Sosyal medya “an”ların resmi ile dolu. Gülen, eğlenen, gezip tozan insanların anları. “Sanal olan gerçektir” sloganı ne yazık ki bizi yanılsamanın en büyüğüne götürüyor. Dünyada yaşanmış ve yaşanılacak anlardan koparılmış bir anın verdiği haz ne olabilir ki? Tam tersine bu hal bana pek hüzünlü geliyor, zamanın kontrolünü, tasarrufunu elinde tutamayacak insanın kendisine bahşedilen tek bir ana sığınmasının hüznü…
Sayfa 50Kitabı okudu
Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir?
Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir.
İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine
~Gerçek bir Selahaddin'i antidepresan kullanan anneler değil kalbe şifa Kur'an ile güç bulan anneler yetiştirecektir~
Filistin'den yürek sızlatan birçok kare geldi, gelmeye de devam ediyor. Bu görüntüler karşısında üzülmek, endişelenmek gerek öyle değil mi hatta uykularımızın bile kaçması gerekirken çoğu insanda gözlemlenen
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Günümüzde tüm sanal/gücül dışavurum yöntemleri reklamcılık tarafından emilerek yutulmuştur. Bir derinlikten yoksun, anlık ve ânında unutulma özelliğine sahip olan reklamlar, tüm özgün kültürel biçimlerle tüm özgün dil yetilerini yutmaktadırlar. Buna yüzeysel bir biçimin zaferi, tüm anlamlandırma biçimleri arasındaki en küçük ortak payda, anlamın sıfır derecesi, antropinin tüm olası söz oyunlarına karşı kazandığı zafer de diyebilirsiniz.
Sayfa 129Kitabı okudu
Spoiler İçermez!
Genelde okuduğum ve sevdiğim türün dışına çıkıp bir bilim kurgu kitabı okumak benim için riskliydi ama kesinlikle buna değdi. Kitap 31 adet bölümden oluşuyor ve birkaç bölüm dışında neredeyse durağan geçen hiçbir bölümü yoktu özellikle son 3 bölümü okurken aşırı derecede şaşırdım, böyle bir son hayal etmiyordum. Sanal gerçekliğin ve kusursuzluğun hakim olduğu bir dünyada insan iradesinin bir zafer kazanması mümkün mü? Peki kazandığımızı varsayarsak, kusurlarla ve kötülüklerle dolu bir dünya gerçekten de bir zafer sayılır mıydı? Serinin 2. kitabını ( 
Wildcard: Joker Oyuncunun Hikayesi ) okumak için sabırsızlanıyorum. Kitaplarla kalın...
Bilgisayar oyunları çoçuklara ve gençlere güç, zafer ve özgürlük gibi duyguları deneyimlemeleri ve bunlar hakkında hayaller kurabilmeleri için olanak verir. Bu yüzden bir futbol oyuncusu olmayı, bir ordu yönetmeyi veya zombi öldürmeyi sanal olarak deneyimlemeye can atmaları hiç şaşılası değildir.
