Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mesela eskiden sıcak yaz günlerinde öğlen vakti yemekten sonra seni mağazada yorgunluktan dirseğini tezgâha dayamış biraz kestirirken gördüğümde; ya da pazar günleri kan ter içinde yanımıza yazlığa geldiğinde; ya da annem ağır bir hastalık geçirdiğinde kütüphaneye tutunup sarsılarak ağladığında; ya da geçirdiğim son hastalık sırasında usulca yanıma, Ottla'nın odasına gelip, ama eşikte durup beni görebilmek için yalnızca boynunu uzattığında, ama saygıdan yalnızca elinle selam verdiğinde böyleydi. Böyle zamanlarda yatağıma uzanıp mutluluktan ağlardım ve şimdi bunları yazarken yine ağlıyorum.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Pazar sabahı. Fırladım yataktan, pencereyi sonuna kadar açtım ve "Herkese selam!" diye seslendim dünyaya.
Reklam
Ah Kafka :((
Mesela eskiden sıcak yaz günlerinde öğlen vakti yemekten sonra seni mağazada yorgunluktan dirseğini tezgaha dayamış biraz kestirirken gördüğümde; ya da pazar günleri kan ter içinde yanımıza yazlığa geldiğinde; ya da annem ağır bir hastalık geçirdiğinde kütüphaneye tutunup sarsılarak ağladığında; ya da geçirdiğim son hastalık sırasında usulca yanıma, Ottla'nın odasına gelip, ama eşikte durup beni görebilmek için yalnızca boynunu uzattığında, ama saygıdan yalnızca elinle selam verdiğinde böyleydi. Böyle zamanlarda yatağıma uzanıp mutluluktan ağlardım ve şimdi bunları yazarken yine ağlıyorum.
Doğruluk payını bilmiyorum tuhaf bir kitapla karşı karşıyayım..
(Yeni elbise yaptırmadan veya kestirmeden günlerin Hüküm ve etkisi) 1 — Pazar günü yaptırılan veya kestirilen elbise kişiye keder ve kasavet getirir. 2 — Pazartesi günü yaptırılan veya kestirilen elbise kişiye bolluk ve bereketlik getirir. 3 — Salı günü yaptırılan veya kestirilen elbise denizde kaybolur veya yanar. Veya bir hırsız tarafından çalınır. 4 — Çarşamba günü yaptırılan veya kestirilen elbise kişiden belayı savar, rızkı bollaştırır 5 — Perşembe günü yaptırılan veya kestirilen elbise insanlar arasında yüksek makam ve ilim sahibi olur, 6 — Cuma günü yaptırılan veya kestirilen elbise insanın ömrünü uzatmış olur. 7 — Cumartesi günü yaptırılan veya kestirilen elbise bu günde elbise giyer ısmarlarsa hayır görmeyeceği gibi, giymediği takdirde, hastalığı kendinden ölünceye kadar uzaklaştırır. Allahın elçisi Peygamber Muhammed'e Selat ve selam olsun. ~√~
Sayfa 139Kitabı okudu
Bir pazartesi günü idi. Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on altı saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yemeye içmeye de bir saat, yarım saat el yıkama, aptes bozmaya, yarım saat olduğun yerde kestirmeye, çeyrek saat bilet almaya, tünele, tramvaya, vapura binmeye... Say sayabildiğin kadar. Koy bu on saatin içine boşlukları doldur bakalım. Sevişmeye koyabiliyor musun on dakika?.. Yazı makinelerine, kalem tutan parmaklara, neşterlere, ilaçlara, selam vermeye, kitap okumaya, iki kadeh içmeye... Vakit mi kalıyor insanoğluna? Bunu yaparsan onu edemiyorsun. Kimine dar, kimine bolsun; pazartesi! Pazartesi! Sanki pazar bir şeymiş de onun bir de yarını, ertesi günü var. Ertesi günü yapacak işlerin içinde hep aynı olanı bir yana bırakırsak bize saat olarak ne kalır?
Reklam
Selam olsun onlara ...
Her hafta sonu gibi geçen pazar da okumayı uykularından daha fazla sevenler, henüz güneş dogmadan masa lambalarını yaktılar.
“Şimdi benim şerefimi kirlettin” dedi. Herkesten önce önce annesi rezil etti. Köyde Mari’nin döndüğü duyulunca, herkes onu görmeye koştu, bütün köy halkı kocakarının kulübesinde toplanmıştı. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, kızlar, hepsi de görmeye can atan, aceleci bir kalabalık hâlinde toplanmışlardı. Mari aç, perişan bir hâlde yerde, kocakarının
Ve refah azaldıkça dinin tesellisine duyulan ihtiyaç arttı. Rahip Sidenius'un dünyevi şeylerin geçiciliğine, fakirliğin ve yoksunluğun gerçek zenginlik olduğuna dair etkili sözleri insanlar tarafından anlaşılmaya başladı, özellikle de bir zamanlar ona en çok karşı çıkanlar tarafından. Pazar günleri rahibin vaazı için toplanan dindar kalabalığın sayısı arttı ve sonunda şehirde yaşayanlardan hiç kimse ona selam vermeden geçmez oldu, en azından rahip cübbesini giydiğinde.
Sayfa 34 - Soysal YayınlarıKitabı okudu
Kırmızı Balon..!
"O pazar baloncuyu Ulus Parkının orada görünce, kuş gibi uçtum anamın yanına. -Ana ana, para, dedim, balon alacağım. Anam, -Yok, dedi. Zaten anamda hiç para olmazdı. Yine koştum, gittim baloncunun yanına. O yürüdü, ben yürüdüm, o yürüdü, ben yürüdüm. O gün kırmızı balonu seçmiştim kendime, en tepede, balonların ortasında nazlı
Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Mahir İz Hoca'nın Selam makalesi vardır. Aman Ya Rabbi o kadar güzel ki, herkesin okuması lazım, özelliklede çağımızdaki insanların. Herkesin üslübuna, usulüne göre selam veriliyor. "Selam bir emanettir, selamı ziyan etmeyin," buyuruyor Hoca. İnsanda bir emanettir dolayısıyla emaneti ehline tevdi edeceğiz. "Pazar esnafına 'Pazar ola', eğer biri balık tutuyorsa 'Rast gelsin' diyeceksiniz. Selama iki tane mühim mesaj vardır... Makaleyi okuyun:)
Bir pazartesi günüydü. Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi.. Yap bakalım hesabını! Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on altı saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yemeye içmeye
Malikimiz, Rabbimiz olsun. Maliki Rabbi olmayanın, maliki kendi nefsaniyetidir. Yoksa pazar kalkar alıcı kalmazsa Yunus’un da buyurduğu gibi: * Aşkın pazarında canlar satılır * * Satarım bu canı alan bulunmaz *
Sayfa 125 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Bir pazartesi günüydü. Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalm hesabını!... Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on altı saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yemeye
Rasûlullahﷺ'ın İslâm'ı tebliğinde göz önünde bulundurdukları önemli prensipler şunlardır: 1- Hz. Muhammed (s.a.s.), her yerde ve herkese tatlı ve yumuşak bir dil ile hitap ederdi. Halkın bilgi seviyesine, kavrama kapasitesine ve bilgisine göre Kur'an-ı Kerim'den ayetler okurdu. Mekke ahalisinden, küfür, itiraz veya başka dinlere bağlılığı engel
Sayfa 136
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.