Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Kaç zaman geçti sonra efkârdan bu yana bilmiyorum
Döndüm kürkçü dükkânına
Bilmediklerim öyle çok ki faili meçhul sevdam
Efkâr dağıtacağım
Künyene bakmadan bu akşam
Görüşmeyeli
Derinliklerimde hissettim sokağın sesini
Meçhul bir yolculukta, içli şarkıların nota oldu gözlerim
Saçlarım ıslandı, kendine Yağmur yağdığında
Monologlar ürettim, söz saydım Hakkı'ya
Miskin ve uzunca...
Şair dizelerde hayat bulur , okur ise sayfalarda . Şu kısacık sefil okurluk dönemimde hayat bulduğum eşsiz dizelerin bulunduğu güzel bir eserdin.
Hayatın karmamaşasına bir dur diyebildiğim , ruhuma ilmek ilmek güzellikler katabildiğim bir kaç saat ..
Şiirler neden vardır ? Ruha renk verip rengarenk çiçekler açtırmak için . Ruhuma şifa düştü hisli dizelerin ezgileriyle ..
#_kitabimvekahvem_
sadece şubatın değil tüm zamanların en iyisi
Yurt dışında çok popüler olan, çevrildiği gibi çokça satan o kitabın yorumuyla geldimm. Aşırı heyecanlıyım bu kitabı bitirmiş olduğumdan ve şu an yorumunu yaptığımdan dolayı. Açıkçası tiktokta fazlasıyla karşıma çıktığı için daha fazla dayanamadım ve hemen aldım. Gelir gelmez de okumaya başladım. Verdiğim hem en doğru karar hem de en yanlışı çünkü
Video: youtu.be/Fap4CtqBybE
Feride.
Yılmaz Odabaşı'ndan okuduğum ilk kitap.
Feride, 95 sayfalık güzel bir şiir kitabı.
Feride'de; anımsama, aşk, at, çarşı, çocuk, insan, işçi, kent, özlem, sevgi, sonbahar ve yalnızlık gibi temalarda güzel şiirler bulunuyor. Kitap boyunca Feride üzerinden Odabaşı'nın duygu ve düşünceleri
Bazı insanlar böyle yaşar...
Çok ağır ve karamsar bir havası var kitabın.
Lina kara 4. Sınıf tıp öğrencisi babasını ağzından çıkan keskin kelimelerle öldürdüğünü zanneden bir soytarı. Babası öldükten sonra hasta annesi ve küçük kardeşine bakmak işini omuzlamış ve babasının miras bıraktığı borcunu ödemeye çalışıyor.Çok yoğun bir şekilde yaşıyor ki (!) Gerçi pek yaşadığını da söyleyemem. Bu kızın robot olma ihtimali üzerinde duruyorum daha çok. Günde kaç iş yapıyor ,şahsen hızına yetişemiyorum. Yanlış hatırlamıyorsam çiçekçide , restoran,kafe de çalışıyor aynı zamanda ders notlarını da satıyor ve pazar günleri de soytarılık yapıyor .
Kendisini sürekli " Olsun, bazı insanlar böyle yaşar" diye avutuyor .
Üşenmedim saydım Tam 14 kez bu cümleyi kullanıyor bu kitapta...
Aral Çakırca , onu serinin bu kitabında çözmek mümkün değil onu söyleyeyim öncelikle.Ama şimdiye kadar okuyacağınız en iyi erkek karakter olabilir. Nazik , şefkatli... Ben kitabı Wattpad üzerinden de okuduğum için olayları kafamda tam oturttum, olaylar ve diyaloglar daha da anlamlı geldi açıkçası ve bu serinin ilk kitabı olduğu için yer yer anlamayacağınız yerler olacaktır .Asıl olaylar ikinci kitapta onu da elimize alacağımız günü bekliyorum.
Yazarın diğer kurgularını da okumuştum. Kalemini çok sevdiğimi söylemeliyim karakterler arasında oluşturduğu atmosferi okumayı seviyorum çok gerçekçi ve içten...
Dikkat bu yazı acımasız eleştiriler içerir.
Kitabı okumayanların yorumu okumaması rica olunur.
Benim mi #ütopya anlayışım farklı yoksa ütopyalar kusurlu olabilir mi bilmiyorum ama yorumlayasım bile gelmedi seni kaç hafta oldu okuyalı.
Bazı kadınlar neden bu kadar bir şeyler bir şeyler (düşüncelerimi açmak istemedim) yaşıyor bilmiyorum. Belki
Başlamadan önce bu kitabın bu kadar dini ve didaktik bir kitap olduğunu bilmiyordum. İlk 81 sayfa gayet keyifli ve sürükleyiciydi bana kalırsa ama 81. sayfadan sonra o kadar sıkıldım ki anlatamam. Aralarda yine okuru kendine bağlayan sahneler vardı ama tek tük. Adeta kitap bitsin diye dakika saydım. Bunun yanı sıra kitapta çok fazla noktalama işareti hatası vardı -baskıdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum-, virgüller yanlış yerle veya hiç kullanılmadığı için anlatım bozukluklu cümleleri anlamakta zorlandım.
