"... gerçek bir Şair idi, ve bilmeden Şeytan'ın mezhebindendi"
William Blake
Şair John Milton (1608-1674), İngiliz Edebiyatı'nın en önemli taşıyıcı sütunlarından biridir. Yunanca, Latince, İtalyanca dillerine hakim olan Milton, teoloji alanındaki çalışmalarıyla birlikte, eserlerini mitler ve dini öğeler üzerine kurmuştur. İngilizce’ye
Virginia Woolf’un “Şiir olmayan bir şey edebiyata niçin girsin. “ sözleriyle başlamak istiyorum bu şiirsel romanı anlatmaya .
Şiirsel roman demişken sahi nedir bu şiirsellik? Bizi böylesine büyüleyen , gerçekleri açıklamak yerine imâ eden , sezdiren düşsel bir duygu denizi mi?
Bir edebi eseri okurken beni en çok etkileyen şey işte bu duygu
Plutarkhos’un aktardığı bilgiye göre Euripides, M.Ö. 480’de, Perslerle Yunanlar arasındaki Salamis Deniz Savaşı’nın yapıldığı gün, Salamis Adası’nda doğmuştur. Okumaya çok meraklı olan Euripides’in dönemin en büyük kitaplıklarından birine sahip olduğu söylenir.
Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik;
İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ.
Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım.
Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:)))
Öncelikle;
İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Fransız sürrealist şair Jacques Prévert 'in (4 Şubat 1900 - 11 Nisan 1977)
Şiirler adlı seçkisini Sabahattin Eyüboğlu çevirisiyle okuduğumda, tıpkı bir zamanlar olduğu gibi, yüreğimde düşünmeye başladım. Şiir peşine düşmek oldukça güzeldir ve bir şairin kapısını aralayıp onunla bağ kurarsanız kapıyı içeriden
Aristoteles “ şairin görevi gerçekten olan şeyi değil, olabilir olanı ifade etmektir” demişti. Yine Poetika’nın başka bir yerinde de şu cümle var: “şair... nesneleri nasıl olmaları lâzım geliyorsa, o şekilde tasvir etmelidir."
İngiliz edebiyatı bin yıldan uzun bir zaman dilimini kapsar. Sürekli değişen ve gelişen eserlerden bir koleksiyana sahiptir.
İşte bu eser, bin küsür yıllık İngiliz edebiyat tarihine yön vermiş önemli kişileri ve eserlerini çok fazla derine inmeden, kafa kurcalamadan, sıkmadan akıcı bir şekilde belgesel izlermiş keyfi ile anlatıyor.
Bir çok
Bir şairin yeteneği oldukça tehlikelidir. Çünkü yeteneğinin görevi hayal gücünü uyandırmak ve kışkırtmaktır. Şair büyük bir şeyi küçük, küçük bir şeyi ise büyük bir şey olarak gösterebilme becerisine sahiptir.
Osip Mandelstam ismini daha önce duydunuz mu bilmiyorum ama ben bu kitabı okuyana kadar hiç duymamıştım. Vénus Khoury-Ghata bu kısacık kitapta Stalin rejimine boyun eğmeyen, aksine tarihin gelmiş geçmiş en acımasız diktatörüne şiirleriyle savaş açmış bir şairin son günlerine tanıklık ediyor. Şiir Mandelstam için bir silah görevi görse de sonunu