Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Konusu ve anlatım şekliyle 'değişik' bir roman. Konusundan bahsetmeyeceğim, diğer yorumlarda bence olabilecek en iyi şekilde konusu aktarılmış. Benim ilk dikkatimi çeken üslup. Kitabın başlarında, olayların giriş aşamasında yazar bizimle konuşuyor. Bir masada oturursunuz, arkadaşınız bir hikaye anlatır ya; işte neredeyse o tatta başlıyor kitap. Karakterleri tanıdıktan ve hikayeye girdikten sonra ama bu anlatım biçimi bence değişiyor ve yazar kendisini geri çekerek sadece hikayeyi aktarıyor.
Konu açısından farklı, yazarın çok değişik bir hayal gücü var. Bir yerden sonra herkes gibi siz de olanları kabullenerek bir sonraki olayı bekliyorsunuz.
Ve ek olarak; hikaye Tormod üzerinden akıyormuş gibi görünse bile ben baş karakter olarak Siv’i gördüm. Onun karakteri, karakter gelişimi ve s. gerçekten derin işlendiğini düşünüyorum. Siv’e hem gıcık oluyorsunuz, hem de onu çok iyi anlıyorsunuz.
Musa Anter daha önceleri bir çok kişiden duyduğum ve bir türlü kitaplarını okumaya sınavlar yüzünden fırsat bulamadığım çok değerli Kürt yazarlardan biri .Okumak için sürekli köşede gözümün önünde olacak şekilde bekletiyordum .
Geç oldu ama bazen geç kaldığımız şeyler bize çok şey katar inancında olduğum için iyi ki şu an okuyorum
#pegasusyayınları #jamesclear #atomikalışkanlıklar
#farkındalık #kişiselgelişim
Yazar lise ikinci sınıfta yüzüne beyzbol sopasının çarpmasıyla değişen hayatını ve edindiği alışkanlıkları anlatıyor.Çok faydalı bilgiler veriyor...
Her bölüm sonunda yazar bölüm özeti diye bir alan ayırması da çok güzel iyiki bu eseri @gizzozdemir hocamdan görüp
Ben ki göklere baktım’
Benim şiir seven arkadaşlarım yok, kitap okuyan arkadaşlarım yok. Bu yüzden ne kadar tuhaf gelse de kulağa, Birhan Keskin ile bu kitapta tanıştım. Kitapçıda raftan aldığım kitapların arkasını okuyan biri değilim. Sayfalarını güzelce karıştırıp kendime bir sayfa seçerim, bana hitap ettiğini hissediyorsam alırım. Y’ol kitabını da alelade bir şekilde
Kendi Düşen Ağlamaz
Merhaba arkadaşlar. Kendi düşen ağlamaz kitabını hiç duymamıştım ve hiç karşıma çıkmamıştı taa ki TRT nin yeni dizisi olan ve kitap ile aynı ismi taşıyan kendi düşen ağlamaz dizini izleyene kadar. Diziyi izlemeye başlarken hızlıca geçen "... uyarlamadır." yazısını görenene kadar. Hemen internetten araştırmaya başladım ve kitabı buldum.
Neden çocukken belki Felsefe Taşı’nı belki de Sırlar Odası’nı okuduğumla bırakmışım, neden gençken bir daha, neden yetişkin olunca bir daha okumamışım? Beğenim, her kitapla katlanarak artıyor. Bayıla bayıla okudum. Çocukluk aşkım (hadi tamam itiraf edeyim, aşklarımdan biri) Cho ile Harry’nin arasında geçenler tatlı tatlı tebessüm etmeme (oooğlum
Harry Potter ve Zümrüdüanka YoldaşlığıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 202026bin okunma
Gün içinde fazla alıntı yapmama neden olan bir kitap oldu tutunamayanlar..
Kitabı bana iyi gelecek ve bana farklı bir dünyadan bakmamı sağlayacak herhangi bir şey bulurum umuduyla alıp didik didik ederek okumaya çalıştım.Kitap ağırdı,afallayıp kaldığım yerlerde oldu,Turgut'un Süleyman Kargı'dan aldığı Selim'in kitabı ve Günseli için yazdığı mektuplar..Selim'i ölüme götüren Modern hayatın aceleci hâli, insanlar,donuklaşmış ifadeler,yüzler ve bunu beraberinde getiren intihar, tutunamamak..
Turgut için selimin bu kadar çok önemli olmasının nedeni ona iyi gelen umut kaynağıyı oluşuydu, Selim olmadan Turgut eksikti.
