Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mış gibi yaşam (Güzel bir hikaye)
Amerika'dan gelen bir misafirime su verdim öksürdü, "HELAL" dedim. Anlamadı. Ne anlama geliyor, diye yüzüme baktı. Bildiğim bir öyküyü anlattım. Tanıdığım genç kız evlenmeden önce mobilyacıları geziyor ve güzel bir koltuk takımı görüyor. Bu takımı satan kişi belirli bir fiyattan aşağı inmiyor. Genç kız bu takımı çok beğendiğini
Sosyalist toplumda, üretim araçları halka aittir, satılık değildir. Daha çok ya da daha iyi çalışarak daha yüksek ücret alması, onun başkalarından daha iyi yașamasını sağlar; ona, başkalarını sömürme imkânı sağlamaz.
Reklam
Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
Gazeteci Cüneyt Arcayürek'in kendisiyle yaptığı bir söyleşideİhsan Sabri Çağlayangil, 12 Ada ile ilgili son derece çarpıcı bir bilgiyiaçıklamıştır. Buna göre, Çağlayangil Dışişleri Bakanlığı arşivinde birbelge gördüğünden bahsediyor, onun içeriği hakkında ayrıntılı bilgide veriyor ve şunları söylüyor: İngiltere, adalar konusunda Paris Konferansı hazırlanırken Ankara elçisi eliyle Türk hükümetine bu konferansa katılmasını bildirmiştir. Belki adaların hepsinin Türkiye'ye verilmesi bahis konusu değildir, ama bazıları üzerinde Türk yararlarına uygun incelemeler ve görüşmeler yapılabileceği inancındadır. [Dışişleri Bakanlığı Arşivi'nde] Gördüğüm belgeye göre Dışişleri Umumi Kâtibi [Genel Sekreteri] nezdinde yapılan bu teşebbüse Türk hükümeti cevap vermemiştir. Daha sonra İngiliz elçisi, bir ikinci teşebbüs daha yapmış, bu adalarda Türklerin de oturduğunu.,hiç değilse bu açıdan konferansta Türkiye'nin de bulunmasını uygun gördüklerini söylemiştir. Hatta İngiliz elçisi, bu konferansa tam katılmamayı arzu ettiğimize göre, [hiç değilse] bir observer, yani müşahit [gözlemci] bulundurmamızı da telkin etmiştir. Buda uygun görülmemiş olacak ki, hiç bir hareket yapılmamıştır.Bugün [ortaya] çıkan manzara, bunu doğrulayacak anlamdadır.Paris Konferansı ile adalar, tümüyle Yunanistan'a geçmiştir.
Sayfa 212 - TimaşKitabı okudu
Harf inkılabı okuryazarlığın artışına yaradı mı?
Arap elifbasını bırakıp Latin alfabesine, daha doğrusu Atatürk'ün deyişiyle 'Türk alfabesi'ne geçilmesinin okur yazarlığı kolaylaştırıp cehaleti ortadan kaldıracağı tahmini de doğru çıkmamıştır. Rakamlar hakikaten şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Gazi Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928 günü Sarayburnu'ndaki parkta yaptığı konuşmada
MustafaKemal Paşa ile görüşen Karabekir Paşa, Gazi'nin kendisine "Dini venamusu olanlar aç kalmaya mahkûmdur. Bunun için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Dinî ve ahlakî inkılap yapmadan önce hiçbir şey yapmak doğru değildir" dediğini aktarmaktadır.
Sayfa 96 - TimaşKitabı okudu
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
Siz değeriyle yazın, biz hep okuruz..
