Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatı belli şartlar altında yaşamaya buyur ediliriz. Hayat boyu böyledir bu. Doğduğumuz andan ölümümüze değin hep bu şartlar topluluğu bir şartlar topluluğu ile çevrelenmişizdir. Kimimizin babası sert, kimimizin ki fazla yumuşak, kimimizin annesi ilgisiz, kimimizin ki ise insanı boğacak kadar ilgilidir. İçinde yaşatıldığımız şartlar ilk olarak
Aşkım bak biz dediğin kişiye gönder ahshshs
Kadın hızla tepki verir, yakınlık ve birliktelikte sığınak arar. Duygularını paylaşır ve erkeğin de aynı şekilde davranmasını ister. Erkekse, kadına kabul edilemez gelen bir tarzda mantıklı davranır. Böylece kadın daha çok izler, adamın ne düşündüğünü ve ne hissettiğini daha çok bilmek ister ve erkek daha da uzaklaşır. Erkek uzaklaştıkça kadın daha çok izler ve kadın izledikçe, erkek daha çok uzaklaşır. Kadın erkeği soğuk, tepkisiz ve insanlık dışı olmakla suçlar. Adamsa kadını zorlayıcı, isterik ve denetimci olmakla.
Reklam
Kadın hizla tepki verir, yakınlık ve birliktelikte sığınak arar. Duygularını paylaşır ve erkeğin de aynı şekilde davranmasını ister. Erkekse, kadına kabul edilemez gelen bir tarzda mantıklı davranır. Böylece kadın daha çok izler, adamın ne düşündüğünü ve ne hissettigini daha çok bilmek ister ve erkek daha da uzaklaşır. Erkek uzaklaştıkça kadın daha çok izler ve kadın izledikçe, erkek daha çok uzaklaşır. Kadın erkeği soğuk, tepkisiz ve insan dışı olmakla şuçlar. Adamsa kadını zorlayıcı, isterik ve denetimci olmakla. Bu klasik senaryonun alışılmış sonucu nedir? Temposu giderek yükselen bu takip ve çekilme dansı bir süre devam ettikten sonra kadın, terapistlerin "tepkisel mesafe" adını verdikleri duruma girer. Kendini reddedilmiş hisseden kadın en sonunda, kendi başının çaresine bakmaya başlar. Adam artık ihtiyaç duyduğundan daha fazla rahatlığa sahiptir ve zamanla, ilişki kurma umuduyla kadına yaklaşır. Ama artık çok geç kalmıştır. Kadın öfkeyle, "Sana ihtiyacım olduğunda neredeydin?" der. Bu noktada, mesafe koyucu ile takipçi bir süre rollerini değiş tokuş edebilirler.
Yanıbaşimizdaki  insanlar ile aramıza mesafeler  koymak zorunda kalırız .Uçurumlar,  tel örgüler,  mayınlar ile doldurduğumuz mesafeler.  Kolay kolay aşılamaz ve anlaşılamaz mesafeler!   Yanıbaşımızda  kelimesini "yakınımızda" kelimesine  tercih ediyorum. Konu duygu ve düşünceler  olduğunda , yakınlık ve mesafe hic bir ölçü birimine tabi değildir. Bunun içindir ki, bazan aynı enlem ve boylamda bulunma zorunluluğunda olduğumuz insanlar, sadece yanıbaşımızdadırlar. Tıpkı şu yanıbaşımda  duran komodin  ve üstündeki sigara paketi gibi .  Içimde , insanlara yakınlaştıkça, uzaklasmak hatta kaçmak  isteği uyanıyor. Konuştuğum yüzler  ve sesler değişse de ruhum daralıyor. Bir diyalogtan coķ  sıkıcı bir monoloğun soğuk  pençesinde boğuluyorum . Nefes almak için, âdeta  kaçarcasına uzaklasmam bundan olsa gerek . Mesut AYDIN
Haziran 1967, Arap-İsrail savaşıyla birlikte her şey değişti. Her anlamda, sadece bu çatışmadan sonra Holokost, Amerikan Yahudilerinin yaşamlarının bir parçası oldu." Bu değişimin açıklaması, genellikle, Haziran'daki savaş boyunca İsrail'in yalıtılmışlığı ve savunmasızlığının, Nazi soykırımının anılarını canlandırdığı şeklinde
"İçimden, göğsümü parçalamak beynimi dağıtmak geliyor; insanların, birbirleri için ne kadar az bir anlamları var. Ah! Sevgi, sevinç, yakınlık ve coşku kendi içimden gelmiyorsa, bir başkası da bunlara veremeyecektir bana; soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini, ben de mutlulukla dolup taşan yüreğini mutlu edemem."
