Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil... Bütün bunlar kötü resimler gibi...
Bir bahçe
Kimsesiz, terk edilmiş, işsiz ve serseriydim..
Sayfa 92 - Kültür Yayınları
Reklam
Gene ağrılar duymadan, sokaklarda güzel gezintiler yapabilecektim. Yürümek, her gördüğüm nesnenin gerisinde uzun şeyler düşünmek en sevdiğim uğraşılardan biridir. Çoğu kez öyle küçük, ama ilginç olaylar olur ki, bunları gördüğüm an kafamda bir öykü belirir. İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm.
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil… Bütün bunlar kötü resimler gibi…
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil... Bütün bunlar kötü resimler gibi...
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil. Bütün bunlar kötü resimler gibi.
Reklam
Yürümek, her gördüğüm nesnenin gerisinde uzun şeyler düşünmek en sevdiğim uğraşılardan biridir. Çoğu kez öyle küçük ama ilginç olaylar olur ki, bunları gördüğüm an kafamda bir öykü belirir. İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm.
Sayfa 52
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil... Bütün bunlar kötü resimler gibi...
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Çoğu kez öyle küçük, ama ilginç olaylar olur ki, bunları gördüğüm an kafamda bir öykü belirir. İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim. Ama hep günlük olaylar zamanı alıp götürüyor. Ya uyku gecikir, ya uyku çok uzar, ya da bir yerden hızla dönmek gerekir. Ya çok ya da az öfkeli olurum. Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır. Çocuğa eski masalları günümüze uydurup anlatmak gerekir, kapı çalınır, cam çarpar ve kırılır, aygaz biter, yakıt gelmez, su kesilir ve öyküsü yazılacak sokak izlenimleri silinir. Gene yenileri oluşur... bunları yaşamanın tadı bile yeter insana."
İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim. Ama hep günlük olaylar zamanı alıp götürüyor. Ya uyku gecikir, ya uyku çok uzar, ya da bir yerden hızla dönmek gerekir. Ya çok ya da az öfkeli olurum. Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır. Çocuğa eski masalları günümüze uydurup anlatmak gerekir, kapı çalınır, cam çarpar ve kırılır, aygaz biter, yakıt gelmez, su kesilir ve öyküsü yazılacak sokak izlenimleri silinir. Gene yenileri oluşur... bunları yaşamanın tadı bile yeter insana.
Reklam
Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim. Ama hep günlük olaylar zamanı alıp götürüyor. Ya uyku gecikir, ya uyku çok uzar, ya da bir yerden hızla dönmek gerekir. Ya çok ya da az öfkeli olurum. Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır. Çocuğa eski masalları günümüze uydurup anlatmak gerekir, kapı çalınır, cam çarpar ve kırılır, aygaz biter, yakıt gelmez, su kesilir ve öyküsü yazılacak sokak izlenimleri silinir. Gene yenileri oluşur... bunları yaşamanın tadı bile yeter insana.
Çoğu kez öyle küçük, ama ilginç olaylar olur ki, bunları gördüğüm an kafamda bir öykü belirir. İstanbul böyle öykülerle doludur. Bu kentin en güzel öykülerini Sait Faik yazmış diye düşünürüm. Onun bu uğraşısını sürdürmek gerek derim. Ama hep günlük olaylar zamanı alıp götürüyor. Ya uyku gecikir, ya uyku çok uzar, ya da bir yerden hızla dönmek gerekir. Ya çok ya da az öfkeli olurum. Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır. Çocuğa eski masalları günümüze uydurup anlatmak gerekir, kapı çalınır, cam çarpar ve kırılır, aygaz biter, yakıt gelmez, su kesilir ve öyküsü yazılacak sokak izlenimleri silinir. Gene yenileri oluşur... bunları yaşamanın tadı bile yeter insana.
İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok. Her şey onun sayesinde, onunla güzel. Bu dakikada, bugünün güzelliği, gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı, hiçbir şey değil... Bütün bunlar kötü resimler gibi... Hayır, sevgilimden bahsetmiyorum. Onunla beraber, burası Allah'ın yaratamayacağı bir cennettir.
Sayfa 29
144 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bana göre edebiyatta en zor şey sade bir anlatımla güçlü duyguları aktarabilmektir. Bunu eeen güzel başaran kişilerden birisidir canım Sait Faik.Kurgu atraksiyonuymuş, zorlu yazım tekniğiymiş hepsini çöpe attırıyor. Aforizma denilen türde cümlesi bile yok. Ama insanın içi eriyor onu okurken…Bunun sırrı bence kendisinin kibirden uzak, insana değer veren müthiş bir gözlemci olmasıyla birlikte her insanı çok iyi anlayabilme yeteneğinde gizli. Şu kitabı okuduğum esnada kendimdeki günlük,anlık ruh değişimlerinin neredeyse hepsini buldum. İnsanlar kötü gibi genellemelere iyilerin hakkı yendiği için sinir olurum, “Karanfiller ve Domates Suyu”nda bana “haklısın, var işte böyle dişiyle tırnağıyla dünyayı dünya eden insanlar” dedi. “Süt” en çok sevdiklerimden oldu.Bir (yok iki)bardak sütle dünyadan, sıyrılmak istediklerinden kurtulup yeniden doğabilir misiniz okuyup bir deneyin derim.Hani böyle hayattan sıkılmış, hiçbir şeyden zevk alamaz haldeyken çok basit, minicik şeyler bizi yaşama bağlayıverir ya işte onun hikayesi “İzmir’e”. Ve sanır mısınız ki Sait Faik hep hayatı toz pembe görüyor, hiç kimseden şikayetçi değil, hiçte bile! “Söylendim Durdum” hayatımda işittiğim en güzel dırdırdı. “Bir Bahçe” ise gerçekten görüyor, duyuyor, hissediyor muyuz test ediyor adeta. Bunlar en çok iz bırakanlar ama değmeden geçen öykü yok. Anlayacağınız insanlığın binbir halini yine en gerçek, en sıcacık haliyle yüklemiş cümlelerin sırtına…Canım Sait Faik, sen öykücülüğün başına gelen güzel şanssın.Ve bu da Türk edebiyatına nasip olduğu için çok mutluyum
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
Geri114
225 öğeden 211 ile 225 arasındakiler gösteriliyor.