Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vatan Sevgisi İmandandır!
Vatan sevgisi hakikaten imandandır, zira sadece özgür bir Vatan üzerinde yaşatılması mümkün değerdir. Vatan kaybedilecek olursa din ve imanın da kaybolacağı muhakkaktır! İnsanlar namus, şeref ve özgürlük gibi kavramlara herşeyden daha fazla önem verirler. Zira insan yalnızca bu değerlerle insanlığını yaşama şansı bulmaktadır. Bu yüzdendir ki kutsal değerlerin yaşanacağı coğrafyanın dilimizdeki karşılığı vatandır.
Sayfa 7 - AKADEMİ TİTİZ YAYINLARIKitabı okudu
Ittihatci subaylar
Bu subaylar her şeyden önce ayrılıkçı çeteler komitacilar ve eskiyalarla silahlı çatışmaya girip çıkan insanlardı.Dolayisiyla onların gözünde vatan,millet,bayrak, şan, şeref,namus gibi liberalizm o denli önem vermediği kavramlar son derece kutsaldi.
Sayfa 149 - AlfaKitabı okuyor
Reklam
Mezar taşı, her cenazenin, beşeri günahlardan beraatini isteyen ezeli ve ebedi bir avukat gibidir. Bir vatan hainin, bir ana katilini, bir ocak kundakçısının, bir kasa, bir namus, bir şeref hırsızının, bir lan ayyaşının mezarına dikilen taş bile, ebedi vekaletini üzerine aldığı ölüye tek leke sürmemek isteyen bir avukat kesilir. Bunun içindir ki bir baba katilinin mezarında şu cümleyi okursunuz, hiç şaşırmayın! "Burada, karıncayı incitmekten çekinerek yaşamış bir insan yatmaktadır!" Bir mezar başında, gaddaresini en haksız cinayetin kanıyla lekelemiş olan katile bile hüsnü şehadet eden cemiyet, yaşayan en büyük kıymetin önünde bile boyun eğmek istemez: Ve en sefil bir ölüden bile kıskanmadığı sevgiyi, en üstün bir diriden esirger, çünkü ölü kıskanılmayan yegane insandır.
Sayfa 490Kitabı okudu
Nizip Muharebesi'nde kaçışanlara bir Türk miralayı şöyle bağırıyor: "Alçaklar, kaçıyorsunuz. Geliniz, görünüz, mektepli bir zabit milleti yolunda nasıl ölüyor, görünüz" diyor ve şehit oluyor. Bu kahraman öldü mü? Bence asla. Onun ölümü gönüllerde haysiyet, şeref, namus abidesi oldu. Yaşıyor, yaşayacak ve ölmeyecektir.
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
Dün 15 mayıs, Türk hava şehitlerini anmak, asîl bir geleneğimiz olmuştur. Bu, kırık kanadların hazin hatıraları kar­şısında bir ağlaşma günü değildir. Bu, Türk gençliğinin vatan için antlaşma günlerinden biridir. Bu İnönü’nün, Sakarya’nın, Dumlupınar’ın yıldönümlerinde olduğu gibi, vazife, hürriyet ve şeref uğruna can verenlerin mezarları başında, Türk gençliğinin, yeni bir yemin günüdür. Vazife şartı, hürriyet şartı, şeref ve namus şartı gerekli kıldığı zaman, havada, karada ve denizde onlara lâyık olmak için söz veriştiğimiz bir gündür.
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
Efendiler, artık vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor. İlim ve marifet, yüksek medeniyet, hür fikir ve hür zihniyet istiyor. Şeref, namus, istiklâl, hakikî varlık, vatanın bu taleplerini tamamen ve serian yerine getirmek için esaslı ve ciddi bir suratte çalışmayı emreder.
Sayfa 14 - Sel yayınlarıKitabı okudu
McClinton gibi milliyetçilik üzerine çalışan kuramcılar, milliyetçi söylemde ulusun bir aileye benzetildiğini ve bu ailede kadın ve erkeğin kendilerine atfedilen geleneksel rollerini oynadıklarını belirtmişlerdir. Mosse, kadınlara yeni kurulan devlette, savaşçı erkeklere yardımcı, destek olma rolünün verildiğini; erkekler, ulus devlete savaşçı rolü ile aktif olarak katılırken, kadınların modern devlette geride bekleyenler olarak sessizliği ve ağırbaşlılığı temsil ettiklerini belirtir. Ayrıca yeni kurulan devletin coğrafi sınırları da kadın bedenine benzetilerek cinsiyetlendirilmiş ve cinselleştirilmiştir. "Vatanın, uğrunda sevilip, adanılacak ve de sahiplenilip korunacak bir kadın bedenine benzetilmesi" ile kadını erkeğin korumasına tabi kılan bir söylem yaratılır. Vatan, "ötekinin", "yabancının" saldırısından, işgalinden korunmalı, her zaman ulusun erkeklerine ait kalmalıdır. Ataerkil sistemin, koruyan, denetleyen, sahip olan, dölleyen gibi erkeklikle özdeşleştirdiği özellikler aracılığıyla erkek üstünlüğüne dayalı evlilik pratiği, aynı değerler eşliğinde yine bir erkek üstünlüğünü yansıtan askerlik pratiğine aktarılır. Erkeğin ailede iktidarı elinde tutmasını sağlayan namus, şeref, terbiye gibi ilkeler adı altında kullandığı şiddet, bu kez aynı ilkeler aracılığıyla devlet adına kışkırtılır ve yasal olarak onaylanır.
