Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun sayılabilecek bir incelemenin ilk satırındayım... Ahmet Erhan için inceleme yazmak benim için fazlasıyla zor. Ne yazsam eksik kalacak, biliyorum. “Yazsam olmuyor, yazmasam olmaz” yani. Darılmaca gücenmece olmasın diye belirtmek istiyorum. Yazacaklarım daha çok benim Ahmet Erhan’la olan hikayemdir. Dileyen okumayı burada bırakabilir.   “Her
Burada Gömülüdür 1. Cilt
Burada Gömülüdür 1. CiltAhmet Erhan · Kırmızı Kedi Yayınları · 20222,257 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Siz değeriyle yazın, biz hep okuruz..
Her sayfasından neredeyse bir alıntı yapabileceğim kitaba en layığının inceleme yazmak olduğunu düşündüm.. İçeriğinde bir yazarın, yazarken biçimsel ve düşünsel olarak nasıl ilerlemesi hatta yazmadan evvel yazısına nelerle başlaması gerektiğine kadar inmiş olan Schopenhauer klasik sivri diliyle açıklamalarını yapmış. “… -Kaç çeşit yazar
Edebiyat Dersleri
Edebiyat DersleriArthur Schopenhauer · Kafekültür Yayıncılık · 201435 okunma
Reklam
104 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Dostum Hakan'a...
YouTube kitap kanalımda Hakan Sarıpolat'ın Cıs kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04 4 yıl önce "Eskiden buralar hep dutluktu" diyebileceğimiz sessiz sakin zamanlarda, almışım başımı hunharca Stefan Zweig okuyorum. Ama ne okuma... Satranç'lar, Korku'lar, Gömülü Şamdan'lar... Bütün kitaplarını bitirmeye ant
Cıs
CısHakan Sarıpolat · İthaki Yayınları · 2021369 okunma
Kadın Üzerine Sabahattin Ali’nin Konuşması Bu yazı Sabahattin Ali’nin 1932 yılın’da Konya Halkevi’nde verdiği, kadın üzerine konferansı Çakıcı’nın ilk Kurşunu adlı kitabından alarak olduğu gibi aktarmaktadır. Kadınlar Üzerine Bir Konferans 17.1.32 Perşembe günü akşamı Konya Halkevi’nde verilen konferanstır. Sabahattin Ali Hanımlar,
Epica- Cry For The Moon
Sağduyunu izle, Kendini hep ve sonsuza dek Peri masallarının ardına gizlenemezsin Yanlızca tüm gerçekliğe basvurarak keşdefebiliriz. Bu yığınağın ruhu sonsuza dek ve her zaman. Doktriner kafalar çoğunlukla hastalıklı düşünceler taşır. Ve bize öğütledikleri şeytanca işlerdir. Beni tanrıdan gelen mesajlarla ikna etmeye kalkışma Kendi
Onlar için evlenmek hülyalarında rol oynayan erkeğin fikri kabiliyetleri ve ahlakı pek mevzu bahis değildir. Asıl düşündükleri , müstakbel kocalarının fiziki, bedeni güzelliği ve bir de içtimai mevkiidir, bunu da sırf çocukça ve basit arzularının tatmini için isterler. Bu zavallı kızlar , ebeveyinlerinin ve muhitlerinin telkini ile kendilerini ile kendilerini satılan bir mal telakki etmeye alışmışlardır ve bunun ve bunun neticesidir ki evlenecekleri şahısta fikri ve hissi bir anlaşma , iyi bir yuva kurma kabiliyetleri , yani bir arkadaş , hayatta müsavi haklar ve müsavi kuvvetlerle beraber gidecekleri bir arkadaş değil , yağlı ve parlak bir müşteri ararlar. Bunun, bu iptidai telakkinin asıl sebebi ebeveynin telakkileridir. Bir aile , kızını satlık bir mal gibi , vitrinde teşhir edilen bir eşya gibi hazırlarsa , onun kafasının içini tamamen boş bırakarak onun fikri ve hissi hayatı ile zerre kadar alakadar olmayarak kızlarının yanlız güzelliğine , alımlılığına ehemmiyet verirlerse, hatta onun fikri seviyesinin yükselmesini bile sırf iyi bir koca bulabilmesi için yaparlarsa , kızlarının kendilerini satılık bir meta olarak görmekten başka yapacakları şey yoktur.
Sayfa 114
Reklam
Kafayı yememem için lütfen yanlış anladığımı söyleyin bana şunu:
Adamın biri kolunda açık seçik giyinen karısıyla Konya’da bir halı mağazasına girer. Niyetleri güzel bir Bünyan halısı almaktır. Karı koca bir saate yakın bir zaman çeşitli halılar çıkartıp bakarlar. Fakat bazı Bünyan halıları gösterilmesine rağmen tam istedikleri gibi halı yok. Tam çıkacakları sırada yazıhanenin arka kısmında duvara asılmış çok güzel bir Bünyan halısı görürler. Adam dükkan sahibine sormuş: - Beyefendi, demiş, şu halının ücreti nedir? Dükkan sahibi: - O halı satılık değildir efendim. O benim yazıhanemin süsüdür. Halıya sahip olmak isteyen zengin adam bu söze sinirlenmiş ve: - Ne münasebet efendim? Diye bağırmış. Bir dükkanda teşhir edilen her mal satılıktır. Bunun üzerine dükkan sahibi gayet serinkanlı ve alaycı bir tarzda sormuş: - Beyefendi, yanınızdaki hanımın ücreti nedir? Adam hiddetle: - Ne demek istiyorsunuz? O benim karımdır! Diye kabarmış. Dükkan sahibi: - Mühim değil efendim. Ücreti nedir diye sordum, demiş. Biraz evvel, teşhir edilen her mal satılıktır demiştiniz de…
Bölüm 6Kitabı okudu
Sosyalist toplumda en yüksek ücreti alan kimse bile, bunu, çalışmasıyla hakettiği sürece alır. Bunu, üretim araçları satın alarak, başkalarının emeğinin sırtından, kazanılmamış paraya çeviremez. Zaten üretim araçları satın alması olanağı yoktur, çünkü sosyalist toplumda, üretim araçları halka aittir, satılık değildir. Daha çok ya da daha iyi çalışarak daha yüksek ücret alması, onun başkalarından daha iyi yaşamasını sağlar, ama hiç kimseyi sömürmesine elvermez.
Sayfa 94
100. İletiye özel "KEDER-Lİ FENER" romanımın özeti
KEDER-Lİ FENER ÖZET Hikayemizin kahramanı Mehmet son derece zeki ve akademik kariyerinde de başarılı bir gençtir. Yapmış olduğu projelerden ötürü 'NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ' nü almaya hak kazanmıştır. Ödül almaya giderken havalimanında verdiği demeçler ülke gündemine oturmuştur... İsveç'e gideceği uçakta ufak (?) bir arıza yaşamıştır. Halkın tepkilerini
401 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.