Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"İçime kızgın yağlar akıyor. Gece düşlere daldığımda sanki bütün dünya kalbimin üzerine çadır kazıklar çakıyor. Tırnaklarımın ucu sızlıyor. İçimde konuşanlar sokaktan sesler yükseliyor, yıldızların arasından kelimeler düşüyor. Ben susuyorum sustukça kızıl bir araç yanıyor içimde ,midemden boğazıma kelimeler yükseliyor, bazen kusuyorum ve devam etmiyorum bu sözlere ."
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
"Elindeki çay bardağını bırakıp ablasına döndü, oynadıkları lades oyununu hatırladı birden biraz etkilenmişti doğrusu, kazanacağindan çok eminken ablası kazanmıştı,her zaman ne olacağını kestiremeyiz diye düşündü lades oynarken Kendi hayatını bağışlamak maddeside olsaydı çoğu insan zamanından önce ölürdü diye düşüdu.Durdu birden nereden
Kazanacaksınız çünkü gereğinden çok kaba kuvvete sahipsiniz!
"Çok yaşa ölüm!" Bu sözlere Falanjistlerden gürültülü bir destek geldi. Ama Unamuno devam etti: "Burası aklın tapınağı. Ve ben de onun başrahibiyim. Bu kutsal alanı kirleten sizsiniz. Kazanacaksınız çünkü gereğinden çok kaba kuvvete sahipsiniz. Ama inandıramayacaksınız. İnandırmak için ikna etmeniz gerekir. Ve ikna etmek için ihtiyacınız olan şey de sizde yok: Mantık ve mücadelenin Haklılığı.
Sayfa 35 - Say yayınlarıKitabı okudu
143 syf.
·
Puan vermedi
Erich Fromm ve şiddet
Erich Fromm'un 1964 tarihli "Şiddetin ve Sevginin Kaynağı" adlı kitabı İnsan kurt mu yoksa koyun mu? Sorusuna yanıt bulmaya çalışarak başlıyor. "Kurtlar öldürmek ister, koyunlar takip etmek ister" Erich Fromm'un 1964 tarihli "Şiddetin ve Sevginin Kaynağı" adlı kitabı İnsan kurt mu yoksa koyun mu? Sorusuna
Sevginin ve Şiddetin Kaynağı
Sevginin ve Şiddetin KaynağıErich Fromm · Payel Yayınları · 19941,269 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Ezeli bir mağlubiyet benimkisi…
Bazen bazı şeyleri nedensizce seversiniz. Bazı sözlere, bazı cümlelere nedensizce bağlanırsınız. Aslında kitapla ve yazarı ile geçirdiğiniz süre çok kısadır ama sürenin kısalığından ya da uzunluğundan daha önemli bir kriter vardır ki o da derinlik ve yoğunluktur. Bazen kendinizi size hiç benzemeyen düşüncelerle kuşatılmış bir beynin kıvrımlarında bulursunuz. Kendinizi bulduğunuz satırlar aslında hiç bilmediğiniz bir yanınıza ışık tutar. Bu ışığa doğru ilerledikçe yollar açılır önünüzde. Ve size hiç benzemeyen bu sözlerle tamamlandığınızı hissedersiniz. Düşe kalka yürürsünüz bir kitabın satırları arasında. Bazen öylesine kanar ki düştüğünüz yerde dizleriniz, canınız acır. Ve yine aynı satırlarla dindirmek istersiniz içinizdeki acıyı. Ezeli Mağlup… Karşıma tesadüfen bir anda çıkan, tüm algılarımı alt üst eden, karanlıkta kalan düşüncelerime kendindeki ışıktan aydınlık veren çok sevdiğim ve ne yazık ki çabucak ayrılmak zorunda kaldığım bir kitap oldu. Bazen karamsarlıklarla örülmüş bir eser de içinizdeki dalları yeşertebilir. Yeter ki fırsat verin… Kapınızı her şeye rağmen sonunu düşünmeden değişikliklere açın. Ve yüzünüze vuran sıcaklığa arkanızı dönmeyin. Son olarak kitaptan bir alıntı: İnsanın Teajedisi’nden bir alıntı ile “ EY İNSAN, GÜVENİNİ KAYBETME VE MÜCADELEYE DEVAM ET!” Her ne olursa olsun! Ümitsizlikle açılan kapılar dahi ümide uzanır.
