"Kalpte açılan yaralar da iyileşir mi?"
.
.
"Dokuz yaşında bir çocuğu evine götürdük.
Baba sordu: 'Bu çocuk kimdir?' Dedik senin çocuğundur. Adam kendi çocuğunu tanıyamadı ve hanımlarına, çocuklarından eksik olup olmadığını sordu. İlk eşi on iki çocuk saydıktan sonra eksik olmadığını söyledi. İkinci eş sekiz, üçüncü eşi
Ayrı Düşmüş Zamanlar- Yıldırım Türk.
8/10
Hepinize selam, yeni bir kitap yorumu ile sizinleyim.
Kitabımı, içinde on sekiz hikaye bulunduruyor. Her bir hikaye ise buram buram Anadolu kokuyor. En azından benim hissettiğim böyleydi.
Her bir hikaye beraberinde yeni bir dert getiriyordu. Kimisinin köy hasreti, kimisi zorluğu kimisi ise görüpte file getiremediklerini.
Hikayeler farklı ve güzel konulara değiniyordu. Bir- iki hikâye hariç geri kalan hikayelerin hepsini sevsem de benim favorilerim 'Telaş yığını, Bir Yıldız Düştü ve Yalnızlık Sardı Ruhumu' oldu.
Hikayeler daha önce birçok dergide yayımlanmış ama hepsini bir arada alıp okumak öyle iyi geldi ki anlatamam. Zaten yazarın kalemi o kadar sadece ve akıcı ki tek oturuşta rahatça bitirilecek bir eser.
Kaldı ki kitap, kısa olduğu halde dolu doluydu. Her bir Hikaye duygularım, duygularımla birlikte altını çizdiğim yerler değişti. Hikaye okumayı ve Anadolu'yu hissetmek isteyenler için kesinlikle tavsiye ettğim eser.
Şimdiden okuyan ve okuyacak olan herkese keyifli okumalar dilerim.
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı.
MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı.
MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Kesinlikle aşırı hassas bir konu üzerinde ilerleyen bir kitap. Bence konusuna bakmadan başlamayın.
Tamamıyla artı on sekiz hatta belki artı yirmi dört bile olabilir. Smut yanlarını saymazsak aşırı basit kurgu ve aşırı basit karakterler.
Yine de okumak isteyen herkese keyifli okumalar.
denilen şey, bazen, pek küçük meselelerden, nasıl da, bütün değerini kaybediyor! Sekiz, dokuz senelik kansını bu geceki haliyle hiç görmediği muhakkak. Kadıncağızda ne hünerler varmış da "eskiden" meydana koyamıyormuş ... "Eskiden". Bu ke limeyi birkaç kere yüksek sesle, tükürür gibi tekrarladı. Eskiden zengin olduğu için, her aklına eseni yapabilirmiş de herkesler onu ayıplamazmış ... Ya şimdi? Şimdi ise, parası olmadığından, dünya nın en namuslu, en şerefli işine girmesi cinayet sayılıyor. Hala Hanım'ın muhterem kocasına, yani "Enişte Beyimize" ne demeli? Bu herif, hünkar yaveri iken Çiçekçi Sokağı'nda sarhoş olup külhan beylerinden dayak yemesiyle meşhur lbrahim Bey değil mi? Kendisini eğer İngilizce bilmemiş olsa, yazıhanesine katip bile almayacak öyle mi? "Hay siz çok yaşayın, e mi Nermin?"
Nicolas Darvas'ı tüm borsa yatırımcıları bilir. Bu kitabı yorumlarken öncelikle nasıl para kazandığı değil bir dansçı olup nasıl hayatı borsa sayesinde değiştiğidir. Önceleri kumar daha sonra temel analiz daha sonra teknik analiz ve son durak...Kendi stratejisiyle 1950'den bu güne hala kullanılan kutu teorisinin sahibi olması. Bu fiziğin Albert Einstein'ı Matematiğin Öklid'i dir. Dansçı olarak boş zamanlarında, piyasa ve büyük spekülatörler hakkında yüzlerce kitap okudu ve günde yaklaşık sekiz saat borsa üzerine çalıştı. Darvas, tüm parasını birkaç hisse senedine yatırdı. Ve hayatı değişti. Bu kitapta kazandıkları kaybettikleri değil hiç bilmediği bir yola girip hayatı boyunca bir daha geri gelmeyecek riskler alıp o yolunu çizmesidir... Biraz borsa biraz riskle ilgiliyseniz keyifli okumalar ...
iki senelik savaş biraz üzücü bitti. King adam gereksiz uzatmaların da king'i olmuş eyvallah. Bu kitap ekstra gereksiz uzatılmış gibiydi ama. Neyse o kısımları saymazsak ben sonunu begendim (her ne kadar novellayla beraber sekiz kitabin sonunda düzgün bir son isteyen okurlara king tarafından trip mektubu yazılsa da) verdigi son hoşuma gitti (kahroldum) velhasilkelam fena degil ama hicbir sey corak topraklarda yaşadığım duygulari geri getirmeyecek... Kitabi okurlarina adamasi tatli olmuş affettim :3 ayrica justice4callahan favori karakterim underrated king arkandayiz.
