Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

semacer

semacer
@semaacerrahh
26 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kahramanımız Raci’nin hayatının,varlığının anlam arayışı için Aynalı Baba’nın rehberliğinde çıktığı yolculuğa eşlik etmenin lezzeti ruhumda kaldı. Bir uyku âleminde yapılan bu yolculuklarda Doğu ve Batı’nın sınırlarını aşıp yerin yedi kat altındaki dünyalara , diğer gezegenlere,evrenlere gittik ve neler neler gördük. Buda’yla,Zerdüşt’le,Brahma’yla, Simurg’la karşılaşılan bu yolculuklarda görünürde Raci’nin,perde ardında insanlığın inanç sorularına cevaplar bulmaya çalışıyoruz. Buluyor muyuz? Bir defa okumakla olacağını sanmam. Tekrar ve tekrar, sorgulayarak, karşılaştırarak yapılacak okumayla kitabın katmanları arasındaki cevaplara ulaşılabileceğine inanıyorum. Sembolik anlatımı, güzel Türkçesiyle edebî tadı damağımda, etkisi ruhumda kalan bu eseri meraklısına tavsiye ederim. Özet niyetine; “Alem bir deniz,sen bir gemi;aklın yelkeni, fikirlerin dümeni;kurtar kendini,ha göreyim seni!” “Ey avare yolcu! Yürü;durma, yürü.Bu geçici âlemin zevkleri seni Allaha kavuşmaktan alıkoymasın.Bu eşsiz manzaraların,bu güzelliklerin hepsi rüya ve hayalden ibarettir.Ey zavallı ziyaretçi! Yürü;durma, yürü. Yürü ki, Allah’a kavuşmanın gönüle ferahlık veren tazeliğinde yüceliklere eresin Yürü; kendi aşkına kavuş.”
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Eşik Yayınları · 200716,8bin okunma
Reklam
155 syf.
·
Puan vermedi
Hayatın anlamı, insandan insana günden güne saatten saate değişir. Herkes hayatında tamamlaması gereken bir ödevi beraberinde getiren bir iş veya misyonla karşı karşıyadır. Hayatın anlamı/ Varoluşun özü sorumluluk duygusunda yüklüdür.Bu sorumluluk duygusu ne,neye veya kime , kişiye kalmış. Bu anlam , bireye özgü ve özeldir. Hayatın anlamını keşfetmek için 1. Üretimde bulunmak, çalışmak lâzım. 2. Bir şeyi deneyeyimlemek veya biriyle temasa geçmek gerekiyor. 3. Kaçınılmaz olan ıstıraba karşı aldığımız tavırla. Çaresiz bir durumda, durumu değiştiremeyeceğimiz zaman kendini değiştirmek zorunda olduğunuzu bilmek, kabulleniş. Bu anlamı bulamayan kişi varoluşsal boşluğa düşer. Bu boşluk kendini can sıkıntısı şeklinde gösterir.Kitlesel nevrotik sendromlar ( depresyon, saldırganlık,bağımlılık) legoterapiye göre bir boşluk ve anlamsızlık hissine tekabül eden “varoluşsal boşluğa” bağlıdır. Bunun için ki her an bir şeyle ilgilenmeliyiz. İnşirah süresi 7.Ayette diyor ki “O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.”
