Oktay içkici, kumarcı, geçimsiz, hatta insanlıktan nasibini almamış bile diyeceğimiz biri. Karısı Fatoş onu terk ediyor. Hemde karnında bebeğiyle. Söylemiyor Oktay'a hamile olduğunu.
Bir kız çocuğu doğuruyor Fatoş.
Tek başına terzilik yaparak büyütüyor Fatoş Çiçek ismini verdiği kızını.
Dünya tatlısı Çiçek; Fatoş kaza sonucu dünyaya gözlerini yumunca annesiz kalıyor.
Oktay bu acı olaydan sonra kızından haberdar oluyor. İstemese de kızını yanına almak zorunda kalıyor. Hani dedim ya insanlıktan nasipsiz, kızına şiddet uyguluyor?
Olaya şahit olan ve videoya çeken bir polis memurunun müdahalesiyle Çiçek koruma altına alınıyor. Oktay ceza alıp Sessiz Ada'ya mahkum olarak gönderiliyor. Sessiz Ada'mı ?
Adaletin kıssasa kıssas sağlandığı bir yer. Oktay neden mi orada? Çünkü şiddet uyguladığı kızı Çiçek doğuştan sağır.
Ada'da Oktay neler yaşıyor nasıl cezalandırılıyor? Bundan sonrasına sipoiler vermeyeceğim. Empatinin en iyi anlatılmış halini okuyoruz. Adalet sistemini sorguluyoruz... Son zamanlarda okuduğum en iyi öykü diyebilirim. Okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Tavsiyemdir okuyun okutun.
Edebiyat, hepimizin bu sitedeki ortak gayesi. Kimimiz günlük dertlerimizden, telaşlarımızdan kaçmak, kimimiz merakımızı gidermek, kimimiz bakış açımızı genişletmek, kimimiz de boş zamanlarımızı değerlendirmek için edebiyat şemsiyesi altına sığınmışız. Zaman zaman kendimize "Edebi bir metin nasıl okunur?", "Doğru bir okuma yapıyor
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.