Sevgilim... Şimdi ben de senin gibiyim....
Günler akıp gidiyor. Geceler sabaha, sabahlar akşama devriliyor ama benim kendimle kavgam hiç bitmiyor.
Dilimde hep bir keşke, hep bir veryansın... Çok kızıyorum kendime. Seni geri dönmeye zorladığım için, korkularını göremediğim için, bizi böyle bir sona mahkum ettiğim için... Ömrümüzün en güzel yıllarını ayrı geçirmek de varmış kaderde. Olsun diyorum yine de. Yaşıyorsun ya, iyisin ya... Senin canın sağ olsun.
Bazı geceler rüyalarıma geliyorsun, saçlarımı okşuyorsun ve yeniden kavuşuncaya dek, kendine iyi bak diyorsun.
Adın gibiydim sevgilim, diyorum içimden.
Esittin yağmurlar yağdırdın.
Gittin, fırtına hasret bıraktın.
“Ölümlülüğe sevinmek yalanı, ölümsüzlüğe vurgunluk aldanışı yanında daha mı yiğitçe, sağlam, düz, gerçeğe en yakın gerçek?” (syf 81)
Vüs'at O. Bener ( 01 Ocak 1922, Samsun - 01 Haziran 2005, Ankara)
Türk edebiyatında Postmodern türünün temcilcilerinden biri sayılır.
Buzul Çağının Virüsü (1984),
Bay Muannit Sahtegi'nin Notları
Ama şu dünyadan kimseyi gerçekten sevmeden geçip gidenlere göre yine de şanslı hissediyorum. Yani diyorum ki, dönmeyeceksen de mühim değil, bu duygu bana yeter, senin canın sağ olsun Osman.
Yollar bir kesişti ya hani, o bir anlık kesişme yeter.. Şu dünyadan kimseyi gerçekten sevmeden geçip gidenlere göre yine de şanslı hissediyorum. Yani diyorum ki, dönmeyeceksen de mühim değil, bu duygu bana yeter, senin canın sağ olsun.
E-book olarak okumak İsterseniz.
drive.google.com/file/d/1upa9t7o...
Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Meral kocasını hüzünlü gözlerle kapıda karşıladı.
Meral:
-Nerede kaldın Süleyman? Merak ettim.
Adam hiddetle ve sinkaflı sözler eşliğinde,
Süleyman:
-Sana ne be kadın. Sana hesap mı vereceğim.
Dedikten sonra bitkin bir halde olan karısına sert bir tokat nakşetmişti. Tokatın etkisiyle Meral duvara çarpmış sonrasında yere
Merhaba Sevgilim,
Sana yazmak bir şifa oldu bana. Derdin dermanı da şifası da kendisidir. Galiba tam şu anda, rüzgâr penceremi zorlarken ve ben doğacak günden daha şimdiden sıkılmışken, nerden geldiği bilinmez bir ağrının orta yerinde kıvranmaktayım. Ruhsal ağrılarım bitmemişken bu fiziksel ağrı nereden çıktı da kendi canımın bir kıymeti olduğunu