Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
küçük keremden annesine bir mektup
Beni alıp karnına sakla anneciğim Hiç doğmadan durayım Dünyaya gelince acılarım olacak benim Çoğalıp senin acılarına katılacağım Bana hep katlanmak zorunda kalacaksın Beni alıp karnına sakla anneciğim Nasıl olsa babamı görmeyeceğim. Anne babam nerede benim diye sormaya kalksam Sus konuşma kızdıracaksın şimdi onu diyeceksin. Beni sen bile
Ebrar 2126
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Reklam
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye… Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
336 syf.
2/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
ne elde ettiğimi ben bile bilmiyorum...
Öf bu kitabın her bir detayında mantık aradım ama o mantığı bulamadım. Öeraktan okumuştum ve beğenmeyeceğimi biliyordum ama en azından elime bir şey vermesini ummuştum. Tek verdiği psikopat bir sapığın "ceza" vereceğim diye zorla karımsın diyerek evine aldığı kadını taciz etmesi ve istemiyorum diyip buna azan kadındı. Kitabın başında
Yalanın Yemini
Yalanın YeminiRina Kent · Ren Kitap · 2023770 okunma
39’luk Esmerim
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.) -Geldim bekle! -Benim ben! (Kapı açılır.) -Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey. -Bütün gün bu anı bekliyorum. -Hm. Hangi anı? -Evime geldiğim anı yavrum? -Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan. -Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken
Evet Sherlock seyirciler tarafından en gözde ve hep seçilen sendin. Watson pek gorunmezdi belki. Ama biraz da Sherlock analizi yapalım. Şimdi bu Sherlock her karşılaştığı olayı yaşadığı olayı bir öncesiyle bagdastirarak ilerlemekte biraz sıkıntı yaşıyor. Karşısındaki kişiye hep ayni ve yanlış yöntemle yaklaşıyor. Sherlock bir tercih yaptı. Yolda
Reklam
Duygular insanın içinde kendiliğinden varolmaz. Onları Yaratıcı yaratır.
"Kedi aç galiba, miyavlıyor, dedim ve besledim." "Hayır Kırmızı. "Kedi aç demek bir düşüncedir. Benim sor- duğum senin içinde oluşan şey..." "Hımm, kedinin acıklı sesini duyunca içim buruldu. Evet, acıma diyebilirim. Evet, evet acıma hissi ona karşı hissettiğim buydu. "Hadi şimdi bunu da käğıda
Sayfa 298Kitabı okudu
Mustafa Kemal'in bütün ümidi bu yorgun ve çilekeş halktadır.
Benz - Mercedes otomobil yine bozulmuştu. Mustafa Kemal Paşa yol kenarında tarlasında çift süren bir köylüyü gördü. Kendisine yaklaştı ve şunları söyledi: "Hemşeri! Düşman Samsun'a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat, toprağı sürüyorsun? Köylünün cevabı ise şöyle oldu: - Paşa, Paşa! Sen ne diyorsun. Biz üç kardeştik. İki de oğul vardı. Yemen'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde 8 öksüz yetim ile üç dul kalmış kadın var. Hepsi sabanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da yurdum da, naha şu tarlanın ucu. Düşman ora gelinceye dek benden hayır bekleme…" Mustafa Kemal'in bütün ümidi bu yorgun ve çilekeş halktadır.
Sayfa 231 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Reklam
Tarih 25 Mayıs 1919. M. Kemal Paşa Samsun'dan Havza'ya gitmektedir. Yolda küçücük tarlasında sakin sakin çift süren bir köylüye rastlar. Bu duruma çok şaşırıp köylüyle sohbete başlar: - Hemşeri, İngilizler Samsun'da. Samsun'a daha çok miktarda asker çıkaracaklar. Belki buraların hepsini işgal edecekler. Sen ise rahat rahat toprağını sürüyorsun, der demez, köylü: - Paşa paşa, sen ne diyorsun? Biz üç kardeştik. İki de oğul vardı. Yemen'de. Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yanın adamım. Evde sekiz öksüz yetimle, üç dul kalmış kadın var. Hepsi de benim sapanın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da, yurdum da, aha şu tarlanın ucu! Düşman oraya gelinceye kadar benden hayır bekleme.
Hafifçe başını salladı. “Evet, öyle yaptın” dedi. “Sen söndürdün. Yerde su vardı, bir de kova.” Kütüphaneci bunu inkâr etmedi. “Kitapların bu kadar kolay alev alacağını sanmazdım. Yoksa bir parça gazete mi aldılar veya katalog ya da eski bir dosya? Belli ki yanıcı bir şey almışlardı. Bütün o duman, korkunçtu. İçeri girdiğim anda boğulur gibi
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
96 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Açlık ve susuzlukla nefsinizle mücahede ediniz. Çünkü nefisle mücahede konusundaki mükâfat Allah'ın (cc) yolunda mücahede edenin mükâfatı gibidir. Öyle ki Allah'a (cc) açlık ve susuzluktan daha sevimli gelen bir amel yoktur." Ve yine peygamber efendimizin (sav) şöyle buyuruyor Nefsinizle açlık ve susuzlukla cihat ediniz. Çünkü kesinlikle ecir, nefisle açlık ve susuzlukla cihat etmededir." Belki de sen şöyle diyorsun: Bu, açlık için büyük fazilettir. Bu fazilet nereden geliyor? Bu faziletin sebebi ne? Oysa açlıkta sadece mideyi boş tutma ve eziyetlere katlanma vardır. Eğer böyle ise insanoğlu için kendi ken- dine vurması, etini kesmesi, zahmetli şeyleri yapması ve bunlara benzer işler yapması gibi eziyet verici her şeyde büyük ecir olması gerekir. Muhakkak ki bu söz, tıpkı içtiği bir ilâçtan fayda görüp de bu faydanın, ilacın acılığından ve içilmesindeki zorluk- tan geldiğini zannederek acı ve hoşuna gitmeyen her şeyi yutmaya başlayan kimsenin davranışına benzer. Oysa bu davranış yanlıştır. Çünkü ilacın faydası onun acılığında değil, bilakis ilaçta bulunan bir özelliktedir. Tabipler ancak bu özellik üzerinde dururlar. Aynen tabiplerin İlaçlardaki fayda veren özellikleri bilmeleri gibi açlığın faydalarının gerekçelerini de âlimlerin yetişkin olanları bilir. Şeriatta açlığın övülmesi hakkında gelmiş şeyleri tasdikleyerek nefsini aç bırakan ve bunun faydasını gören kimse faydanın gerekçesini bilmese bile tıpkı fayda veren özelliğini bilmeden ilaç içip ve içtiği ilacın faydasını gören kimse gibidir Kitabı okunmasini tavsiye ederim
Nefsani İsteklerin Kırılması
Nefsani İsteklerin Kırılmasıİmam Gazali · Sufi Kitap · 202414 okunma
1.124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.