Sabah erkenden uyanıp son hazırlıklarıyla meşgul olan Mustafa Kemal, ilk iş olarak Akaretler'e gidip Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nü ziyaret etti. Bu kulübe olan ilgisi eskiye dayanıyordu. Akaretler'de kaldığı yıllarda evinin bitişiğindeki avluda spor yapan oyuncuları birçok defa izlemiş ve onlarla uzun sohbetler etmişti. Sporcular da Çanakkale Kahramanı'na büyük saygı ve hürmet besliyorlardı. Yarının adamı, ziyareti esnasında karşılıklı güven ve saygı hissine dayanarak annesini ve kız kardeşini bu kulübe emanet etmişti. Ziyaret, sporcuların emaneti canları pahasına koruyacağına dair sözleri ve Samsun görevinde başarı temelleriyle sona erdi.
BELKİ GÜNÜMÜZÜN EN ACI GERÇEĞİ BU:
(Tuba Büyükyaşar'dan)
SATILIK TOPRAK
Herkes zannediyorki savaş falan çıkacak vatan için silahımızı, kılıcımızı alıp cepheden cepheye koşup vatanımızı, toprağımızı kurtaracağız eskisi gibi ...
Hayır öyle olmayacak artık..!
Sizler çocuğum rezil olmasın şehirde büyüsün, şehirden ev, araba alayım, köyden
Alçağım, ama hırsız değilim," diyor. "Çünkü her an, hakaret ettiğim nişanlıma giderek, hileyle kendime mal ettiğim paranın kalan kısmını önüne bırakıp, bak, paranın yarısını yedim, iradesiz, ahlaksız, harta istersen, alçağın biriyim... (Sanığın sözlerini tekrarlıyorum) alçak, ama hırsız değilim, olsaydım kalan parayı da ilk yansı gibi
Beklediğimden çok farklı bir kitaptı. Fantastik denilince akla gelen bazı unsurlar vardır, bu kitapta da aşina olduğumuz şeyler var ama bunları çok iyi bir tema altında birleştirmiş yazar. Usta Legend dünyanın en iyi sanatçısı olarak geçer. Her yıl Caraval adı altında beş gün süren ve tamamen kendine has bir dünyası ve içeriği olan gösteri sunar.
Kitabı bitirdikten sonra yaklaşık 10 dakika hiçbir şey yapmadan oturdum. Ne okuduğumu, neler hissettiğimi düşündüm. Beni çok içine çeken ve farklı şeyler hissettiren bir kitap oldu. Ufak bir düşünce kargaşası yaşadığım için biraz karmaşık ve uzun bir inceleme olacak. Büyük ihtimalle çok uzun olduğu için kimse okumayacak ama yine de düşüncelerimi
Deniz Gezmiş:
"Yaşasın, Türkiye halkının bağımsızlığı; yaşasın, Marxizm-
Leninizm' in yüce ideolojisi; yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi; kahrolsun, emperyalizm!"
Yusuf Aslan:
"Ben halkımın bağımsızlığı ve mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz! Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika' nın hizmetindesiniz. Yaşasın, devrimciler; kahrolsun.faşizm!"
Hüseyin İnan:
"Ben, şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı, hu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan sonra hu bayrağı, Türkiye halkına emanet ediyorum. Yaşasın, işçiler, köylüler ve yaşasın, devrimciler; kahrolsun, faşizm!"
Kuşların ilkbaharı karşılayan melodik şarkılarını son defa ne zaman duyacaksınız mesela,
Ilık yaz gecesi akşamında taze kesilmiş çimlerin kokusunu son defa ne zaman alacak,
Solgun sonbahar yapraklarını adımlarınızla küreye küreye son defa ne zaman yürüyeceksiniz,
Dışarıdaki iri kar tanelerine bakarken evin sıcaklığı son defa ne zaman sarmalayacak sizi...
Sonra, bedeninizi ve ruhunu ısıtıp zihninizi kanatlandıran bir acı kahveyi son defa ne zaman yudumlayacaksınız...
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler:
"Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular."
"Onlar çok büyük tuzaklar kurdular."
"Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?
Kâmran, ben asıl bu sabah, senden
ayrıldım. Hem de bir hatıra götürmeye, son bir defa başını çevirerek, arkasında bıraktığı şeylere bakmaya hakkı olmayan bir bîçâre muhacir gibi..
Eğitim sistemimizin ve sistemin sorgulamayı öğretmeyen öğretmenlerimizin ürünleri olarak yetişen yetişkinler tarafından öğretmenlerimiz yok sayılıyor, asağılanıyor ya da şiddete maruz kalarak öldürülüyor. Eskiden çocuklarını teslim eden, "eti senin kemiği bizim" felsefesiyle öğretmeni kutsal sayan, "öğretmen bugün kulağımı
Mo Yan sen ne güzel kitaplar yazıyorsun böyle,her birini keyifle okuduğum kitaplarından Yaşam Ve Ölüm Yorgunu adlı 933 sayfalık eserin incelenmesiyle burdayım.Son sayfalarda yazarın notu:Roman el işidir kısmında öğreniyoruz ki Mo Yan bu kitabı 43 günde elle yazdığı haliyle 430.000 sözcük ile tamamlamış.Basıma hazırlanırken bu sözcük sayısı artmış
Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar: Kitabın tam adı Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar-Birinci Bölüm: En Eski Zamanlardan Başlayarak Apar Sülâlesinin Düşmesi Tarihi Olan Milâdî 552'ye Kadar şeklindedir. Kitabın hazırlanma ve yayımlanma macerasını önsözün sonunda Atsız şöyle anlatır: "Bu kitabı 1933'te yazmağa başlamıştım. Malatya Orta