“Her şeye bir son vermek!” kararıyla evinden çıktığı zaman duyduğu enerjiden eser bile kalmamış, bunun yerine tam bir uyuşukluk gelmişti.
Ağır ağır, uyuşuk bir halde kanalın kenarından yürürken: “Ne yapalım, diyordu, bu da bir çıkış yoludur. Ne olursa olsun buna bir son vereceğim… Çünkü istiyorum… Ama gerçekten de bu bir çıkış yolu mudur? Adam sen de!.. Nasıl olsa bir arşınlık bir saha bulunur. Ne sonu imiş bu! Gerçekten de bu bir son mu? Onlara söyleyeyim mi, söylemeyeyim mi? Eh, kör şeytan!.. Ne kadar da yorulmuşum; kabil olsa da hemen şöyle bir yere uzanıp yatsam ya da otursam!.. İşin en utanılacak tarafı, çok budalaca bir şey oluşudur. Adam sen de, bu da vız gelir… Tuh Allah belâsını versin, insanın aklına ne saçma şeyler geliyor…”