Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
Reklam
Yani eş seçimimizi ve ilişkimizin içeriğini kişilik özelliklerimiz belirler. İlişkilerimizde olumlu ya da olumsuz yönlerimize en fazla benzerlik gösteren partnerleri buluruz. Örneğin geçmişimiz bize, fazla bağlanmadan yaşanan fiziksel yakınlaşmaların bizim için en doğrusu olduğunu öğrettiyse, tam bu kalıba uygun birilerini kendimize çekeriz.
Sen hiç bir bulaşık makinesinin sıkıntıdan patladığını biliyor muydun O kirli yağlı bazen içlerinde kalan artıklarla yıkamaktan iğrendiğini suyunu sabunun değdirmek istemediğini . kokudan başının döndüğünü ama asla onları döndürmek istemediğini biliyor muydun. Sen hiç bulaşık makinesinden çıkardığın temizlenmiş tabağına bakıp bu çizik nasıl
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Hafifçe başını salladı. “Evet, öyle yaptın” dedi. “Sen söndürdün. Yerde su vardı, bir de kova.” Kütüphaneci bunu inkâr etmedi. “Kitapların bu kadar kolay alev alacağını sanmazdım. Yoksa bir parça gazete mi aldılar veya katalog ya da eski bir dosya? Belli ki yanıcı bir şey almışlardı. Bütün o duman, korkunçtu. İçeri girdiğim anda boğulur gibi
Reklam
345 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Okurken Mendile İhtiyacınız Olacak...
𝐆𝐈𝐑𝐈𝐒 Bu eseri yazan ve Boşnak Müslümanlarının çektiği zulmü, okurken vücudumuzdaki tüyleri diken diken edecek bir esere imza atan
Sinan Akyüz
Sinan Akyüz
'e teşekkürlerimi sunarım. Kitabı okurken, elimden geldiğince ince bir titizlikle ve objektif bakış açısı ile okumaya çalıştım, incelememi bu titiz çalışmam ile gerçekleştirdim. Yeri geldiğinde duygularımın
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 201726,3bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Babaya Mektup
Merhaba baba. Bilirim senin kitapla edebiyatla vs işin olmaz. Elinde basılı bir yayın hiç görmedim. Kitabın olmadığı okunmadığı bir evde büyüdüm ben. Benim ise okumaya olan tutkum hayatımın senin de şahitlik ettiğin ağır depresyonlarla sarsıldığı bir dönem de başladı. Bunun literatürde bir de adı varmış biliyor musun ? Biblioterapi…İnsanın
Babamın Bavulu
Babamın BavuluOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20192,605 okunma
672 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Gökyüzü üstesinden gelecektir. Her ne yapmış olursan ol.
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik | Lordlar ve Varisler Alfinler, Tanrıçalar, Periler, Lordlar ve Varisler... Bu kitabı ilk okuduğumda -yaklaşık iki yıl önce- direkt beni içine çektiğini hatırlıyorum. Sanki benim için yazılmış gibi, gökyüzüne fazla dikkatli baktığım zamanlarda elime geçmişti. Onları bu süreçte ne kadar da benimsemişim.
Lordlar ve Vari̇sler
Lordlar ve Vari̇slerN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20217,4bin okunma
Hamd olsun o yaratana! Kendisinden taştığı şu sanat eserlerine bir bakın. Aynaya bakın mesela ilk önce. Gözün konumu ne kadar da kusursuz yüzünde, dinlenebilsin diye kapak vermiş bir de, hem üzerine hem altına ince ince kirpikler döşemiş içine girebileceklerden korusun diye. Kaşların konumuna bak, kulağın üzerinde değil de gözünün üzerinde.
Sayfa 71 - 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
215 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"SEN" DİYE AYIRMADAN
Mehmed Uzun'un ilk romanı olan Sen, 1980 darbesi üzerine hapise düşmüş birinin cezaevi koşullarında psikolojik ve fiziksel olarak hayata tutunma çabasını anlatan, o zamanın insanlık dışı cezaevi koşullarını anlatan bir belgedir. Bununla birlikte Mehmed Uzun, romanının o isimsiz kahramanın köy hayatını da okuyucuya anlatmaktan geri durmaz.
Sen
SenMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20114,096 okunma
"Bir çobandım ben, Lavan'ın kızı - Sen biliyorsun - doğu da Harran bölgesinde ve babamın isteğiyle onun koyunlarını güdüyordum. Bir sabah koyunları su içmeye götürdük, fakat hizmetkârlar kuyunun taşını kaldıramadıklarından yabancı ve yakışıklı bir genç yardımımıza koştu. Bizler onun gücü karşısında şaşırdık.Bize gönderdiğin bu genç babamın kız kardeşinin oğlu Yakup'tu, adını söyler söylemez onu alıp babamın yanına götürdüm. Birbirimizi göreli daha bir saat olmuştu, fakat bakışlarımız aşk ateşiyle yanmaya, kalplerimiz birbirimizi arzulamaya başlamıştı bile. Ve ben onu o kadar arzuluyordum ki geceleri gözümü kırpmıyordum. Görüyor musun Tanrım kanıma karışan bu aşktan, tutkudan, arzudan utanmadım, çünkü birdenbire kalbimizin aşkın dikenli aleviyle yanmasını isteyen Sen değil miydin? Her şey Senin takdirin, her şey Senin istediğin değil mi? Bakire kadının kendini erkeğine açması, bakışlarının bakışlarına, bedeninin bedenine temas etmesi Senin isteğin değil mi? Bu nedenle biz karşı koymadık aşkımızın alevine, aksine daha ilk günden itibaren birbirimizin olmaya söz verdik, Yakup ve ben."
336 syf.
·
Puan vermedi
merak etmeme ragmen bayadir erteliyordum cunku iskandinav mitlerini pek sevemiyorum acikcasi, isinamiyordum. fakat Boda, Loki ve Skadi beni oylesine savunmasiz yakaladi ki uzulerek bitirdigim bir kitap oldu kendisi. guclu bir cadi, gecmisinin neredeyse tamamini duygularla beraber unutmus. bazen kizsam da boda’ya kendime hep diyordum ki: sevgi. 3 kez oldurulen ve 3 kez yeniden dogan birisini de pencesine alabilir ve bir kehanetin baslangici olabilir. oylesine buyuk bir kehanet ki, sonunun bilinmesine ragmen kendisini okutturan ve caresizligi iliklerine kadar hissettiren. kizdigim nokta da su ki, yahu cok guclu bir cadi degil miydin sen? artik bi seylerin sinirini son sayfalarda degil de ortalarinda yakalaman gerekmiyor muydu? kitap boyunca boda ile beraber cocuklarina karsi o caresizligi, lokiye karsi bekleyisleri gercekten iliklerime kadar hissettim. kitap daha iyi yazilabilir miydi emin degilim fakat oldukca iyiydi. ozellikle de “ben, kirke” kitabina duydugum asktan sonra iyi geldi. bir diger cadi, bir diger kederle bogusan ve uzaklara savrulmus kadin. hel… kendi kizimmis gibi hissettigim simarik cocuk. gercekten boyle bir sonu en derinine kadar haketti. ne de olsa annesinin kizi. fenrir ve jongmundur’a soyleyecegim bir sey yok. cok uzuyor hala beni. boda loki’yi affetse bile ben affetmedim ve tiksiniyorum. tesekkurler.
Cadının Yüreği
Cadının YüreğiGenevieve Gornichec · İthaki Yayınları · 20222,206 okunma
305 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.