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,4bin okunma
451 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Samim, Meral, Besim, Selmin, Ferhat, Mefharet, Necile, Renginaz, Feriha… Sanki iki bölümlük bir tiyatroydu roman. Karakterler öyle değişti ki… Roman bittiğinde olay sanki basit kaldı ama 443 sayfa öyle aktı ki. İlk sayfalarda yaşadığımız şokları 290’lı sayfalarda bir daha yaşadık.Ardından telekinezi olaylar, telepatik duygular arasında bir tedirginlik yaşarken birden bittti eser. Roman boyunca neredeyse her şeyi uzun uzun detaylıca hatta biraz da uzatarak anlatan yazar birden bitirdi romanı. İlk bölümde kişiliğine hayran olduğum Samim son bölümde düşündükleri, hayalleri, hareketleri, kadınlar hakkındaki görüşlerinden dolayı gözümde çirkinleşti. “Simeranya” olabilirliği yönüyle bile bir ütopya hâlâ! Romanlarda neden bir yanlış/hata/günah! İşleyen kadın sadece cezalandırılıyor???? Samim, Ferhat, Besim çok mu temizdiler ? Şaşırtıcı, heyecanlı, düşündürücü kaliteli bir eser. Zevkle ve yazarın her konuda (biyoloji, fizyoloji,psikoloji,sosyoloji,felsefe,telekinezi) bilgili olmasına şaşırarak okudum. Son sayfalarda (441-442) Samimin ağrından konuşan yazarın düşünceleri üzerine de uzunca değerlendirme de yapılmalı ayrıca.
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 195121,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
6/10 puan verdi
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kahramanlarla bir odada sanki karşılıklı oturup sohbet ediyormuş şeklindeki anlatımını beğendim. Ancak Müge Anlı tadında bir kitaptı. Kitap okuma kriterlerimin farklılığından olacak biraz çerez tadında kaldı bende. Kurgu bir karakter de olsa Ethem’ i sevdim ; bir de Nurten’i . En çok da Nurten’in mutlu olmasına sevindim. Sevgi’nin durumunun verilmesini de beklerdim doğrusu. Peki bu kadar olayların yaşanması ve samimiyetsizliğin temelinde bir yalan olması? Hülya’nın kayınpederine abdest aldırdıktan sonra önüne ilaç kutusunu koyması ötenaziyi çağrıştırmadı mı size de?
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20234,610 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İskender Pala’nın tarzını severim. Divan edebiyatını anlaşılır bir şekilde , güzelce ve bütün romantizmiyle işler romanlarında:Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk , Katre-i Matem , Kervan bunlardandır. A71’de dünya , Ortadoğu, Evageliizm, Amerika ,üst akıl , nanoteknoloji, yapay zeka , deepfake üzerine düşündüğü, kafa yorduğu, gözlemlediği şeyleri söylemek tarihe not düşmek birilerini uyandırmak istemiş. Bilimkurgu anlatım aralarında yine onun tarzını yakalıyorsunuz fakat ben kitabın ruhunu çok yakalayamadım. Yine de son beni vurdu.Yusuf Nalbant’ın ne yaptığı ancak dünya medyasında nasıl yansıtıldığı gerçeği çok acı verdi bana . Kitapta da dediği gibi “ Burası bir satranç sahnesiydi.Üst akıl oyun kuruyor hak, adalet ,insanlık sevdasında olanlar da oyunun piyadeleri, atları, kaleleri olarak durmadan birbirini kırıyor.” Kelime ve kültür dağarcığıma eklediklerim ise: nefilim, Masada, Armageddon, bast-ı zaman tayt-i mekân.
