalnızca kelimeler de değil, benzetmeler hatta cümleler de- gına getirmiştir. Hatta bu tekrarlamaları aklına bir şey gelmediği için yaptığını bile düşündüm. Genel
"Şair büyük mevzulara palavralı şeylere hiç yanaşmamış. Basit, gündelik hadiselerden, apartman kapıcılarından, kolculuktan yetişme bir memur olan babasından, sanatoryum arkadaşlarından,
mahalle komşularından bahsediyor. Hemen bütün şiirlerin mevzuu, kendi küçük dertleri, arzuları . Ama hayret! Bunların hiçbiri sadece Rıfat llgaz'ın dertleri değil. Hepsi, hepsi geniş bir kitlenin, bir insanlığın dertleri .
Sosyal şiir nedir diyenlere bu kitabı göstermek
lazım. Onun asıl kudrctı, ferd ilikten kurtulup cemiyetin malı olabilmesinde, kendi küçük dünyasındaki bütün şahsi' meselelerin sosyal mahiyetini kavramasında ve bunları üçüncü şahsın bitaraflığı ile anlatabilmesindedir."
(SA BAHATTİN ALİ - Yurt ve Dünya, Nisan 1943)
Katil Ali Ertekin'in adli' soruşturmasındaki sözlerinin doğruluk derecesi tam öğrenilemedi. ifadesindeki birçok çelişmenin kaynağı da karanlıkta kaldı. Ancak, cinayeti "milli duygularla" işlediğini öne sürmesine karşın, 1946'da erbaşlık yaparken tüfek hırsızlığından dört ay yirmi güne mahkum olduğu, ordudan kovulduğu bir süre Milli
A.A: Nâzım diye bir okyanus vardı. Rıfat Ilgaz, A. Kadir, Suphi Taşhan ve Abdülkadir Demirkan gibi yürekli ağabeyler de vardı. Bunlar, hapiste ya da sürgündeydiler. Şiire yeni başlamış devrimci bir delikanlının karşısına Nâzım'ı dikerseniz, çocuk ya paniğe kapılır ve ters akımların uydusu olur, yahut ezilir, kötü bir kopyacı kesilir. —Hidrojen bombasına karşı Kürt hançeri ne yapabilir?—
Üniversitede ve mahpusanede bazı arkadaşlarım, "Nâzım'dan sonra şiir yazmak, boşuna bir gayret, hatta saygısızlık," diyordu. Onlarla hiç tartışmadım,hep sustum. Çünkü dedikleri bir bakıma doğruydu. Ne var ki "Nâzım gibi şiir yazmak" ile "Nâzım'dan sonra şiir yazmak" arasında vatanımın dipsiz uçurumları gibi bir uçurum vardı. Elbette Nâzım'ı yahut başka bir ustayı budalaca izlemekle kimse şair olamazdı. Ama Nâzım'dan da, başka ustalardan da sonra şiir yazılacaktı.
Ahmet Arif