Erdem Bayazıt
"Gece inmiş şehre
Sadece şiir merhem olur gönlümün karasına
Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler
Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü?"
"Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm"
"Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
Bir gülüşün içimde binlerce lâmba yakar
Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın"
Erdem Bayazıt ve Akif İnan, 7 güzel adamdan ikisi ve bence en açık dille yazan iki şair vermek istedikleri mesajları doğrudan okuyucusuna veren şairler. Kitap Erdem Bayazıt'ın üç şiir kitabının birleşiminden oluşuyor. Erdem Bayazıt'ın şiirlerinde bence
Necip Fazıl Kısakürek etkisini görebiliyoruz. Öyle ki ilahi bir tema olsun, aşk, gurbet vb. temalar olsun hepsi insanın ruhuna dokunuyor, ruhunu coşturuyor...
"Şu yalnızlık çıkmazında önümde niye sen varsın
Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun Kalbim niçin bu kadar yabancı sen niye yoksun Birsam yüklü geceleri içimden atamıyorum Niye bunları bir anda unutamıyorum"
"Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma"
Kitabı okurken her dizeden çok büyük bir keyif aldım. Erdem Bayazıt insanın ruhunun derinliklerinde ki hislere hitap ediyor ve uyandırıyor. Hatta ben bu şiirlerde diğer bir Kahramanmaraş'lı olan üstad
Abdurrahim Karakoç 'un dostluk, aşk ve gurbet temalı şiirlerinin hazzını aldım. Kaynaklarının beslendiği kökün üstad
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın. Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım. Keşke senin adın yalnızlık olsaydı ve ben hep yalnız kalsaydım.
Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen, gideni bulacak mı sanıyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu...
İyisi mi beni yaktırırsın,
Odanda ocağın üstüne koyarsın içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
Şeffaf, beyaz olsun ki beni içinde görebilesin.
Fedakarlığımı anlıyorsun;
Vazgeçtim toprak olmaktan,
Vazgeçtim çiçek olmaktan...
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın
Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım.
Keşke senin adın yalnızlık olsaydı,
Ve ben hep yalnız kalsaydım..
2022/127. Kitap: Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz.
Afşar Timuçin'den Çöl ve Destanlar'dan sonra okuduğum 3. kitap.
Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz, 99 sayfadan oluşan bir şiir kitabıdır.
Timuçin, Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz'de; çocuk/luk, özlem ve yalnızlık gibi temalara odaklanıyor. Kitabın başında yer alan söyleşi şairin
2022/17. Kitap: Göğe Bakma Durağı.
Turgut Uyar’dan okuduğum ilk kitap…
Turgut Uyar ile kitap düzeyinde tanışma kitabım bu oldu.
Göğe Bakma Durağı; 111 sayfadan oluşan, yer yer cümle düzeyinde mısraları olan, seçme şiirlerden oluşan bir şiir kitabı…
Göğe Bakma Durağı’nda; “terli karanlık” (s. 25), “kahraman leke” (s. 38), “kutsal bencillik” (s. 41), “doğurgan coşkunluk” (s. 70) gibi alışılmamış bağdaştırmalar yer alıyor. Kitap boyunca aşk, sevgi, yalnızlık gibi konulara değinen şairin yer yer bireye odaklandığını ve toplumsal konulara ilgisiz kalamadığını görmek mümkün.
Kitaptan bazı alıntılar:
“Papatya gibi yalnızdı, kuşyemi gibi yalnızdı” (13).
“İnsan sevdikçe iyileşiyor” (14).
“Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım / Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum” (27).
“Sen benim sahiliğimsin” (41).
“Bırakılmış bir köşebaşının en güzel tanımıdır adın” (66).
“Ayışığı bir kız çocuğu adının tercümesidir” (80).
Şiir deneyiminize güveniyorsanız mutlaka okumalısınız. :)
Sahi senin saatin kaç? Zaman nasıl işliyor oralarda ? Zaman neler işliyor duvarlarına ? Sayamadım ,bu kaçıncı dün. Bilmiyorum nedir adı bu yaşadığımın:
BAŞKA BİR ŞEY
Gül Şiir
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda
Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım
içinde onca insan, içinde dünya...
Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum
Ve bilmeyen sonsuzluk nedir,
Haklı olan kim bu kargaşada?
Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir
Ucu bucağı olmayan bu çığlığın
Ortasında nasıl barışılabilir?
Anlamak isterim,
GÜL ŞİİR
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda
Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım
içinde onca insan, içinde dünya...
Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum
Ve bilmeyen sonsuzluk nedir,
Haklı olan kim bu kargaşada?
Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir
Ucu bucağı olmayan bu çığlığın
Ortasında nasıl barışılabilir?
Anlamak
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda
Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım
İçinde onca insan, içinde dünya...
Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum
Ve bilmeyen sonsuzluk nedir,
Haklı olan kim bu kargaşada?
Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir
Ucu bucağı olmayan bu çığlığın
Ortasında nasıl barışılabilir?
Anlamak isterim,
Senden önce hiç keşkelerim olmadı.
Hiç eğmedim başımı sana eğdiğim kadar
Hiç kimseye diz çökmedim.
Kimse için ağlamadım,
Kimse için yas tutmadım,
Kimseye de yalvarmadım...
Gidene dön demedim.
Kalsan git demezdim
Şimdi bir sandalye üzerinde iki büklüm oturup,
Bir demli çay ve sayısız sigara nefesinden ibaretsin.
Şimdi günler daha uzun , geceler
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın..
Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım..
Keşke senin adın yalnızlık olsaydı
ve ben hep yalnız kalsaydım..."
Özdemir ASAF