Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sizi anlayan bir kardeş dünyaya bedel değil mi...
- İkbal, artık seni hiç göremiyorum. Hiç olmazsa bazı sabahlar odama uğrasan ne olur? Şu serzeniş kapsamlı bir kitap kadar mana doluydu. Bu sade sözle İkbal'i, gözyaşlarını, sırlarını, kırılmış ümitlerinin matemini tutan yeni geliniere has bütün gizli elemlerini dökebileceği bir yere davet ediyordu.Demek istiyordu ki: "Evet ne olur? Orada seninle beraber ağlayacak birisini bulurdun ... Sen bahtiyar değil misin, kardeşim? Bak, senin bahtiyar olmadığını düşündükçe benim ta şuramdan, ciğerimin ta ortasından bir acı şeyin aktığını hissetmiyor musun? O küçük odada senin bütün gizlenmiş dertlerini içine almaya yetecek kadar geniş bir yer bulurdun. Neden gizli ağlıyorsun? Mademki senin ağianacak şeyin var, niçin beraber ağlamayalım? Evet ne olur, ara sıra kalbinin üzerinde bir ağır yük hissedip de onu atmaya muhtaç olduğun zamanlar odama uğrasan ne olur?.. "
Sayfa 118 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
"İnsan huzursuz olunca, mutsuz olunca her şey boş geliyor. Eksik kalıyor, boşluk kalıyor insanın içinde. Öylece ilerliyorsun. Mutsuz yaşamak yaşamak mıdır? İnsan bir şekilde kendini tanıyıp mutlu olmayı bulmalı. Sen bulmak için ayrıldın okuldan. Doğru olan buydu. Yoksa hayat, Tolstoy'un, "Savaş ve Barış" romanında geçen cümlesi
Sayfa 69 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Neden seni tanıdım? Niçin bu kadar güzeldin? Suç benim mi? Ey Tanrım! Hayır, hayır, yazgıdan başka suçlu yok!
Çocuk işte...
"Aşkımı öldürdün. Eskiden içimi kıpır kıpır ederdin,bana hayaller kurdururdun; şimdi içimde seninle ilgili en küçük bir merak bile kalmadı. Üzerimde zerre kadar etkin yok. Seni sevmiştim çünkü muhteşemdin, olağanüstü yetenekliydin,zekiydin, büyük ozanların hayal dünyalarını algılayabiliyor, sanatın aracılığıyla o hayallerin hayat bulması sağlayabiliyordun. Her şeyi mahvettin. Aman tanrım! Seni sevmek ne büyük aptallıkmış! Ne ahmakmışım! Artık gözümde hiçsin. Seni bir daha asla görmeyeceğim. Bundan böyle adını bile anmayacağım. Eskiden benim gözümde neydin bilemezsin. Eskiden... Ah, düşünmeye tahammül edemiyorum. Keşke seni hiç görmeseydim.
"- Çocuklar mı dediniz? -dedi. Çocuklara mı değindiniz? Bunun toplumsal bir sorun ve birinci derecede toplumsal bir sorun olduğuna ben de katılırım. Ama çocuk sorunu büsbütün başka bir biçimde çözümlenecektir. Aileyle ilgili her şeyi olduğu gibi, çocukları da tümüyle reddedenler var... ama biz bu konuyu daha sonra konuşuruz, şimdi şu boynuz
"Hiçbir erkek sana evlenme teklif etti mi?" Julia başını iki yana sallıyordu. Eli ağzına uçmuştu. "O halde ben ilk olduğuma sevindim." Elmayı sihirli bir kutuymuş gibi açtı, Julia orada kırmızı kadifelerin katları arasında pırıl pırıl parlayan bir pırlanta yüzük gördü. "Senin için ilk ve son olmak istiyorum. Seni seviyorum, Julianne. Sana kalbimi ve hayatımı sunuyorum. "Evlen benimle, karım ol, arkadaşım ol, sevgilim ol, rehberim ol. Kutsanmış Beatrice'im ve taptığım Julianne'ım ol." Sesi biraz titredi. "Benim olacağını söyle. Sonsuza kadar." "Evet," diyebildi Julia, yaşlar gözlerine dolmadan önce.
Sayfa 419
Reklam
"Başka hiç kimse olmadı. Yalnızken bile kollarım doluydu. Ama sen bana, bir başkasına aşık olduğunu söyleseydin, mutlu olduğunu söyleseydin, gitmene izin verirdim. Beni yıkacağını bile bile." Yüzünü buruşturdu, sesini fısıltı düzeyine indirdi. "Seni sonsuza kadar seveceğim Julianne. Sen beni sevsen de sevmesen de. Bu benim Cennet'im. Ve aynı zamanda Cehennem'im."
Sayfa 386
... Seni üzdükleri için düşmanım hastalıklara Bu kadar sevdikleri için, sahip oldukları için sana Nasıl kıskanıyorum bir bilsen, nasıl kinleniyorum Sen mi çağırıyorsun hastalıkları benim güzel papatyam Yüzüme bak, parmaklarıma, sararan gözlerime bak Senden başka ilâcı olmayan hastalığım...
Sayfa 43
SÖYLEMEDİKLERİMİ İŞİTİN LÜTFEN Bana aldanmayın! Yüzüm bir maskedir, Sizi aldatmasın. Binlerce maskem var, Çıkarmaya korktuğum,
“Evet, nerede kalmıştık? Uzatmayın, rica ederim.” “Benim Gogol’a benzediğimden ve senin de Belinsky dümeniyle beni batırdığından bahsediyorduk.” “Babanızın aksine, bildiğiniz birkaç kelimeyi ne kadar da yerinde kullanırsınız aziz Turgut! Üstelik, doğru da telaffuz edersiniz.” “Beni kızdırma! Başmaçkin ve Çiçikov derim sonra; kendine gelemezsin. Seni Dostoyevski bile kurtaramaz.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.