dinliyorum, dinliyorum, yine dinliyorum...
"İşte kalbim gidiyor yeniden
Bunca zaman rol yaptığımızı sanıyordum
Gözlerin açıkken hiçbirşey aynı gözükmüyor
Şimdi bu oyunları oynuyorsun, kalp atışlarımın ipliğini tutmak için
Bana aşkı göster, bana aşkı göster
Bana herşeyi göster, kalbimin yetebileceği kadar
Beni kağıttan kelebek gibi yeniden şekillendirdin,
Kalbime zorla girdin
Bu sefer ayrıldığının hüznünü hissediyorum
Hiçbirşey beni bu hislerimden uzaklaştıramaz
Biliyorum, ben sadece senin için düşüyorum
Kalbinin nerede olduğunu hayal etmeye zaman ayırıyorum
Ve şu an gitmiş olduğunun haklılığına
Bazen tepetaklak oluyorum , gün ışığını arıyorum
Ve gözlerimin içine baktığında bunun doğru olduğunu biliyorsun
Bana aşkı göster, bana aşkı göster
Bana herşeyi göster, kalbimin yetebileceği kadar
Ve şimdi başlattığımız bu yangından uzak kalamayacağım
Kalbim yine oraya gidiyor,
Senin kollarına daha fazla düşüyorum
Ve hiçbirşey beni bundan alıkoyamaz"
youtube.com/watch?v=9Pes54J...
-Ay Işığı Su İçer Birazdan-
Ben de senin devamın var.
Leyla Erbil
Kalbimizin boşluklarında sallanıyor harfler. Bir rüzgâr gelip içimize döküyor hepsini, sonrası bir kazı hikâyesi, bir buluş ve buluşma anı, sonrası, derin bir "ah!" meselesi
Birinin elleri gelip o harfleri kazıdığında bir şairin kalıntılarını buluyor içinizde, aklınızda,
kaynak: soylentidergi.com/oguz-atay-tehli...
1- “Bu sözleri unutamam artık; bütün geleceğimi kararttın. Oysa, kitaplardan söz ederken sesin ne kadar farklıydı.”
(s.15)
2- “İçimde bir boşluk var; perşembe sabahları, okula gitmek istemediğim sırada duyduğum korkuya benzeyen bir boşluk.”
(s.20)
3- “İşte
V’eda
Gerçekliğin içinde veya hayalimde bile değilken neredeyim ben? Ne aradığıma dair herhangi bir fikrim yok. Belki de böylesi iyidir derken o kadar uzaklara düşüyorum ki kendimi labirentin en başında buluyorum. İşte öylesine uzak yaşadığım duruma, öylesine uzak şeylere karşı bir ilgi uyanıyor içimde. Dikkatlice sokulup kulak kabartıyorum. Koyu
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Not: Yazdığım yazıların tamamını bu gönderide okuyabileceğiniz gibi, gruplandırdığım bazı yazıların başlıklarının yanına koyduğum linklerden gönderilerin sayfasına tek tek de ulaşabilirsiniz.
MASALLAR:
1- Çoban Köpeği ile Sokak Köpeği: #36186167
2- Minik Kedi Yavrusu: #36584901
3- Köpek
1K’da bulunan Değerli Yazar Şiir dostu "Yusef Masadow" Bey’in nazik jestiyle kendine yakışır güzel temennileriyle imzalı yollamış olduğu "Rima'ya Mektuplar" kitabı için kendisine bir kez daha gönül selamıyla Teşekkür ediyorum.
Herkesin Bir Hikayesi Vardır Kimseye Anlatamadığı..
Sevdaları, hayal kırıklıkları,
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri