Homo economicus kimdir? Tarihte eşine asla rastlamadığımız, şeytana dahî pâbucunu ters giydirebilecek derekede kıvrak zekâlı, kavrayışı kuvvetli, vâsî ufuklu, bilgiç, aklı fikri geçimi ile kazancına takılı, şehirli ''Yeni beşer tipi'dir. Bu yeni beşer tipi, fütûrsuzdur, ataktır, söz hokkabazı, kavram canbâzı -yânî 'bilgiç' (Fr sophistiqué)-, kulağının arkasına dek kire, pasa batmış olmakla birlikte, kılığını, kıyâfetini ve istifini bozmayan, feleğin çenberinden geçmiş, cinsiyeti inhirâf etmiş -'kadınsı erkek' (İng 'she-man') yahut 'erkeksi kadın' (İng 'he-woman')- özellikle İngiliz olan, kuzeyli beyâz adamdır. Bu beyâz adam, kendini yeryüzünün ve tekmil servetinin mâliki, beyâz ve kuzeyli olmayan insanların efendisi, hâmisi ve velîsi ilân etmiştir: ''Dünyayı sırtlamış beyâz adamın yükü'' diye anlamca Türkceleştirebileceğimiz İngiliz Rudyard Kipling'in (1865-1936) ''the white man's burden'' cümlesi ne kadar da manîdârdır. Kipling ile Thomas Carlyle (1795 - 1881), James Antony Froude (1818 - 1894) ile Charles Kingsley (1819 - 1875) gibi Onsekizinci ile Ondokuzuncu yüzyılların İngiliz düşünür ile yazarların yarattıkları kavimde kendini ululama ile kibir havasının doğal sonucu, Heinrich Himmler'in tüyleri diken diken ettiriveren şu saldırgan iddiası olmaz da ne olur: ''Yeni hayâtı yaratmakçin cesetleri ezerek geçmek zorunluluğu, büyüklüğün lânetidir -büyük olmanın bedelidir''