Tıpkı fareler ve insanlardaki Lennie ve George'un dostluğu gibi.
George hayatta kalabilme umudu olan Lennie'yi öldürdüğü gün bitmişti,o kurşun sadece bir bedene girmemişti.
Selim'in annesiyle ve Turgut'un eşiyle aralarında yaşadığı mutluluğun kalmaması aile hakkında verilen mesajlar.Selim'in babasına sitem dolu cümleleri insanı derinden etkiliyor.
Tutunamayanlar sadece Selim ve Turgut'un hikayesi değil hepimizin hikayesi çünkü çoğumuz aynı hayatı farklı benzerlikler neticesinde yaşıyoruz.
Hepimizin bir olric diye hayalî bir arkadaşı var onunla konuşuyor,olmayanlar ise aynaları dost ediniyor..
Her gün içimizden nice selimler hayatına son veriyor..
Hepimizin hikayesi..
Tutunamayanlar.
Beyaz Geceler İle ikinci Karşılaşma
Beyaz Geceler ikinci defa okuduğum kitaplardan birisi olduğu için bu kez Dostoyevskiye tekrar hayran kaldım. Bu kitap 27 yaşında yazdığı genç bir döneminden olduğu için sanki kendisini daha çok anlayabilmiş oldum.
Hayalperest karekterimiz Petersbueg'un öylesine farklı şekilde tanıyorki sanki kaldırımından binasına binasından insanlarına
O kadar güzel dile dökmüş ki Bekir Abi içten, samimi, doğal bir şekilde. Yazar sizinle konuşuyor muş gibi hava veriyor kendinizi sohbet havasında buluyorsunuz. Değindiği konular, başlıklar o kadar anlamlı ki Bayıld-ımmm-mm
Geciktirmeden okuyunnn kendinize çok güzel şeyler katacağınızdan şüpheniz olmasın.
Sitem edişini, önerisini anlamlı şekilde bizlere aktarıyor.
•|Beğendiğim birkaç alıntı
✓İnsan ne kadar kirlendiğini ancak temiz insanların arasına girince anlayabilir.
✓Bunun da her safhasını kayda alp üç-dört bölümlük dizi yapıyor. Adamların tarihinde bir tek kahraman olmadığı için, hatta ne kahramanı, tarihleri bile olmadığı için sinemada sanal kahramanlar üretiyorlar. Bu sanal kahramanlar tüm dünyayı tehdit eden bir tehlikenin üstesinden ve özellikle çocuklarımızın zihinlerinde önemli figürlere dönüşüyorlar.
✓Şahsiyet inşa etmek yıllar ister, yıkmak ise an meselesi.
merhaba!
ben böyle tekrar tekrardan üzücü bir kitap ile karşınıza geldim. gelmeden önce de baya ağladım, sonra arkadaşlarımın başlarının etini yedim “neden beni böyle bir kitaba başlattınız? neden bana dur demediniz? hayat çok acımasız. yasak artık, okumayacağım artık mutsuz sonlu kitapları.” diyorum sonra yalancılar diye kitaba başlıyorum.
Herkese Özgürlük Anne, Ama Bana da...
Merhabalar :) Bugün, Füsun Önal'ın yazdığı "Herkese Özgürlük Anne,Ama Bana da..." adlı kitabıyla geldim. Bu kitap aslında uzun zamandır kitaplığımda duruyordu. Bir aile dostumuzun hediyesiydi, ama okuma fırsatı bulamamıştım. Kitabımız, on parmağında on marifet olan bir sanatçı, Füsun Önal'ın hayatından çeşitli anılara götürüyor bizi, hem de bazı konular hakkındaki görüşlerini de okumamızı sağlıyor. Kendisi bildiğiniz gibi hem şarkı söylüyor, hem tiyatro ve müzikal oyuncusu, hem fotoğraf çekiyor, hem de kitap yazıyor. Yani çok yönlü bir sanatçı.
