Nathan, ak cadılarda pek görülmeyen hatta daha önce hiç görülmeyen bir vaka. o yarı ak, yarı kara bir cadı.
ak cadı meclisinin kurallarına göre kara cadılar görüldükleri yerde öldürülür ya da tutuklanır.
Nathan'ın ak tarafını gözardı edemeyecekleri için onu öldüremezler, ama ölümden daha beter kısıtlamalar getirirler. Nathan'ın görüşeceği kişiler bile Meclis tarafından seçilir.
ama bardağı taşıran son damla Nathan'ı kafese kapatmak olmuştur.
Nathan, pek çok kez kaçma girişiminde bulunsa da başarılı olamamıştır.
ama artık 17 yaşına basmasına aylar kalmıştır ve cadı olma evresinin tamamlanması için doğum gününde 3 armağanını almalıdır.
her zaman babası Marcus'un ona 3 armağanını vereceğine olan inancı da giderek azalmaktadır.
ama vakit daralıyordur ve önce şu lanet kafesten kurtulmalıdır.
-
bayyyyyıldım, ne kadar güzel bir kitapsın sen. okumaya fırsatım olsa tek günde bile bitirebileceğim akıcılıktaydı.
karakterleri çook sevdim. gerçi kadın karakterleri erkek sanmam biraz üzücü bir olaydı ama olsundu.
Arran, Gabriel, Ellen favori karakterlerimden oldular.
Nathan'ın babasına olan inancı bu kitapta hissettiğim en güzel duyguydu.
Annalise ve Nathan aşkını çok fazla sevdiğim söylenemez ama kitaba hoş bir hava kattılar.
kitabı baştan sona çok sevdim, hiç bir kısmında sıkılmadım. eğer rs'de iseniz sizi ondan kurtarabilecek muazzam bir kitap Bela'yı size öneririm.