Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cephelerden dönenleri gene siperler bekliyor. Bu siperler yeni kurulacak evlerdir. Ve bu evler, bizim son müdafaa hatlarımızdır.
Sayfa 150Kitabı okudu
Ve devam etti düşüncesine: "Ben bir siperde ölümü bekleyecek kadar cesur muyum? Bekleyenlerin ve ölenlerin çoğu cesur muydu? Ve bugün bekleyenler ve ölenler topyekûn cesur mudur? Bu işin çok zaman cesaretle ilgisi var mı? Yoksa siperdekiler mezbaha bir çoban teşkilatıyla giden sürü ve davar mı? Yalnız bedenleriyle değil şuurlarıyla da yakalanmış... Yoksa yanlış mı düşünüyorum? Öyle siperler olabilir ki (mesela benim için) sevinçle ölebilirim orda. Samimiyim bu anda Fakat gelirse o gün ve ölmeden önce birkaç saat yaralı yaşarsam esef duymayacak mıyım?"
Sayfa 80 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Ateş, ateş, ateş! Öldürmek için sıkmıyordum çünkü herkes boşa sıkıyordu. Çatışma bir oyundu, ama kurşunlar hakikiydi. Saflar vardı, ama dostluk yalandı. Düşman gerçekti, ama siperler kağıttandı. Bedenlerimiz orijinaldi, ama içimizdeki duygular çakmaydı!”
Sayfa 146Kitabı okudu
GİRİŞLER 703 - VE DURGUN AKARDI DON 2
1916. Ekim. Gece. Yağmur ve rüzgâr. Ormanlık arazi. Akçaağaçlarla kaplı bir bataklığın kıyısında siperler. İlerde dikenli tel örgüler. Siperlerin içinde dondurucu sulu kar. Bir gözetleme noktasının sacı ıslak, hafiften parlıyor. Sığınaklarda tek tük ışıklar.
ARKADAŞLAR BU ALINTIYI OKUYORSANIZ, PEYK'TEN DON KAFA DON'U DİNLEMEK ZORUNDASINIZ.
Derin siperler içinde ve yüksek barikatlarla çevriliyken bile düşmanın senin hakkında bir şeyler öğrenmesine izin verme. ne yaparsan yap saflarını belli etme. her zaman, gizlice saldır, gizlice al. düşmanlara rahat verme ve akıllarını karıştır, böylelikle kendilerini her bir yönden gelebilecek saldırılara karşı korumaya çalışarak korku içinde bölüneceklerdir.
Sayfa 82 - DumuKitabı okudu
Lord Kitschener’in Çanakkale’de harp sahasında görmüş olduğu intibaları, önce kısmen bir bölümünün boşaltılmasının daha iyi olacağı yönündeydi. Ve artık Turklerin bu cesurca direnmelerinin mükâfatını alması gerektiği günler yaklaşıyordu. Türkler, bir kere daha taarruza geçmişler, Arıburnu’nda hiçbir şeyin engelleyemediği çılgın bir hücumla, ertesi gün yürekten gelen “Allah, Allah” nidalarıyla, Suğla körfezinden, Ertuğrul koyuna kadar olan bölgeyi temizlemişlerdi. Düşmanın büyük bir sessizlik ve gizlilik içinde geceleyin, siste çekilmesi başarılı olmuştu. Bu durum aynen kabul edilmeliydi. Geriye dehşetin yıkıntılarının kalıntıları kalmıştı. Şehirler, köyler harp tarlalarına dönmüş. Toprak, kan ile sulanmış, mayın tarlaları, top kalıntıları, lağım galerileri ve binlerce korkunç parçalanmış ceset, çukurlar, siperler. Metrelerce yüksekliğinde dağ gibi yığılmış konserve kutularının üzerine çökmüş karga sürüleri, sahil boyunca karmakarışık yığılmış askeri malzemelerle dolu tüfekler, sandıklar, çuvallar, çadırlar, tahta ve demir akşamlar, ölmüş atlar, dikenli tel balyaları, kayıklar, çıkarma köprüleri, her şey. İngiltere, savaşan birlikleri için fazla olan her şeyi bırakmış. Bu durum, eğer tahrip edilmediyse veya kullanılmaz hale getirilmediyse gerçek değeri dikkate değmez bir ganimetten ibaretti.
Reklam
Mütekabil siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak… Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevek- külle biliyor musunuz! Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuranı Kerim, cennete girmeğe hazırlanıyorlar. Bilmiyenler kelimei şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Karşılıklı siperler arasına mesafe sekiz-on metre, yani ölüm muhakkak… Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek biri soğukkanlılık ve tevekkül ile biliyor musunuz?.. Öleni görüyor, 3 dakikaya kadar öleceğini de biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok… Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, Kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. İşte bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Sayfa 264 - Uluğ İğdemirKitabı okudu
30 Haziran akşamına kadar yapılan çok şiddetli hücumlar yüzünden siperler arasında akan küçük bir su kana boyandı. (1915 - Çanakkale)
Sayfa 13
telefon çalıyor, açıyor ve, "evet" diyorum korku kollarımda bir aşağı bir yukarı gezinirken, hiçbirini görmek istemiyorum, hiçbirinin sesini duymak istemiyorum, sonsuza dek kaybolsunlar. onlardan korunmak için bana siperler gerek, ordular gerek, biraz talih gerek. "hank?" diyor ses, "nasılsın?" "iyiyim," diyorum.
Sayfa 298Kitabı okudu
850 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.