Her sayfasından neredeyse bir alıntı yapabileceğim kitaba en layığının inceleme yazmak olduğunu düşündüm.. İçeriğinde bir yazarın, yazarken biçimsel ve düşünsel olarak nasıl ilerlemesi hatta yazmadan evvel yazısına nelerle başlaması gerektiğine kadar inmiş olan Schopenhauer klasik sivri diliyle açıklamalarını yapmış. “… -Kaç çeşit yazar
Edebiyat Dersleri
Edebiyat DersleriArthur Schopenhauer · Kafekültür Yayıncılık · 201435 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
HİÇBİR KADIN SATILIK VEYA CİNSEL OBJE DEĞİLDİR! Zor bir eserdi, çok zor! Eseri kısa özetleyeceğim ilk önce. Eserde küçüklüğünden berri sevgi görmemiş, kendi amcasının taciz ettiği, rıza dışı ilişkiye zorlanmış bir kızın hayatı. O kız Firdevs! Yazarımız bu kız ile yaptığı sohbeti kalem ile yazıya dökmüş. Firdevs Mısırda yaşar. Daha çok kendini Müslüman olarak tanımlayan bireylerin yanında yaşar. Ben bunların gerçek bir Müslüman olduklarını düşünmüyorum. Elbette herkesin hatası ve günahı vardır, lâkin bunlar vahşet! Firdevsin yengesinin sözü kulağımdan çıkmıyor; "Ulemalar bile eşini döver"! Senin sıfatının içine ******* ben. İnsan sormaz mı arkadaş! Peygamber Efendimiz (s.a.v) eşlerinden birine değil vurmak, incitici bir söz söylemiş mi? Hayatta olmamıştır bu. Bu dövme konusunda derine inmeyeceğim. Diyeceğim tek şey, Ey Müslümanlar; Peygamberiniz Hazreti Muhammed'i (s.a.v.) örnek alınız. Ve maalesef ben kimse ne yaparsa yapsın, kim ne mesleği seçerse seçsin diyemeyeceğim. Kadın bedenini satamaz arkadaşım! Kadın zaten bedenini isteyerek satmaz! Günümüzde konsomatris olarak adlandırılan, nice kadın var. Çoğu ya istemeyerek o yola düşmüş, kiminin de farklı tercihi olmamıştır. Ben sorarım ey İnsanlar! Hatta Ey Ülkemdeki kendini çağdaş olarak nitelendiren insanlar! Ülkemizde o kadar zorla çalıştırılan, bu yolda eziyet gören kadınlar için ne dediniz? Dediyseniz de ben duymadım pardon! İncelemeyi uzatmak istemezdim, lâkin hassas olduğum konulardan biri de bu. Rabbim bu yolda olan kadınlarımızı kurtarsın. İnceleme bitmiştir...
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,5bin okunma
Kadın satılık bir şey değildir!
Fiyatın yükseldikçe, erkek senin ger­çekten değerli olduğunu daha çok kavrar, elindekini avucundakini sana vermeye razı olur.
Sadakatim satılık değildir Efendimiz.
Reklam
Örneğin, bir insanın serveti, güvenliği, harika bir sosyal ko­numu ve servetin satın alabileceği bütün malları olabilir. Bi­ liyoruz ki para bir efendi değil hizmetçidir ama sağlık ya da gönül rahatlığından yoksun olabilir. Bunlar satılık değildir. O kişi "dağa tırmanmalı", huzuru bulmalı ve bundan dolayı dün­yalar onun olmalıdır. Dağ yüce ya da "yükselmiş" durumdur. Gerçekliğini hissederek arzumuzu ya da idealimizi kabul nok­tasına çıkarırız. Başka bir deyişle yanıt bulan duanın sevincini yaşayarak kayıp olan için çok seviniriz.
Sayfa 118Kitabı okudu
Burada da ayakkabı boyacıları vardır. Bunların sandıklarının üzerinde satılık bir iki paket filtreli sigara da bulunur. İstanbul'un bu beş yüz metrekarelik köşesinde insanların görünüşü Türkiye'nin diğer köşelerindeki insanlara pek benzemez. Burada insanlar zorunlu olmadan, isteyerek yığın kitleler halinde bulunurlar. Bu kalabalıktan kimse yakınmaz. Bu, liman, havaalanı ya da istasyon kalabalığı değildir. Beklenen bir şey yoktur. Amaç eğlence, insan seyri, bakmak ve bakışları çekmektir. En boyalı kadın yüzleri, sırtı en açık kadın giysileri, en açık, en küçük, en büyük memeler, en bol paçalı pantolonlar, şakaklarına berberde kır saçlar attırmış, topuklu pabuçlu erkekler, ayakkabı yükseklikleri etek boylarını geçen kızlar hep burdadır. Kıvırcık uzun erkek saçlarının yarım metre kabarığını taşıyanlar, fotoroman oyuncusu olmuş ya da olmak isteyenler, yerli hippiler, çeşitli semtlerden gelip, burda küçük oğlanlarla buluşan, büyük olmaya çalışan kızlar yaşamlarının ilk sigara ve biralarını belki de burada içerler.
188 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba Bugün sizlere @karinakitap yayınlarından
Eray Dedik
Eray Dedik
kaleminden Hiçbir Yer Sokağı kitabı ile geldim. Yazarın kalemiyle daha önce Mutsuz İnsanlar kitabı ile tanışmış,severek de okumuştum.Bu kitabını da severek okudum,konusu çok etkileyiciydi kesinlikle ve merak içinde okurken düşündürüp bir taraftan da sorguluyorsunuz.Kitap iki bölümden
Hiçbir Yer Sokağı
Hiçbir Yer SokağıEray Dedik · Karina Yayınevi · 202320 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Basım hatası var diye iade edilen o kitap…
Tabii ki yok… Ben bu kitabın varlığından Instagramda bir reels videosunu izledikten sonra haberdar oldum. (instagram.com/reel/C247TTptkH...) Nasıl yani dedim, basım hatası mı varmış kitapta? Sonradan anladım ki basım hatası değil, Ayfer Tunç’un zekice kurduğu bir basım şekliydi bu: Tek numaralı sayfalar
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,9bin okunma
397 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.