İnsan Neyle Yaşar da din temalı bir kitaptı fakat asla Simyacı’da olduğu kadar yoğun değildi ve öyküleyici anlatım ve betimlemeler biraz daha fazlaydı. Bu kitapta diyaloglar tamamen dini öğütlerden oluşuyordu, hiç benlik değil. Normalde 3 yıldız vermek istiyordum ama sırf ilk 81 sayfanın ve yazarın dini öyküleştirerek sevdirme(ilgilenenlere) çabasının hatrına 4 yıldız verdim. Neden bu kadar abartıldığını anlayamadım.
Şu incelemeyi yazıp yeni kitaba başlamak zorundayım yoksa kitapsızlıktan kafayı yiyeceğim. Çok daha önce yazmam gerekiyordu aslında ancak sürekli ertelemeye yatkın biri olduğumdan ötürü anca bilgisayarımı bu iş için açabildim. Kitabı buradaki düzenli gitmeye çalıştığım bir sahafta bulup yazarı ve üslubunu çok sevdiğim için almıştım, ancak arkasını
Aşık Kral, Başar Başaran kalemi ile tanışma kitabım. Kitap dört bölümden oluşuyor ve kitabın türü her ne kadar öykü olarak belirtilmiş olsa da daha çok deneme gibi. Okuyucu ile sohbet edercesine yazılmış, o yüzden hoop okudum bitti bir kitap hiç değil. Benim de yaptığım gibi yavaş yavaş sindirerek okunacak türden. Kitabin arka kapaginda "şiir kadar coşkulu roman gibi düşünülmüş metinler bunlar" diyor tam da öyle şiir gibi biraz neşeli biraz hüzünlü ama hayatın içinden... Aşık Kralın dilinden...
Hazırsanız Aşık Kral' ın dilinden düşündüren altı çizilesi bambaşka bir sohbet, anlatı sizi bekliyor.
"Bir aşık kral oldum ben, örümcek kadar sanatkar. Bir aşık oldum kendime söyleyemeyecek kadar sahtekar. Sinsi bir rüzgarın yaydığı yangında is içinde kaldım. Ormandan bacakları tutuşmuş tilkiler gibi kaçtım kurnaz saydım kendimi, kargaları yüzüme güldürdüm. Kozalaklar patladı ardımdan, ağaçlar devrildi göllerde, alevler yükseldi, bir bardak suyumdan vazgecmedim. Kan ter içinde uyansam da rüyası devam etti."
@dogan_kitap
@dogankitap_etkinlik
Küçük şeyler
Kitap ismi gibi küçük küçük 8 bölümden (6 ve 7. bölümleri tek bölüm olarak saydım) oluşuyor. Bu kısa ve akıcı kitap okunmaya değer. Özellikle KEDİLER ve HİÇ çok güzeldi. Tabiki benim gibi tek solukta okunacak kitapları sevenler için sevgi ile tavsiye ediyorum…Kitapla kalın…
Çok çok uzun bir zaman oldu inceleme yapmayalı. Aslında her kitabı incelemeye değer bulmuyor oluşum da bunda pek tabi büyük bir etken.
Üniversitede ikinci sınıfım ve drama salonundayız. Ders: İlkokulda Drama. Hayatımın en güzel günleriydi şüphesiz. Zıplamalarımız, koşmamız, takla atışlarımız bir çocuğu andırıyordu. Heyecanla gittiğimiz tek dersti
herkese merhaba dostiler!
Sinan Akyüz - Ben, Amir kitabından bahsedeceğim bugün sizlere.
Akyüz okumayı çok seviyorum, çünkü bazı kitaplar bizi alıp hikâyenin içerisine katıp götürür ya, işte Sinan Akyüz'ün kitapları tam bu kitaplardan. o karakterlerle birlikte her şeyi yaşıyorum ben de okurken. her sayfada bambaşka yerlerde buluyorum
Samanta Schweblin ile tanışma kitabım oldu Kentukiler. Yazarın adını son zamanlarda sıklıkla duyar, kitabını okuyan arkadaşlarımı sıklıkla görür olmuştum. Türkçede olan kitapları arasından ilgimi en çok çeken olduğu için Kentukiler'i seçtim.
Kentukiler aslında bir distopya. Roman demek çok doğru olur mu, bundan emin değilim. Daha çok belli
Her yiğidin harcı bir kitap değil…
Öncelikle belirtmek istiyorum ki her yiğidin harcı olacak bir kitap kesinlikle değil. Özellikle benim gibi deneysel roman türleri efendicağazıma,postmodern kitaplar okumak size göre değilse,tavsiyem hiç başlamayın.
Ben kitabı okurken şey hissettim…. Bizim ülkede yazılmış olsa idi bu roman,Sanat için sanat anlayışının baskın olduğu dönemde
