19 Ekim'de Refet Paşa İstanbul toprağına bir Fatih gibi ayak bastı. Haydarpaşa önlerinde Gülnihal vapurundan, bir motorbotla Kabataş'a çıkan Paşayı İstanbul Türkleri emsalsiz denecek gösterilerle karşıladılar. Gerçi İngilizler o gün jandarma nizamındaki birliğin karaya çıkmasını engellemişlerdi. Ama gece mesele halledilerek ertesi gün,
Sayfa 57 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Gül Bahçesi
Hiç belli olmaz; nasıl Dolmabahçe Sarayı ile Yıldız Sarayı bahçelerine vizyon sahipleri tarafından birer otel konduruldu ise; Gülhane bahçesi ortasına da tıpkı Gökkafes gibi bir bina çökertilebilir. Hiç belli olmaz. Oysa burası bilindiği gibi Topkapı Sarayı'nın dışında ama sarayın Gülbahçesi idi. "Gülhane" adı oradan geliyor. Şehremini Cemil Paşa (Topuzlu) döneminde (1912-14), (1919-20) Paşa'nın Avrupaî park tutkusu sebebi ile parka dönüştürüldü. Şehrin tek-tük kalmış yeşil alanlarından biri olan Gülhane Parkı'nda son yıllarda "Gülhane Şenliği" adı altında, yaz aylarında sürekli olarak konserler veriliyor ve park bir panayır yerine dönüşüyor. Yüzbinlerce kişi aylarca bu bahçeyi çiğneyip duruyor.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Sofular'daki umumhanesini hükumet kapatmıştı, Çilli Mahmut: " Şeriat elden gitti" diye bağırıyordu. Şehremini yapmamışlardı, Hidayet " Hürriyet yok" diye bağırıyordu. Layihasını okumamışlardı, Mısırlı Prens Hasan: " Bu memlekete istiklal ne kadar uzak" diye tepiniyordu. Sivas'a yine vali olamamıştı, Hacı Hulusi Paşa: " Çocuklar elinde kaldık" diye inliyordu.
Sayfa 338Kitabı okudu
İstanbul
Bu benim dünyaya ilk gelişim, Yıkarak saltanatını koca Fatih’in. Kundakla kefen arasında bir gün, İstanbul, İstanbul deyişim. Merhaba Kızkulesi, merhaba Eyüp Sultan, Kanlıca, Şehremini merhaba…
Artık Kadıköy'de annemlerle oturuyorum. Şehremini'deki evimi satıp bana şirin bir hapishane satın aldılar; kendileri de gardiyanlık yapıyorlar.
Tüm bu olanlara kızgın değiliz. Öyle olsak önümüze çıkanlarla kavgalar ederdik, öyle olsak vitrinlerin camlarını indirir, siyasilerin afişlerini söküp aya taş fırlatırdık, sonra gider tanrıya açlıktan ölenlerin hesabını sorar, küfürler ederdik; kızgın olsak ya kendimizi ya da insanları değiştirmeye çalışırdık. Oysa bu sarhoşluklar, bu şarkılar, bu yüzümüzde gezdirdiğimiz karanlıklar şimdiye kadar hiçbir şeyi değiştiremediğimiz için, çaresiz hazmetmeye, alışmaya çalıştığımız için. Frank şarkılar söylüyor. Şehremini'deki kıvrılıp yatacağım yatağa daha çok yolumuz var...
Reklam
96 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.