. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık
Ya da hiç karşılaşmaması gereken
iki insandık.
Biz neydik bilmiyorum.
Sevgili desem değil ,
âşık desem değil,
bildiğin
rastlantıydık işte,
ondan öte gidemedik...
Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık ? Ben ikimiz deki bu hevese anlam veremiyorum.Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum.Ya çok yanlış zaman da karşılaştık yada karşılaşmaması gereken iki insandık.Biz neydik bilmiyorum.Sevgili desem değil,aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik..
"Merkezi sistemden bir şey var herhalde” dedi Hikmet Abi,"doğrudur” dedim, “merkezi sistem ise oradan olabilir”. "Ona bakan çocuk sabah gelecek yalnız" dedi, "sorun yok, ben de yatarım zaten şimdi, normalde televizyon izleyerek uyumaya alışığım, ama yol yorgunuyum, yatınca hemen uyurum zaten büyük ihtimalle” dedim. Çok fazla bilgi verdim orada. Gönlümü teklifsizce açtım. Hikmet Abi yeni aldığı bilgileri beynine kodladı, "tamam o zaman" dedi.Hikmet Abi'yle çocuk gittikten sonra yatakta oturdum, ayaklarımı birbirlerine sürte sürte çorapları çıkardım. Çıplak ayaklarım"neden odayı değiştirelim demedin? Onu deseydin ya?” diye sorarcasına çıktılar çorabın içinden. En ufak bir uykum yok. Gittim biraz camdan dışarıya baktım. Dışarıda elektrik direği var. Geri geldim, tekrar yatağa oturdum. Çekmeceler? Çekmecelerin birinden bir kurşun kalemle iki küçük yaprak kağıt çıktı. Boyutu üzerine "Adnan Hoca - sigorta hastanesi - eniştem Rıza Bey'in selamı var de" yazılacak kadar. Biraz daha ayrıntılı bir şeyler yazmak istesen arka sayfaya geçersin. Önlü arkalı dört not defteri kağıdına ne yazılır? Oturdum başına düşünmeye başladım. Otel yönetimine dünyanın en küçük ve en üzücü şikayet mektubunu yazabilirdim. Sevgili otel yönetimi, televizyon çalışmıyor, Hikmet Beyle çocuk geldiler baktılar teşekkür ederim, ama olmadı, odayı değiştirelim demek de benim aklıma gelmedi. Kağıtlarınız çok küçük ve sayı olarak çok az. Teşekkür ederim, Erman Çağlar.”
Sevgili arkadaşlarım bu soğuk gecelerde kimbilir hangi çukurda can verirken, ben sıcak yatağımdayım diye düşünüyor, uykum kaçıyor, onları düşünmekten uykusuz sabahı ediyorum. Bu yaban insanların eline düşmüş yakınlarım aklıma gelince bir korkudur düşüyor içime. Bütün bu çektikleri sırf yahudi oldukları için!
“Sevgili arkadaşlarım bu soğuk gecelerde kim bilir hangi çukurda can verirken ben sıcak yatağımdayım diye düşünüyorum, uykum kaçıyor, onları düşünmekten uykusuz sabahı ediyorum. Bu yaban insanların eline düşmüş yakınlarım aklıma gelince bir korkudur düşüyor içime. Bütün bu çektikleri sırf Yahudi oldukları için!”
Yatak bir sevgili, yatak hatıra, yatak çocukluk, güzel rüya, yatak bir bahar, bir deniz kenarı, bir egzotik memleket, bu saniyede insana dostlarım yatak ne değildir ki...
Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik
Ben anlam veremiyorum neden bittiğine...Madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık?Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum.Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum.Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık.Biz neydik bilmiyorum.Sevgili desem değil,aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte...
Ondan öteye gidemedik...
MÜŞTAK BEY
(Kumru Hanım’ı koltuğuna almış ve birbirlerine naz ile yan yan bakarak mütehayyir kalmış (şaşırmış) iken Hikmet Efendi’yi görerek)
Vay sen mahalleli ile beraber gitmedin mi artık burada bir işin kaldı mı ya?
HİKMET EFENDİ
Hayır sana bir iki lakırdım var.
MÜŞTAK BEY
A canım sabah gel de bir iki bin tanesini söyle bak nasıl o zaman