**************************
Füsun Önal kitapta, kitabın adından da anlaşılacağı üzere annesine bazı konularda sitem ediyor. Bazen de bizlerle, yani okuyucuyla konuşuyor, dertleşiyor. Sevgi dolu ve dostça bir yaklaşımı var. Kitap boyunca o içtenliği hissediyorsunuz. Ve güldürüyor da :D Hep bir tebessümle okuyorsunuz o güzel satırları. Ayrıca kitapta hayvan haklarından tutun da, yazarın kendisinin ve arkadaşlarının yaşamlarına kadar birçok konuya değinilmiş. Ama bunların birleştiği tek bir ortak nokta var. O da "özgürlük". Ah bir de Roger Vadim anısını okurken çok heyecanlandım. Hemen internetten fotoğraflarına falan baktım. Yaaa :)) Neyse fazla anlatıp büyüsünü bozmak istemiyorum. Kısacası ben Füsun Önal'ın kalemini çok beğendim. Sevenlerine ve merak edenlere bu kitabı öneririm. Sanatla, kitapla ve sevgiyle kalın dostlar.
Kölge Etme Başka İhsan İstemez!
Fakir Baykurttan okuduğum 2. kitap, Yılanların Öcüne göre kendini epey geliştirmiş.Türk Edebiyatının en iyilerinden bence.Devletin Köylülere yabancılaşmasını çok güzel işlemiş yazar.Bu konuda Gölgesizleri hatırlattı.Ayrıca şive(veya ağız)kullanımına hayran kaldım oralarda gerçekten öyle mi konuşuluyor bilmiyorum ama okurken tatmin etti beni.
Bu Ülkede Devlet size yardım etmez bu dünde öyleymiş bu gün de öyle kendi başınıza birşey yapmak istersiniz size ayakbağı olur.Vatandaşını sağılacak inek gibi görür.
Ama Herşeye Karşın Kır Abbasa üzülmedim ilk başta kaplumbağaya yaptığı şerefsizlik yüzünden kurulmuştum zaten
Ayrıca Bu köyün alevi köyü olduğunun altını çizmek isterim yazarda bunu çok vurgulamış Çünkü sünni köyü olsaydı Kemal Tahir Romanlarındaki köye daha yakın olurdu zannımca. Bu köyde öyle kansızlıklar şark kurnazlıkları olmuyor.Gayet Temiz insanlar bu köylüler. Ayrıca kitapta Yaşar Kemal in örnek aldığı yerler de var sanırım.(Mesela biçim olarak burada çok ilkel olsa da hikayenin ortasındaki doğa tasvirleri)
son olarak sözlerimi şöyle bağlamak isterim:
Bu Devlet bizden hep birşeyler istedi Aldığımız iğneden bile vergi aldı yetmedi zorla askere götürüp canımızı yıllarımızı aldı.Ama Cumhuriyetin İlk yılları hariç bize hiçbirşey vermedi.Bu da ister istemez devleti bize(daha doğrusu bana)yabancılaştırdı.
İşte şu zamanlar yokluğunu çektiğim bunu dillendiren Yaşar Kemal Fakir Baykurt Aziz Nesin gibi aydınlarımızın olmayışıdır.
Tuvofi Tatmin Etmedi
Cihan abimin 'Ve Sinem' , ' Ama Arkadaşlar İyidir' gibi köşelerden sonra Hortlak'ta yayımladığı bir sericik. Bir cihansever olarak bu kitap beni tatmin etmedi. Evet Hortalkta kalsa ve aylık veya haftalık okunsa çok sorun etmeyeceğimiz bir köşe olurdu. Ama bence kitap halinde alınıp okunacak bir kitap değil, keşke olsa :/ Yoksa diğer kitaplarına bayılıyorum. Kitap Tuvofi adlı karakterimizin ( kitap fotosunda var, kendisi beyaz tüylü pofuduk bir şey ) insanlar ile yaşadığı ufak hikayeleri anlatıyor. Kendisi insanlarla el işaretleri veya kendi dilinde konuşuyor, sessiz sakin tatlı bir tip. Başından geçen maceralar çok heyecan verici değil. Sanırsam tek hatırında kalan ve beğendiğim kısmı, tuvoficiğimizin dövmesini yaptıran ablamızın dövmesini gösterdiği kare :D güzel bir düşünce olmuş, Cihan abime saygılar.
Shakespeare'in 400. yılına özel hazırlanan seriden bir kitap.Hırçın Kız eserinin uyarlaması.
Bilimsel çalışmalar yapan bir adamın, asistanının çalışma izni bitmeden kızıyla evlendirmesini konu alıyor. Çok beğenerek okudum, çok akıcı bir dili var. Konu olarak çok güzel, rahatsız eden tek şey kadın karakterin az konuşuyor olması.
Çevirisi Sinem Bozkurt tarafından yapılmış ve çok başarılıydı, çok doğal ve günlük dile çok yakın sade bir çeviri olmuş.