KuleStephen King · Altın Kitaplar · 2011991 okunma
Maça kızı 8 birinci kitap yorumu
Herkese merhaba sevgili okurlar.Bugün sizlere Maça kızı 8'den bahsetmek için geldim.Uzun bir yorum olsun istedim çünkü biliyorsunuz kitap tuğla gibi. :) Neyse önce konusundan bahsedeyim sizlere.Nazlı,aşık olduğu çocukluk aşkı Anıl'ı kurtarmak için bir gazinoya girer.Anıl,trafik kazası geçirmiştir ve eğer
On sekiz yaşına bastıktan sonra çocuk edebiyatı okursanız ayıplanırsınız. Yayıncılık piyasası da bundan utanç duymanızı bekler, hatta ona göre tavır alır. Yaşını başını almış ciddi insanlar otobüste kitap okurken yüzleri kızarmasın diye Harry Potter kitapları yetişkinler için farklı bir kapakla basıldı. Utanmayı reddedin. Her şey bir yana, çocuk kitabı okumak iyi bir deneyim. 1949 yapımı siyah beyaz bir fılm olan Adam's Rib'deki [Adem'in Kaburgası] o muhteşem sahnede, Katharine Hepburn sekreterini günün ahlaki çifte standartlarıyla ilgili sorgular. Sekreter kendini, "Kuralları ben koymuyorum," sözleriyle savunur. "Elbette ki sen koyuyorsun," der Katharine Hepburn. "Hepimiz koyuyoruz." Sükut ikrardan gelir. O halde başkaldırın. Bağımsız bir kitapçıya gidin ve dosdoğru rengarenk sırdı kitapların olduğu rafa yürüyün.
Times'da kısa süre önce çıkan bir habere göre İngiltere'de yüzyılın başından beri kütüphanelerin bütçesinden 300 milyon sterlin kesinti yapıldı. Sekiz milyonu aşkın insan kütüphanelerden aktif olarak kitap ödünç alıyor; İnternet ve kitap kulüpleri gibi diğer kütüphane hizmetlerinden faydalananların sayısı daha da fazla. Buna rağmen 2010'dan bu yana 700 kütüphane ve ödünç kitap servisi kapatıldı. Ayrıca eğitim ve çocuk edebiyatı alanında olmayanların dudak uçuklatıcı bulduğu bir gerçek var; devlet, okullarda kütüphane bulunmasını zorunlu tutmuyor. Günümüzde kütüphane bulunması kanunen zorunlu olan yegane devlet kurumu cezaevleri ki bu konu da çocukların önünde ağza alınmayacak sözler söylememek pek zor.
1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklanan ve 4 ay hapishanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Cezası dört yıl kürek, dört yıl da adî hapse dönüştürüldü. Cezasını çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Aslında kendi hayatından yola çıkarak yazılan bi kitap olması ilgi çekici ve güzel ama ne kadar gercekte olsada maalesef beklentimin altında kaldı hapishanedeki her detayı yazması ne kadar sıkıcı olsada hapishane arkadaşlarının hayat hikayelerine değinmesi kitabın en güzel kısımlariydi ama kitabın durağan ve herseyin aynı durağınlıkta ilerlemesi maalesef biraz insanı sıkıyor. O yüzden okuyanlar için bitirmek biraz uzun sürebilir.
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,5bin okunma
Haftanın ilk günü size çok sevdiğim #serçeyiöldürmek kitabının yorumuyla geldim. Bu hikayeyi yayınlandığı platformda okumaya başlamıştım ama ne okuma... O kadar çok bölüm vardı ki elime kitap alamıyordum Fetih ve Efsun okumaktan Fetih'in meşhur sözleriyle kahkahalar atarken, Efsun'u anlatan bölümlerde içim dışıma çıkana kadar ağladığım
Çocukluğundan itibaren tamamen klasik eserlerden oluşan bir kütüphane toplamaya başlayan İngiliz koleksiyoncu Richard Heber, 30’lu yaşlarından sonra hayatını nadir eserleri biriktirmeye adadı. 50’li yaşlarından sonra ise Paris, Anvers, Brüksel, Gent ve Hollanda başta olmak üzere birçok şehri gezerek ciltler ya da kütüphaneler halinde kitap satın aldı ve ardında büyük kitap depoları bıraktı. Beğendiği kitapların birkaç kopyasını da alan Heber, kütüphanesini o kadar büyüttü ki, sahip olduğu 146.000’den fazla nadir kitap sekiz eve ancak sığabiliyordu.