Değerli eşyalar yüklenmiş o kocaman gemiler, tekdüze heyamola türkülerinin yükseldiği o gemiler düşüncelerimdir, uyurlar ya da yuvarlanırlar senin göğsünde. Sen götürürsün onları usulca, Sonsuzluk olan denize doğru, güzel ruhunun duruluğunda göğün derinliklerini yansıtırken; dalgalardan yorulmuş, Doğu ürünleriyle boğazına kadar dolmuş gemiler ana limana döndüklerinde de benim düşüncelerimdirler; zenginleşip sonsuzluktan tekrar sana dönen düşüncelerim.
Zavallı hafıza! Günden güne yok olduğunu hissettiğimiz vücut denilen şu toprak yığıntısının üzerinde durmadan sonsuzluk için çalışır durur ... Hüzünlü bir bakışı senelerce muhafaza eder ... Bir sözü, bir tebessümü yıllarca saklar... Etrafından baş döndürücü bir hızla geçen bütün hatıra ve tesirleri hemen tutmaya çalışır. Bu tahammülü aşan çabayla bütün kuvvet ve takatİ kaybolunca bize ümit veren istikbal biter; hayatımıza eşlik eden mazi, unutuşlar deryası içinde yok olur . O zaman ölümcül şekilde yaralanmış bir asker gibi bizi mezarın kapısında bırakarak hizmetini terk eder.