A-71
A-71İskender Pala · Kapı Yayınları · 20221,897 okunma
Reklam
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İyi bir okuyucu roman bitince şunları rahatlıkla çıkarır: Toplum tarafından dışlanma ,kabul görmeme, düzene ayak uyduramama , kendini ifade edememe, sosyal dışlanmışlık. *Eser alegorik bir anlatıma sahip , böcek bir metafor. Aile burda toplumun mikro ölçüdeki hali ve yansıması. *Gregor Samsa , İbrahim Kalın’ın tabiriyle toplumun “ötekisi “. *Samsa mesleğini sevmiyor ve asosyal. Bu özellikleriyle ailesinin toplumsal statü ve yaşayışı için bir tehdit.Sonuçta ölümü ailesi için bir bayram gibi oldu. Üzülmeden hemen arzu ettikleri hayata yol aldılar. *Anlaşılması için üzerine konuşulması gerekir.Öylesine düz bir okunmayla okununca sadece okunmuş olur. *Puanım içindeki alegorik anlatımın başarısından dolayı :7
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Koral Dağıtım · 2016223,1bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sohbet havasında biraz da üniversite dersi tadında bir kitaptı.Zaman zaman üzerine düşündüğüm pek çok konuda - ne kadar düşünsem de yine az bildiğimden kaynaklı- yeni bilgiler, yeni bakış açıları , yeni yeni şeyler öğrendiğim bir okuma oldu. En çok hoşuma giden de bazı konularda ( eğitim seviyesi / okuma kapasitesi/ yaşanmışlık düzeyi farkıyla) zatımuhteremle aynı düşünüyor olmamdı.Tespitler güzeldi. Dilerim bu tespitler ışığında ülkemiz , gençliğimiz ,medeniyetimiz için doğru adımlar da atılır. * Kelimeler araç olmanın ötesinde düşüncenin kurucusu kurucu unsurlarıdır. Her kelimenin bir tecrübesi , bir yaşanmışlığı vardır . size ait bir dil ufkunuz yoksa kendinizi başkalarının kelime ve kavramlarıyla düşünmeye , o dil evreni içinde tanımlamaya mahkum edersiniz. Kendinizi ifade edecek bir diliniz yoksa kendiniz de yoksunuz demektir. *Başkalarının kavram ve kimlik tanımları üzerinden birbirimizle kavga ediyoruz.
Gök Kubbenin Altında
Gök Kubbenin Altındaİbrahim Kalın · Mecra Kitap · 20221,115 okunma
9/10 puan verdi
·
Beğendi
“Aşk” nedir ? Rengi , biçimi, şekli şemali nedir? Nasıl yaşanmalıdır? Nasıl yaşanırsa mükemmel olur ? Aşk için iki kişi de taşın altına elini aynı derecede koymalı mıdır? Kitabı okurken elimden bırakamadım. Ne olacak, nasıl olacak, kavuşacaklar mı , “ay kavuşsunlar ya!” diye diye çevirdim sayfaları. Ama öyle olmadı. Ben cesur bir aşkın , minnetsiz bir aşkın nasıl yaşanabileceğini okudum bu sayfalarda .Yine bir Zweıg eseri . Lezzetli , akıcı , heyecanlı …. # “O tek bir saniyede çocukluğumdan beri görmemiş olan yaşlı adam beni tanımıştı. Bu tanımadan ötürü onun önünde diz çökebilir ve ellerini öpebilirdim… Fakat sen beni tanımadın. Sen, beni asla, asla tanımayan , bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?…”
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225bin okunma
110 syf.
·
Puan vermedi
Okurken birçok şeyi sorguladım: hayat,inanç , adalet , hukuk sistemi , doğru-yanlış kime göre neye göre, idam, kimin idam edilmesine kim ve nasıl karar verir… Öylesine sıradan bir şekilde yaşanan bir gün bir insanın hayatını nasıl değiştirir? Peki Meursault’un hayata ve kendi hayatının biteceği gerçeğine kayıtsızlığı?.. Okurken yoruldum Kime göre neye göre bilmem ama iyi ki bir inancım , kendimce değerlerim ve hayata verdiğim bir anlam var
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111,8bin okunma
60 syf.
