İnsanlar Tanrı'dan bahsederken çoğunlukla kendilerini küçük görüp tevazu sergiliyor ama sonra da Tanrı'nın adını anarak kendi kardeşlerine üstünlük taslıyorlar.
ARTIK, EN SIRADAN ÇİÇEĞİN AÇMASI İÇİN BİLE DÜNYANIN ŞİDDETLİ DOĞUM SANCILARI ÇEKMESİ GEREKİYOR...
(İlk kısımda anlatılanlar yarı gerçektir.)
1890 yılı FA Cup finalinde Blackburn Rovers ile Sheffield Wednesday takımları karşılaşmaktadır. Maç bitince Kraliçe Victoria saraya dönmüş beş çayını yudumluyordu. Güneşli bir Londra akşamüstüydü. Kapı
Kitabın başında yazarın yayıncısından rica ettiği bir ayrıntıyı okuyoruz. Tıpkı
José Saramago usta gibi Clarice Lispector de kendine has noktalama işaretlerinin ve imla seçiminin değiştirilmemesini istemiş. Kitabı okurken bu ricanın nedenini anlıyoruz. Bu, deneysel bir kitap. Her şeyiyle kendine has. Yazar bunu “Sadece tek bir noktalama yoluyla
100 yıl önce yoktuk bu hayatta, 100 yıl sonra da haddi aşanlarımız olmazsa olmayacağız. Bu iki yokluk arasında görüntüden ibaret olan varlıklarımızla bir iz bırakabildik mi bu hayata? Olmayan varlıklarımızın bedeli hissetmektir! Öyle ise hissettiğim her şeyden sorumlu tutuyorum kendimi.
Evdeki işi ak pirincin içerisindeki ak taşları
Havva Öztin Akarsu ablamın, #30999207 etkinliğidir. Kendisine çok teşekkür ederim.
Ölümsüzlük insan ırkı için uygun bir vasıf mıdır? Ab-ı Hayat’tan bir katre içmek insanı ölümsüz kılar mı? Yoksa ağızdan dökülen derin sözler mi Ab-ı Hayat’tı? Hazreti Musa çıkmadı mı
Yağmur oluşurken; ilk olarak, aldığı güneş ısısı nedeniyle su buharlaşır. Oluşan su buharı yavaşça gökyüzüne doğru yükselir ve yoğunlaşır. Bu durumdan sonra su damlacıkları oluşur. Bu su damlacıkları bir araya geldiğinde, yağmurlar meydana gelir ve yeryüzüne düşer. Yağmur damlaları düştüğü yere ferahlık, bolluk, bereket ve en önemlisi de yaratıcının mesajını getirir…
Yağmura benzetilen iyi insanlarda önce Allah’tan aldığı ilahi öğretilerle nefis ve nefsani isteklerini ilahi aşkla buharlaştırırlar ve daha sonra yavaşça ilahi aşklarını Allah’a, Resulüne ve Ehlibeytine sunarlar ve onların öğreti ve ilimleriyle yoğrulurlar ve daha sonra bu manevi öğretiler bir araya geldiğinde nurlar oluşur ve temiz ve ahlaklı gönüllere düşerler. Düştükleri gönüllere ferahlık, sevgi, muhabbet, fedakarlık, takva, ahlak ve tevazu ve en önemlisi de kendisinin bir kul olduğunu ve Rablerinin ne kadar merhametli ve şefkatli olduğu mesajını yansıtırlar.