Öyle bir yerdeyim ki...
Birini sevememek, sevdiğine ait olamamak ve hiçbir şey hissetmemek çok tuhaf bir duygu. Hani kimseyi sevemezsin ya ama sürekli bunun acısını çekersin ya aynı onun gibi işte, sürekli bir yalnızlık hissi… Neden korkuyorum ki birisiyle aşk yaşamaktan? Neden bir adım atamıyor ve neden korkularımı yenemiyorum? Cevap bulamadığım
Çocukluğumdan beridir süregelen bir alışkanlıktır benim için günlük tutmak. Kimseye anlatamadıklarımı satırlar ile itiraf etmek ise artık bir nevi terapiye dönüştü. Defterimi açıp bir süre durdum. Ne kadar zamandır yazmıyorum diye. Sonra ne kadar da yorgunum kelimeleri başladı dökülmeye. Yazdıkça yaptıklarımın pişmanlıkları ve sevinçlerinden
Orhan Pamuk
Bu yazarla ilk karşılaşmamdı bu kitabı. Kitabı bitirdikten sonraki içimde bıraktığı bu hissiyattan da belliki son da olmayacak.
Açıkça söyleyecek olursak. Bu adamda veya bu kitabında insanı kendi yanına çeken, gel gel izle diye seslenen bir akıcılık var. Öyle ki şu an a kadar elime aldığım her kitap da, hep bir olaya dahil oluş,
Serkan Karaismailoğlu' nun Kadın Beyni Erkek Beyni, Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum dan sonraki üçüncü kitabı Pia Mater . İlk iki kitabını da büyük bir keyifle okuduktan sonra hayal kırıklığına uğramayacağım hususunda emindim. Bir farkla... Bu defa romandı okuyacağım. Nöro Roman...
Temmuzun ilk günlerinin ultra aktif geçmesi biraz canımı sıksa
Bugün Zweig'in doğum günü.. Büyük yazarı rahmetle anıyorum..
Yıllar önce eşiyle intihar ederek yaşamına son vermişti...
Bir insan neden intihar eder?
Sebebi ne olabilir?
Şöyle bir örnek vereyim; bir genç okulda sıkıntılar yaşıyor, eve döndüğünde evde sıkıntılar, kendi içerisinde ise başka sıkıntılar yaşıyor. Etrafı sarılmış durumda, giderek