·
Puan vermedi
Öylesine sıradan başladı ki… Ama sayfaları çevirirken “ne olacak, neden,nasıl,niye böyle oldu, böyle olmaz ki” soruları at başı yarışıyordu. Kim yaşadıklarından dolayı kimi zaman “Amok koşucusu” olmayı düşünmemiştir ki! (Amok : cinnet geçiren) Bir an kim çıkmıyor ki zıvanadan! Okurken sanki “bu benim!”dediğim o kadar yer oldu ki. Stefan Zweig’in novela tarzını sevdim ben.(Novella nedir sorusuna yanıt olarak kısa roman veya uzun öykü yanıtı verilebilir. Genellikle roman kadar uzun değil, ancak kısa öyküden daha uzun olabilmektedir. Novellanın kısa öyküden en büyük farkı bir karaktere odaklanmak yerine birden fazla karaktere odaklanabilmesidir.) Eserde doktoru, kadını , genç aşığı, tanıdık , olaya şahit olduk ve bütün macera gözümüzün önünde cereyan etti. Her şey yerli yerindeydi sanki biraz daha uzun olsa olmazdı. Yavancı bir eseri okumaktaki en büyük handikap çeviridir. Eser çevirisi gayet başarılıydı zevkle okunuyor.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,8bin okunma
Reklam
159 syf.
·
Puan vermedi
Bu kadının hususi hayatında en küçük bir leke ,ahlakında en küçük bir ehemmiyetsizlik bir zaaf gösterilemez. Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Doğruluk,temizlik,fedakarlık hastalığı onda insanlığın en kıymetli bir kabiliyetini öldürmüştür. ACIMA KABİLİYETİ…Zaafa , düşkünlüğe , cimriliğe acımıyor…Birbirimizin feryadını,iniltisini duyabilmek de lâzım. O şüphesiz çok mükemmel mahluk,çok iyi muallim…Fakat bu söylediğim eksiği tamamlamadıkça hiçbir zaman istediğimiz muallim olamayacak… …bir ibadet istiğrakı içinde babasının ayağını öptü.- Baba…Zavallı babam…AFFET BENİ… Zehra birkaç gün sonra Anadolu’daki mektebe döndü.Genç muallim artık hiçbir eksiği kalmamıştı. ACIMAYI ÖĞRENMİŞTİ. Yazıldığı 1928 yılı dönemi aile, memur , devlet işleyişi ve sosyal hayatı hakkında bilgi veren romanın tekniği bana göre çok güzeldi. “Her şey göründüğü gibi değil “ “hayaller ve gerçekler” ve “ bir öğretmen Nasıl olmalı?”söz kalıpları kitapta anlam kazanıyor. Okunmalı ve üzerine
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,4bin okunma
147 syf.
·
Puan vermedi
Yıllar evveli okunan bir kitabı tekrar okumak bazılarına garip gelebilir." İşin mi yok!" diyebilirsiniz içinizden. Ben okudum. Büyümüşüm Çünkü bu sefer okuduğum cümleler şimdi başka şeyler söylediler bana. Hayatı hatta dünya düzenini anladım bir kez daha. Sıradanlıga karşı çıkış ve sorgulamalar, inandıkların uğruna mücadeleler ,aydınlanmalar, duraklamalar, unutuşlar, yeknesanlıklar, dibe vuruşlar ve tekrar uyanmalar... Hayat böyle.Dünya düzeni böyle. Martı Jonathan Livingston bana, içimde yaşadığım sorgulamalarıma, "sıradan insanların" dayatmalarına karşı içimdeki kelebeği bulma ve ona iyi bakma konusundaki tereddütlerime iyi geldi. Hani bazı kitaplar "başucu kitabıdır " ya işte onlardan diyebilecegim tarzdadır Martı *Yaşamak için ne çok neden var. *Rakamlar sınırların göstergesidir. Aklımda kalanlardan
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201967,2bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Olağanüstü Bir Gece/ Bir kelebek hikâyesi
