Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

v

"Ben ona lanetler yağdırıyorum, o bana aşk sözcükleri." "Ben hayır duaları ediyorum diye mi sevmiyor acaba beni!"
Reklam
Kendi sorunlarını çözemeyen bir kişinin kusurlarının acısını başkalarına çektirmeye hakkı yoktur.
Sayfa 95
Başkalarına söyleyecek bir sözüm olabilmesi için önce kendime söz geçirmem gerektiğine inanıyorum. Bana bugün, ne yapmalı? diye soracak olurlarsa, ancak, önce kendini düzeltmelisin, diyebilirim. Bir temel ilkeden yola çıkmak gerekirse, bu temel ilke ancak şu olabilir: kendini çözemeyen kişi kendi dışında hiçbir sorunu çözemez.
Sayfa 94

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizim de en büyük derdimiz bu, değil mi baba? Dünyanın yarısı, öbür yarısının zevk ve eğlencelerini bir türlü anlayamaz.
Onu öldükten sonra da canlıyken sevdiğin gibi sevdin. Eğer seviyorsan günah değildir öldürmek. Yoksa daha mı günah?
Reklam
İhtiyarlık da benim çalarsaatim. İhtiyar insanlar neden erken uyanırlar? Günü daha uzun yaşamak için mi?
Hem sonra doğruluk, bir yürek işidir. İnsan ona yalnızca sanat aracılığıyla ulaşabilir.
Gözlere dikkat ederim, sözlerden daha çok şey söylerler bana.
İçinde tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.
Ama hüznün umutları yoktur yine de. Hem sonra önemli olan, gelecek, umut ve ilerlemedir. Dar, kısıtlı anda sakınca vardır yalnızca. Bunun ardında yatar uçurum. Eğer insan bunun üstesinden gelirse, her şey fark eder. Yalnızca an geçerlidir. Yaşamı belirler.
Reklam
"Çok mu yalnızsın?" diye sordum. Başını salladı Kafka. "Kasper Hauser gibi mi?" Güldü Kafka. "Kasper Hauser'den daha beter. Ben Franz Kafka kadar yalnızım."
"Yazın denen şey bu," dedi Doktor Kafka gülümseyerek. "Gerçeklikten kaçış." "Şiir yalan mı söylüyor yani?" "Hayır. Şiir bir yoğunlaşım, bir özdür. Öte yandan yazın ise bir gevşeyiş, bilinçdışı yaşamı yatıştıran bir zevk aracı, bir uy*ştur*cudur." "Ya şiir?" "Şiir bunun tam tersidir. Şiir bir uyanıştır." "Dolayısıyla şiir dine doğru yöneliyor." "Ben öyle söylemezdim. Ama kesinlikle tapınmaya yöneliyor."
İnsan bazı şeyleri aklından çıkarıp atmak için onların resimlerini çeker. Benim öykülerim, insanın bir tür gözlerini kapayışıdır.
Dürüst incelikle birleşmiş güç; küçük şeyleri en zor olarak gören güç.
Bizler akıntıya karşı kürek çekip sularla boğuşurken aslında durmaksızın geriye, yani geçmişe gitmiyor muyuz zaten?
bir anlamı yok ama yine de çok özel bir cümle<3
Bugün dünya daha iyi bir yer gibi görünüyor. Belki de sorular, cevaplardan daha etkileyicidir.
Reklam
Mucizeler, doğru olmalarını istediğimiz için hepimizin sıkıca sarıldığı hikayelerden başka bir şey değildi.
Çok doğru...
Birini eleştirmeye kalktığında şu dünyada her insanın senin sahip olduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını aklından çıkarma.
Dik dur, gülümse ve bırak neden güldüğünü merak etsinler.
Korku, tüm savaş silahlarından daha hızlı yaralar.
Ancak yüreğine, hiç dinmeyen çalkantılı bir kargaşa hâkimdi. Gece çöktüğünde yatağına en olmadık; en akıl almaz düşünceler üşüşüyordu. Ayın ıslak ışığı, lavobanın üzerindeki saatin odayı dolduran tiktaklarının arasında ve sağa sola atmış olduğu giysilerin üzerinde gezinirken zihninde tarifsiz şatafatlıkta bir evren yükseliyordu.
Reklam
Yalnızca kaçanlar ve kovalayanlar, meşguller ve bitkinler vardır.
(kitabı okuyacaklar için spoiler bulundurur.)
Franz Kemmerich, yıkanırken bir çocuk gibi zayıf ve nahif görünürdü. Şimdi işte şurada yatıyor, niçin ama? Bütün dünyayı şu yatağın başına toplamalı ve demeli ki: İşte Franz Kemmerich on dokuz buçuk yaşında, ölmek istemiyor - kurtarın onu!
"Yanımdaydın, bir düşünsene Milena, yanımda yürüyordun."
"Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz..."
"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."
Reklam
"Koca bir orman yanıyor içinde ama sadece sen kül oluyorsun."