''Türkler farklı ad verdikleri Şaman'a daha çok Kaman, Kam derlerdi. Kaman öncelikle kadındır, aydır, dişildir, daha sonra erkekler de Kam olmuştur. Kamanlar söz sanatında yetenekli, feylesof insanlardır. Ozan, has halk şairleridir. Kam/anlarda atalarından geldiğine inanılan bir özel güç vardır. Bunlar zeki, sağduyusu ve algılaması doğuştan güçlü çocuklar arasından seçilir. Bazı araştırmacılar pek çok dahi gibi Kamanların da epilepsi olduğunu düşünürler''
Kam öldüğü zaman, ister yaz, isterse kış olsun, asla toprağa gömmezler. Baltayla ağacı oyup yontarlar, kamın cesedini içine koyup, üzerini bir kapakla kapatırlar. Kamın bütün takımlarını, kürkünü, tokmağını, şapkasını, tefini tabutun yanında saklarlar. Eşyalarını tabuta koymazlar. Onu gömdükleri yere ağaç dikip o ağaca bütün eşyalarını asarlar.
Reklam
227 syf.
·
Puan vermedi
Çok kıymetli yazarımız, Servet SOMUNCUOĞLU topçuların, popçuların, evlilik ve yarışma programlarında boy gösterenlerin kabul gördüğü toplumumuzda belki de birçok insan tarafından tanınmadan 06 Ağustos 2013 günü, İstanbul'da 49 yaşında iken bu âlemden göçtü. Kaldı ki hiçbir zaman böyle bir derdi de olmadı. Onun tek derdi TÜRK kültürüydü bu uğurda,
Gallemit
GallemitServet Somuncuoğlu · Matbuat Yayıncılık · 201574 okunma
Askerlikte anlatmıştım sana, bilgeliğin sırrı geçmişten gelir, kamlardan, şamanlardan gelir. Bizim ata soyumuzda var bunlar. Şaman, kam bilicidir. Böyle der eski betikler. Dede Korkut hikayelerinde, Oğuz'un tek bilicisi olarak anılır Dede Korkut.
227 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı bilmeden okunan muhteşem eserler katagorisine koymalıyım. Hakkında hiç bir fikrim olmadan rastgele bir şeçim neticesinde okumaya başladım. Okumaya başlayalı daha bir kaç sayfa olmuştu ki eser kalitesini, mükemmel sunusunu ortaya koydu. Öncelikle tasvirler, gözlemler çok başarılı. Öyle ki; eserde ifade edilen anlatımlara kayıtsız
Gallemit
GallemitServet Somuncuoğlu · Matbuat Yayıncılık · 201574 okunma
Tasavvuf, XIII. yüzyıl Anadolu'sunda, göçebe ve yarı göçebe çevrelerde de kuvvetli temsilciler buldu. Bozkırlarda göçebe, yarı göçebe bir hayat süren Türkmenler'le birlikte bulunan ve eski kam-ozanlara benzeyen babalar, medrese menşeyli fakihlerin öğrettiklerinden daha basit ve sade bir İslamiyet anlayışı yayıyorlar ve bu arada Anadolu'nun şartlarına uygun bir halk tasavvufunu da oluşturuyorlardı. Bu yüzden Türkmen babalarının telkin ettiği müslümanlık, bu çevrelerde münhasıran sade ve hurafelere yatkın bir suifilik biçiminde görüntüleniyordu. Bu bir çeşit halk İslamı idi ve bu halk islamı, daha ileride tartışacağımız üzere, Sünni nitelik taşımaktan çok, heterodoks bir niteliğe sahipti. Çünkü bu babaların hitap ettiği Türkmen boyları, henüz sathi bir şekilde islamlaşmış olduklarından, eski şaman inançlarını ve atalarıyla ilgili bir takım kültleri muhafaza etmekteydiler.
Reklam
Eski Türkler dine nom adını verirlerdi.(Divanı Lügat) Din kitabına da nom derlerdi.(Cihan Güşa) Türk dininin ruhani reislerine toyon adı verilirdi. Kahin ve sihirbaza ise kam adını verirlerdi. Şaman kelime bu kam kelimesinden doğmuştur. Şamanizm eski Türklerde kehanetin ve ruhani tababetin (tıbbın) ismiydi. Mamafih (gerçi) şamanizm daha evvel maderi (anaerkil) totemizm devrinde bir din idi. Toyonizmden sonra din mahiyetine girdi. Bu sebeple sonraları şamanizm eski Türklerin dini değil, sihri (büyüsel) bir sistemi oldu. Avrupalılar Türklerin bütün dini sistemlerine şamanizm demekle hataya düşmüşlerdir. Tarih sahnesine çıktıktan sonra eski Türkler dinine Toyonizm ya da nom demek lazım gelir. Cihan Güşa'da Türk dininde olanlara nomi,nomiyan deniliyor.
242 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.