Bir ağaç gibi yavaş yavaş içten içe çürümeye başlayan kahramanımızın yeniden çiçek açıp etrafa hayat vermesi şeklinde bir hikaye. Sonunun böyle biteceğini değişimin böylesine olacağını beklememiştim. Stefan Zweıg'den okudugun ikinci kitap bu. Anlatımını beğeniyorum. Cümlelerinin uzunlugu beni rahatsız etmedi- bunda cevirmenin de payı büyük-. ☆ Bu olağanüstü gecenin ansızın karşıma çıkardıkları, kapalı kalmış ruhumu açıverip geçmişimin en gizli yönlerini, dürtülerimin en saklılarını açığa döküvermesi ne tuhaftır! ☆Geri dönemezdim. Suçun,bugün öğleden sonra koşu pistinde yaşanan macerayla bulaştığım yerçekimi ,beni aşağıya çektikçe çekiyordu ve artık sadece uyuşukluğumu , yeni dehlizlere, belki de bunların sonuncusu olan ölüme doğru yuvarlandığımı hissediyordum ... Bundan sonraki bölüm kelebegin hikayesi gibi. Okurken yazarla birlikteydim. Kelebeği gördüm
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · İndigo Yayınları · 2018144,2bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Kendine Ait Bir Oda
"Napoléon ile Mussolini'nin kadınların aşağı olduğunu ısrarla söylemelerinin sebebi budur; kadınlar aşağı olmasa, kendilerinin büyümesi duracaktı.....Kadın gerçeği söylemeye başlarsa, aynadaki adam küçülür; hayata uygunluğu azalır. Kahvaltıda, akşam yemeğinde kendini olduğundan en az iki misli büyük görmezse, hüküm vermeyi, yerlileri
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202138bin okunma
238 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Puslu Kıtalar Atlası
Karmaşık olay örgüsünü beğendim. Bir yapboz ya da labirentte ilerlemek gibiydi. Her şey yavaş yavaş çözümleniyor derken bir büyük soruyla yine kafam karışsa da yine de beğendim. Özellikle kelime , cümle seçimleri bir okuyucu olarak beni hem zorladı hem zevk verdi hem de yeni şeyler öğrenmeme vesile oldu. Hem yüzyıllar öncesini anlatmak hem felsefik değerlendirmeler yapmak hem de uzay/ bilimsel olmak ... İhsan Oktay bunu güzel kurguluyor,hiç biri garip kalmıyor. Boşuna felsefi/fantastik dememişler.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
Aziz Bey Hadisesi
•Okurken üç kere öldüğüm bir eser. Okuyucu okuduğu eserde kendine yakin bir kahraman bulur hep. Ben... Adı hiç zikredilmeyen anneyi mi yoksa Sessis sedasız ve karşılıksız seven Vuslat'ı mı kendime yakın buldum yoksa onlarda mı kendimi buldum? İnsanın yaşamının son deminde hayatının boşa geçmişliğini hissetmesi ne acı. • Ve yine anladı ki hayatı zaten tümüyle bir yanılgıymış. •Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır... Ruh, başına kara bir hâle takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer,içer, yaşar. •Aziz Bey de birçokları gibi hayatla inatlaşmayı,didişmeyi tercih etti.
Aziz Bey Hadisesi
Aziz Bey HadisesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 202210,4bin okunma
Reklam
160 syf.
7/10 puan verdi
De Ki İşte
Ön yargılı başladığım ama sayfalarını beğenerek tükettiğim bir eserdi.Özellikle Ölüm(de) ve Yaşam (ki) bölümlerinde beyin hücrelerim jimnastik yaptı. Anlam ,ölümdür. Ancak ölümü unutmayan;onu bir anlam temeli olarak, kendi dayanağı olarak,sürekli 'canlı ' tutan bir yaşamdır, anlamlı yaşam Neyi ki yaşarız ,onu ölürüz . - öldügümüz de, hep , yaşadıgımızdır. Yapabileceklerini boş ver - yapabildiklerini yap!
De ki İşte
De ki İşteOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20185bin okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
Bir Delinin Hatıra Defteri- Burun-Palto
Bir Delinin Hatira Defteri - Sosyal statünün insanları nasıl mahvettiği üzerine bir güzelleme! Burun- Sosyal statü simgesi. Alegorik, absürd mizah ve yergi : Niteligi olmayan insanlarin liyakatlı insanları geçmesi... Palto: Bir protesto kitabı : Rus burokrasisini, toplumdaki aşılamayan statüleri, insanların yüzeyselligini...Fantastik ogeler esere mizah ve tat katmış .(Ben Akakiy Akakiyeviç'e çok üzüldüm.) Not:Hikayeyi "To Vals Gamou" adli muzikle dinledim .Âcizane tavsiye ederim.