Reklam
Sevgi, sevinç, yakınlık ve coşku kendi içimden gelmiyorsa, bir başkası da bunları veremeyecektir bana; soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini, ben de mutlulukla dolup taşan yüreğimle mutlu edemem.
Sayfa 111 - Can Yayınları
İçimden, göğsümü parçalamak ve beynimi dağıtmak geliyor; insanların, birbirleri için ne kadar az bir anlamı var. Ah! Eğer sevgi, sevinç, yakınlık ve coşku kendi içimden gelmiyorsa, bir başkası da bunları veremeyecektir bana; soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini, ben de bahtiyarlıkla dolup taşan yüreğimle mutlu edemem.
İçimden, göğsümü parçalamak ve beynimi dağıtmak geliyor; insanların, birbirleri için ne kadar az bir anlamları var. Ah! Sevgi, sevinç, yakınlık ve coşku kendi içimden gelmiyorsa, bir başkası da bunları veremeyecektir bana; soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini, ben de mutlulukla dolup taşan yüreğimle mutlu edemem.
Sayfa 111Kitabı okudu
43 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Hesaplama
Sun Zi der ki: Savas bir ülkenin baş sorunu, ölüm kalım yeri, var olma ya da yok olma yoludur; muhasebesiz olmaz. Bu nedenle bes noktayi hesaba katip, ona göre durum degerlendirmesi yapmak gerekir: Bir "Yol" ', iki "Gök", üç "Yer", dört "Komutan", beş "Kural". "Yol" denen sey, halk yöneticisi ile aynı düsünceyi paylastirr. Ancak bu takdirde birlikte ölebilirler, birlikte yasayabilirler ve halk kendini feda etmekten korkmaz. "Gök" denen sey, karanlik-aydinlik, soguk-sicak, za-man-mevsimdir. "Yer" denen sey, uzaklik-yakinlik, tehlikelilik-güven- Lik, genişlik-darlık, kurtuluşsuzluk-kurtuluşluluktur. "Komutan" denen sey, erdemlilik, güvenilirlilik, in- sancillik, cesaret, ciddiyettir. "Kural" denen sey, askeri birliklerin örgütlenme bi- simi, subaylarn rütbelendirilmesi, ikmal yollar ve askeri harcamalardir.
Savaş Sanatı
Savaş SanatıSun Tzu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202038,8bin okunma
Reklam
360 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
BELLADONNA ∆ ADALYN GRACE ∆ Size gizem ve sırlarla dolu bir kitapla merhaba diyorum. Kitabın en sevdiğim yönü ile başlamak istiyorum son sayfalara kadar gizem ve sırları koruması ve bunu takip eden ters köşeler, ihanetler ve en güzeli de tutkuydu... Herkesin bir gizemi ve sırrı mutlaka vardı hatta iç içe geçmiş bir şekilde! Karakterlerin ise
Belladonna
BelladonnaAdalyn Grace · Artemis Yayınları · 2023580 okunma
"Ah! Sevgi,sevinç,yakınlık ve coşku kendi içimden gelmiyorsa,bir başkası da bunları veremeyecektir bana; soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini,ben de mutlulukla dolup taşan yüreğimle mutlu edemem."
Sayfa 111Kitabı okudu
Hayatım: meleklerin yuhalamaları arasında afişlerden silinmiş, sadece ilk perdesi oynanmış bir trajedi. Dostlar mı? Bir tane bile yok. Olsa olsa, aramızda bir yakınlık olduğunu sanan tanıdıklar; trenin altında kalsam, cenaze günü de yağmur bastırsa üzülürler belki. Hayattan uzaklaşmamın kazandırdığı doğal ödül, başkalarının benimle kesinlikle uyuşamaz hale gelmesi oldu. Etrafımda insanları uzaklaştıran soğuk bir hale var, buzdan bir çember. Yalnızlığımdan acı duymamayı beceremedim henüz, yalnızlığın sadece sıkıntısız bir dinginlik anlamına geldiği ruhsal mertebeye ulaşmak öyle zor ki.
İçimden, göğsümü parçalamak ve beynimi dağıtmak geliyor; insanların, birbirleri için ne kadar az bir anlamları var. Ah! Sevgi, yakınlık, ve coşku kendi içimden gelmiyorsa, bir başkası da bunları vermeyecektir bana; soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini, ben de mutlulukla dolup taşan yüreğimle mutlu edemem.
İçimden , göğsümü parçalamak ve beynimi dağıtmak geliyor; insanların , birbirleri için ne kadar az bir anlamları var. Ah! Sevgi ,sevinç,yakınlık ve coşku kendi içimden gelmiyorsa , bir başkası da bunları veremeyecektir bana ;soğuk ve güçsüz bir halde karşımda duran birini, ben de mutlulukla dolup taşan yüreğimle mutlu edemem.
Sayfa 111
988 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.