Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir?
Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir.
İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine
_Değişmeyen tek şey değişimdir. Heraklit
_Tüm canlılar, ortak atadan geldikleri için akrabadır. İnsan ve diğer tüm memeliler, yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış sivri faremsi bir canlıdan evrimleşmiştir. Memeliler, kuşlar, sürüngenler ve balıkların ortak atası 600 milyon yıl önce yaşamış su solucanlarıdır. Tüm hayvanlar ve bitkiler, yaklaşık 3
Gölgeler...
Asıllar...
Ve
Asiller...
Gerçekleri görebilmek de ayrı bir melekedir...
Nefsimizi eyle'meyi değil de eğle'meyi seçersek, gerçekler de tüm asaletiyle kendini aşikâr kılar... Burada ki püf nokta tak'ın'dı'ğı'mız göz'lük'lerde, lens'lerde...;
Gerçek'çi miyiz?
Sanal'cı mıyız?
İnsan Doğasını Anlamanın Önemi
İnsan doğası hakkındaki bu bilgilerin biraz eski moda olduğunu düşünebilirsiniz. Ne de olsa artık geliştiğimizi, teknolojik açıdan ilerlediğimizi, aydınlandığımızı, ilerici olduğumuzu, ilkel köklerimizden çok ileri gittiğimizi, doğamızı yeniden yazma sürecinde bulunduğumuzu iddia edebilirsiniz. Ama işin doğrusu, gerçekler bunun tam tersidir: Daha önce hiç bu kadar insan doğasının ve onun yıkıcı potansiyelinin esaretinde olmamıştık. Üstelik bu gerçeği göz ardı ederek ateşle oynuyoruz.
Viral etkilerin sürekli içimizden geçtiği ve manipülatif liderlerin bizi sömürüp denetlediği sosyal medya aracılığıyla duygularımızın geçirgenliğinin nasıl arttığına bir bakın. Saldırganlığın sanal dünyada nasıl açıkça sergilendiğine ve sonuçları olmadan gölge tarafımızla hareket etmenin ne kadar kolaylaştığına bir ba kın. Sayısız insanla çok çabuk iletişim kurabilmemizle birlikte;
kendimizi başkalarıyla kıyaslama eğilimi, kıskançlık ve dikkat çekerek statü kazanma arayışı gibi özelliklerimizin nasıl şiddetlendiğine dikkat edin.
Sayfa 17 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okuyor
İnkâr, insan için en kolay ve bilindik yoldur çünkü gerçekler değişim gücü ister. İnkâr, isteyerek körlüğü seçmektir. Sanal gerçeklerin tek bir sağlamayla yıkılabilecek kırgınlıkta olması yüzünden yalanlar amansızca savunulur. En ufak bir esintiyle alabora olmayı kimse göze alamaz ve kulaklar sağırlığı seçer. Yaşam da bundan ibaret.
Kendini ustaca kandırabilen insan, gücünü doğruyu aramaya yöneltseydi, içindeki kaosunu belki düzene sokabilirdi. Kendine ait bir yaşam yaratabilseydi de herkeste kusur arayıp kıyaslamaktan vazgeçebilirdi.
Sayfa 33 - Destek YayınlarıKitabı okudu
sanal/simülatif gerçekler
○Sonuç olarak ortaya çıkan bu kitle iletişim araçları ve eğlence ürünleri vasıtasıyla insanlar gerçeklikten koparak trajik ve ironik bir biçimde acılarını, kendisini ve içinde bulundukları düzeni unutarak sanalın içine gömülerek kaybolmuşlardır.
İnsan doğası hakkındaki bilgilerin biraz eski moda olduğunu düşünebilirsiniz. Ne de olsa artık geliştiğimizi, teknolojik açıdan ilerlediğimizi, aydınlandığımızı, ilerici olduğumuzu, ilkel köklerimizden çok ileri gittiğimizi, doğamızı yeniden yazma sürecinde bulunduğumuzu iddia edebilirsiniz ama işin doğrusu gerçekler bunun tam tersidir: Daha önce