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)Nikolay Gogol · İndigo Kitap · 201755,6bin okunma
120 syf.
6/10 puan verdi
Yılkı Atı
Romanda Üssünoğlu İbrahim insan(!) olmasına rağmen ,hayat şartlarının zorluğunu bahane ederek ,çok da insani olmayan davranışlarda bulunur. Okurken içim acıdı. Evet hayat şartları zor, iklim zor, coğrafyamız zor ama insan kendisine karşılıksız yardım edene , dili olmayana böyle mi davranmalı?‍️ Derler ki insanın hayvandan farkı aklıdır . Ama unutulan şey hayvanların hissettiği, anladığıdır. Dorukısrak , hayvan olmasına rağmen, yemek yediği eve hıyanetlik etmemeye çalışsa da olmadı. Üssünoğlu bunu kendi istedi‍️
Yılkı Atı
Yılkı AtıAbbas Sayar · Ötüken Neşriyat - Edebiyat Dizisi · 20156,2bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
"Doğu'nun Limanları" üzerine
DOGU'NUN LIMANLARI/Amin Maalouf Tarihten çıkan bir yolculukta aşk, dostluk,ayrılık, korku, öfke, kendini arama,farklı inançlar, dinler arasında bir yolculuktu çıktığım. Bu yolculukta Istanbul, Adana,Lübnan, Beyrut, Hayfa, Paris gezdim ; nice insanlar tanıdım. Sıkılmadan , gerilmeden, merakla çevirdim sayfaları .Klasik roman tarzı kurgusu ve çevirmenin edebi başarısı (bana göre) etkileyiciydi. Film şeridi gibi akan sahnelerde kahramanımız Isyan'in hamile karısı Clara'dan ayrılmasıyla merak hiç azalnadan sonuna kadar devam etti . Son mu ? Filminizi nasıl bitirmek istersiniz diye size kalmış. *Şimdi Amin Maalouf' un hep merak ettiğim ama hep ertelediğim Semerkant romanını okumak farz oldu. *" Hayat, ikinci kez çağrılmayacağım bir oyun." Bence bu söz yazarın neden bu kadar renkli , hümanist bir anlatı çizdiğinin özeti.
Doğu'nun Limanları
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132,4bin okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
"Ermiş" Üzerine
*Bu hep böyledir. Ayrılık vakti gelene kadar bilmez sevgi kendi derinligini. *Eviniz sizi yansıtan daha büyük bir bedendir. *Giysiler,güzel olan özelliklerimizi örtbas etmekle beraber, guzel olmayanları gizlemez...Gösterişsizlik, kirli gözlere karşı kullanılan bir kalkandır. *Sahip oldugunuz şeyleri verdiginizde değil, kendinize ait bir şeyleri verdiginizde gerçekten bahşetmiş sayılırsınız. *Çalışıp emek verirken aslında hsyati seviyorsunuz. Verilen emekle hayatı sevmek, hayatın en gizli kalmış sırrına ortak olmaktır... Yazgınızı silecek olan tek şey alınterinizdir. *Insan ,uzaklaşmadığı sürece gerçekten nasıl yakında olabilir? *Dün ,bugünün hatırası;yarın, bugünün rüyası... Halil CIBRAN'ın "ERMİŞ" adlı eserindeki denemelerden alıntıdır. Zaman zaman söylediklerini anlamak noktasında zorlansam da -çeviri olması da etkili- şiirsel anlatımı cok güzeldi. Servet-i Fünun dönemi mensur şiiri okuyormuşum gibiydi.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · İndigo Kitap · 201970,6bin okunma