Hemen hemen her zaman mutsuzduk, dertliydik. Tanıdıklarımızın çoğu da bu durumdaydı. Aramızda dolaşan, bize her zaman çılgınca eğlendiğimizi söyleyen şen bir sanrı vardı; bir de hiçbir zaman eğlenmediğimizi ileri süren gerçeğin iskeleti.
Galiba ben o gazeteye şiirler yazardım
Manşeti büyük puntolarla sarsar
Karanlık ve yusyuvarlak duygular sığdırırdım
Öfkeyle buruşturup attığım sayfaları
Unuttukça açar
Şöyle parmaklarımla düzeltir
Yine okur yine fırlatırdım
Gel gör ki yaşamıyormuş
Belki de bir sanrı
Hayal meyal deliriyorum
(SNY)
Richard Dawkins Gen Bencildir kitabında Gen'lerin kalıtımı devam ettiren bencil eşleyiciler olduğunu öne sürmüştü. Canlı organizmaların'da bu genlerin devamını sağlayan geçici taşıyıcılar olduğunu anlatmıştı. Kitabın sonunda kışkırtıcı bir soru sormuştu; Genlerin dışında gezegenimizde başka eşleyiciler var mıdır? Dawkins in iddiasına göre bunun
Uzun zamandır kitaplıkta beklettiğim Don Quijite'yi tatilimin son günleri biraz daha eğlenceli geçsin diye yaz bitimine doğru okumayı planlıyordum. Bizdeki Don Kişot'luk kavramından hoş vakit geçirtecek, keyifli okuma sunacak bir kitap olduğu düşüncesindeydim. Neyseki kitaba başlar başlamaz senelerce kütüphanesinde kendini şövalye romanları
Önyargı ise yeterince desteklenmemiş inanç demektir. Popüler kültürdeki algılanışının aksine, önyargılı olmak temel olarak iyidir. Bir konuda henüz dayanaksız da olsa kendinize ait bir inancınızın olduğunu gösterir. Bu da haklı çıkarım yapmayı mümkün kılacağı için rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: Herhangi bir konuda önyargılı olmadan bilgi sahibi olmak söz konusu değildir. Önyargılar haklı çıkarıma direndiğinde, yani haksız çıktığında veya yeterince haklı çıkmadığında olduğu gibi korunmaya devam ederse bağnazlık (sanrı) doğar. Bu da bilişsel değil, psikolojik bir durumdur. Kısacası önyargılar, önyargı olduklarını bildiğimiz sürece, öğrenme süreci için zararlı değil gereklidir. Bu yargıları değiştirme, yani haklı çıkmayan yargıdan vazgeçme cesaretini göstermeli, yeterince haklı çıkarıma dayanmayan yargıyı ısrarla savunma hatasından kaçınmalıyız.
#okudumbitti #kitapyorum
#sanrılar 159 Sayfa
.
"Dünya yalınız kalmak için fazla kalabalık."
.
"İnsan bazen ölmelidir. Öyle saçma sapan zamanlarda ya da eceli geldiğinde değil, tam da işe yaradığı mühim bir günün ertesinde ölmelidir. Haklıyken ölmelidir. Çocuğu varsa eğer, ilk tokadı atmadan önce olmalıdır bu.... Henüz yerin
Orta Türkçe sayru “hasta” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *sanrıġ veya *sandrıġ biçiminden evrilmiştir. Bu biçim Eski Türkçe sandrı- “hezeyan etmek, sayıklamak” fiilinden türetilmiştir.
kimisi sayru olur kimi ölür
[Gülşehri, Mantıku't-Tayr, 1317]
sandığın her neyse onu gerçekleştiriyorsun. bahçede dolanan kadın yerine daha hakiki bir sanrı istiyorsan, bir cesaret dön bana yüzünü. kafanın içindeki boğuk mırıltıların sahibini gör artık. eve vuran güneş ışınlarının arasında kalan alacalı gölgeler içinde bul beni. korkudan matlaşmış gözlerime bak. sanmış olduğun her şeyi bir bir anlatayım sana.
''Eli öpülesi nineler tabutları öpüyor
Toprak delik deşik çocuk ölülerinden
Aya ve yıldızlara bakmaya duyduğum utanç
Kanın buğusunu iyi bilirsin sen
Gözyaşlarının buz kestiği o son noktayı
Hayatın kavşağında bizi hep mi acı bekliyor''