Sayfa 30 - Dipnot YayınlarıKitabı okudu
Irkçılık-Muhafazakar Milliyetçilik Farkı
Bugünkü Fransa, kendi sınırı içinde yaşayan ve kendi süjesi olan "vatan ve namus" parolasına uyan herkesi kendi kolları arasına alır ve sarar. Bu öyle bir milliyetçiliktir ki, bunda geçmişe, kan yakınlığına ait hiçbir şey esas teşkil etmez. Günün sınırları içindekiler kimlerden mürekkep ise, onlar ulusu teşkil eder. Mesela,
Sayfa 99
Falih Rıfkı Atay'ın kitabına verdiği isimden yola çıkarsak, "Atatürk ne idi?" sorusunun cevabı bence bu konuşmada gizlidir. 21 Aralık 1937 tarihli bu konuşmanın gösterdiği Atatürk şudur: 1. Türkiye gibi, diğer İslam ülkelerinin de bağımsız olmasını çok istemektedir: "Ben söylüyorum ki, İslam âlemi ve Suriye milleti ve devleti
Sayfa 327 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Din ve Namus Tartışması
Tarih: 10 Temmuz 1923 Yer: Ankara Tren İstasyonu Karabekir, anılarında o gün orada Atatürk'le aralarında din konusunda bir tartışma yaşandığını belirtip şunları anlatmıştır: "Mustafa Kemal Paşa, 'Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkûmdur. Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir olmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi
Sayfa 94 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Şu bir gerçektir ki; BÜYÜK İNSANLARI BÜYÜK MİLLETLER YETİŞTİRİR. Büyük insan, çağının ufuklarını aşan ve toplumuna doğru yönler gösterebilen insandır. Ne tarafından bakılırsa bakılsın ATATÜRK yüz yılların yetiştiremeyeceği kadar görkemli ve yücedir. O; ruhumuzu, dimağımızı, kalbimizi, vicdanımızı doldurup ışıklandıran yenilmez bir
ATATÜRK ülkü ateşiyle yanan ve bir avuç arkadaşı bularak Türk Bağımsızlığını ve özgürlüğünü, Türk şeref ve haysiyetini çiğnenmekten; vatanı parçalanmaktan kurtardı. Aynı imanlı ve ülkücü arkadaşları ile Devrimleri yaptı; gençliğe, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve öğretmenlere emanet etti. Hiçbir zaman din düşmanı olmadı; din simsarlarının, cahil yobazların, devlet ve milleti yıkan medrese ve tekkelerin şeyh, dede, baba, derviş gibi menhus ve mendebur insanların düşmanı oldu. Vatanı imar edip, milleti refah ve saadete ulaştırmayı, millî kültürü muasır medeniyetin üstüne çıkarmayı hedef tuttu. Ondan bu mukaddes emanetleri teslim alan gençler, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve öğretmenlerle, inanıp iman etmiş diğer aydınlar, ATATÜRK'ün bu mukaddes ülküsünü şerefli bir sancak gibi elden ele ve nesilden nesile götürmeyi ve her gün yeni bir medenî hamle yaparak Kemalizm'in ışığı ile, cahil kalmış milletin beynine giren hurafeleri temizlemeyi, kafasının içi bomboş, din simsarı mutaassip yobazı yok etmeyi bir şeref, bir vatan, bir milliyet, bir hürriyet ve bir namus borcu bilmek mecburiyetindedir.
ATATÜRK ülkü ateşiyle yanan ve bir avuç arkadaşı bularak Türk Bağımsızlığını ve özgürlüğünü, Türk şeref ve haysiyetini çiğnenmekten; vatanı parçalanmak-tan kurtardı. Aynı imanlı ve ülkücü arkadaşları ile Devrimleri yaptı; gençliğe, Türk Silâhlı Kuvvetlerine ve öğretmenlere emanet etti. Hiç bir zaman din düşmanı olmadı; din simsarlarının, cahil yobazların, devlet ve milleti yıkan medrese ve tekkelerin şeyh, dede, baba, derviş gibi menhus ve mendebur insanların düşmanı oldu. Vatanı imar edip, milleti refah ve saadete ulaştırmayı, millî kültürü muasır medeniyetin üstüne çıkarmayı hedef tuttu. Ondan bu mukaddes emanetleri teslim alan gençler, Türk Süâhlı Kuvvetleri ve öğretmenlerle, inanıp iman etmiş diğer aydınlar, ATATüRK'ün bu mukaddes ülküsünü şerefli bir sancak gibi elden ele ve nesilden neaile götürmeyi ve her gün yeni bir medenî hamle yaparak Kemalizm'in ışığı ile, cahil kalmış milletin beynine giren hurafeleri temizlemeyi, kafasının içi bomboş, din simsarı mutaassıp yobazı yok etmeyi bir şeref, bir vatan, bir milliyet, bir hürriyet ve bir namus borcu bilmek mecburiyetindedir.
Sayfa 17 - PDFKitabı okudu
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.