Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
lem'a: parlamak
İnsan aklı, ilahî aklın bir Lem'asıdır. Sıhhat'te ve dengeli olduğu zaman mümini inkâra değil tevhid'e götü­rür. Ancak tutkular dengeyi bozduğu ve görü ufkunu kararttığı zaman onu dalalete sürükleyebilir.
Eyyüb (a.s.), "Ya Rabbi, bana katından bir rahmet ver, beni sıhhate kavuştur" dememiş, "Sen merhametlilerin en merhametlisisin” diyerek, Allah'a muhtaç olduğunu ihsas ettirmiş, O'ndan imâ yoluyla sıhhat ve afiyet istemiştir. Böylece talepte nazik davranmış ve Rabbine hitap ederken edebi korumuştur. Çünkü peygamberlerin belâların kendilerinden kaldırılması hususunda duaları ekseriyetle imâ yoluyla olmuştur. Allah'tan lutuf ve ihsân talebinde ise imâya gerek yoktur. Açık beyânda bulunmak edeptir. -Ömer Çelik / Hakk'ın Dâveti Kuranı Kerim Meâli ve Tefsiri Cilt 3
Sayfa 385Kitabı okudu
Reklam
"Bazen bir insanı mesut edebilmek için ne kadar az bir şey yetiyor."
Halbuki sıhhat, güzellik, şöhret ve servet gibi Allah'ın en büyük nimetlerine sahip oldukları halde "saadet"i tatmamış nice bedbahtlar da vardır!..
DİNİN KOLAYLIĞINI BİLMEK
(İnne'd dine yüsrün) "Şüphesiz ki din kolaylıktır.." Hayatın onca keşmekesi içinde namaz,hem kılan kimsenin ruhu,aklı,kalbi ve bedeni için hem de etkileşim içinde olduğu diğer maddi ve manevi bütün alemler için bir kolaylıktır *Oruç,birey ve toplumun bünyesi için zekat,ticaret ve ekonomi için cihad,müdafaa ve güç için bir kolaylıktır. *Yine haramlardan uzak durmak da hayatın sıhhat ve selameti için kolaylıktır
Kanuni Sultan Süleyman
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi
Sayfa 170 - İnsan ve Hayat KitaplığıKitabı okudu
Allah-u Teâlâ Hazretleri rahmetine, mağfiretine, rıdvânına cümlemizi nâil eylesin... Ramazan’a erdirdiği gibi Kadirlere de ermişlerden eylesin... Nice Ramazanlara sıhhat ü afiyetle kavuşmayı nasib eylesin... Zikrinde, şükründe, hüsnü ibadetinde bize yardım eyleyip tevfikını refîk eylesin...
Sayfa 405
Reklam
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Saltanat dedikleri ancak cihan kavgasıdır. Olmaya baht ve saadet dünyada vahdet gibi Muhibbi
Sayfa 164Kitabı okudu
Medârından terakkî yâ tenezzül eylese hurşîd Olurdu zindegî iksîr-i sıhhat hem-per-i Ankâ
Sayfa 13 - Kapı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Belki sen, kendinden sıhhat noktasında aşağı derecelerde bulunan biçare (çaresiz) hastalara bakıp şükretmekle mükellefsin (yükümlüsün). Senin elin kırık ise, kesilmiş ellere bak. Bir gözün yoksa, iki gözü de olmayan âmâlara (körlere) bak, Allah'a şükret.
Peygamber efendimize: "Sadakanın hangisi efdaldir" diye sordular. Buyurdu ki: "Sadakanın efdali, sıhhat yerinde iken, hayattan umutlu iken ve fakirlik korkusu var iken verilen sadakadır." Ama bunun aksine, can boğaza gelinceye kadar sabredip ondan sonra: "Falan şeyi filân adama verin" diye vasiyet etmeleridir ki, zaten o anda mal, başkalarının, malı olacaktır. Vasiyet yapıp yapmaması birdir.
Sayfa 153
Reklam
Sen hastalık gözüyle, herhalde gideceğin bir menzilin olan kabrini ve daha arkasında uhrevî menzilleri görürsün ve onlara göre davranıyorsun. Demek senin için hastalık bir sıhhattir; bir kısım emsalindeki sıhhat bir hastalıktır.
Sayfa 236
Dîn, Arapçada borç demek. Her doğan, bu dünyaya borçlu olarak gelir. Çünkü Allah, onu yokluktan varlığa çıkartır, büyütür, sorumlu hale getirir. Görmek için göz verir, işitmek için kulak, konuşmak için dil, idrak ve iman etmek için kalp verir, mal verir, mülk verir, sıhhat verir, şan verir. İnsan Allah’a borçlu olarak dünyaya gelir. İnsanın varoluş amacı, bu borcu Allah’a ödemektir. Bu borcu nasıl ödeyecek insan? Bunu göstermek için Allah bir kanun indirir. Bu kanunun adı; “deyn/borç” ile borçla aynı kökten gelen “dîn”dir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.