Ezeli Mağlup
Ezeli MağlupEmil Michel Cioran · Metis Yayıncılık · 2019512 okunma
Reklam
Türk heyetinin içinde bulunduğu durumu anlamak kolaydır. Ateşkes hükümlerine 'Hayır' deseler ne olacaktı? savaşa devam gücü tükenmiş bir devletin delegesiydiler. İngilizlerin verdikleri şifahi sözlere kanarak çok ağır koşulların altına imza attılar. Agamemnon zırhlısındaki üçüncü günlerinde 30 Ekim 1918 tarihinde işgale resmen kabul ettiler ve İstanbul'a döndüler. İmzalanan ateşkes hakkında padişaha bilgi vermek üzere Dolmabahçe Sarayı'na gittiklerinde Vahdettin'in Harem dairesinde bulunduğu, yorgun olduğu ve kendisini ziyaretlerinin bugün mümkün olamayacağı bildirildi.
Sayfa 44
Tirmizî’nin naklettiği sözlere göre Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor; ‘’İsrailoğulları türlü türlü kötülüklere dalınca alimleri onları vazgeçirmeye çalıştılar. Onlar kötülük işlemekten vazgeçmedikleri hâlde alimler onlarla birlikte yiyip içmeye ve oturup konuşmaya devam edince Allah kalplerini birbirine benzetip işledikleri isyandan ve azmış olmalarından dolayı kendilerini Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın dili ile lânetlemiştir.’’
“Sen insanlığa değil önce kendine yardım et! Sen kimsin ki? Varın yoğun ne ki? Kendin için ne yaptın? Çok istediğin bu yolculuk için ne yaptın!? Söyle… Çantanı sırtına atıp yola çıkar çıkmaz hayatı ve var olma sebebini anlayabileceğini mi düşünüyorsun?” Nefes nefese kalarak irkildim. Gür sesiyle kahkaha atıyordu. Bu sözlerle birlikte küçülüyor,
·
Puan vermedi
Bambu Sapı
Zorluklarla başlayan hayatı ona kendi başının çaresine bakmayı öğretmişti. Küçük yaştan itibaren çok çalışkan ve ailesine kurtarıcı olmaya çalışan bir çocuktu. Bir şeylere tutunarak orada yaşamaya çalışsa da büyüdükçe işler zorlaşıyordu. Babası Kuveytli ve annesi Filipinli olan kahramanımız küçük yaştan itibaren bu konu yüzünden baskılara ve kötü sözlere maruz kalarak büyüyor. Babasının öldüğünü öğrenseler de ailesi onu Kuveyt'e gidip orada akrabalarını bulmaya teşvik edince yola koyuldu. Bilmediği ve kendi gibi görünmeyenlerin arasında etrafı gözlemlediği bir yerdeydi ve aidiyetle ilgili sorunlar yaşıyordu. Akrabaları onu küçümsedi ve kabul etmediler. Yine kendi çabalarıyla hayatta kalmaya devam etti. Kitap boyunca insanlarla ilgili yaptığı gözlemler, ait olma çabaları çok kıymetliydi. Bambu sapı gibi bir yere ait olamayıp dikildiği yerde köklendiğini ve her gittiği yerde insanların ona farklı isimler verdiğini söylüyor. İki ülkede de ona farklı isimlerle seslenilmişti. Kendini bulma çabaları, hayata tutunma adımları ve varoluş sancılarıyla geçen bir kitaptı. Çok tanıdık, sıcak hissettiğim severek okuduğum bir eser.
Bambu Sapı
Bambu SapıSaud Alsanousi · Eksik Parça Yayınları · 2017205 okunma
Reklam
En'am Suresi
﴾112-113﴿ Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhirete inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler.
... kötü muamele gören çocuklar, kafa karıştırıcı ve önemsizmiş gibi görünen 'hassasiyetler' sergileyebilir. Çok uzun süre devam eden göz teması, hayatı tehdit eden bir sinyal olarak görülebilir. Omuzda hissedilen dostane bir dokunuş, bir çocuğa bir üvey baba tarafından yapılan cinsel istismarı hatırlatabilir. İyi niyetli, nazik bir şakalaşma bir başkası için tıpkı evde deneyimlediği o bitmek bilmez alaycı ve küçük düşürücü duygusal taviz benzer utanç verici sözlere dönüşebilir. Evinde hiçbir şeyi yeteri kadar iyi yapamayan bir kızdan karatahtada bir problem çözmesini istemek, onun için dehşet verici olabilir. Hafifçe yükseltilen bir ses, şiddet dolu bir evde yaşayan ufak bir çocuk için bağırma sesi gibi gelebilir. Travma geçirmiş çocuklara yardım edebilmek için bu tepkilerini göz önününe alınması ve daha yukarıdaki beyin işlevlerine güvenip uyarılma sürekliliğinin yukarı seviyelerinde geçirdikleri zamanı azaltabilmeleri için stres yanıt sistemlerinin sakinleştirilmesi gerekir.
Sayfa 350 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
376 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Harika Bir Hayat
Hikmet Hükümenoğlu'nu daha önce hiç okumamıştım, kitabın Yunus Nadi ödüllü olması bana güzel olabileceğini düşündürdüğü için aldım. Bu izlenim doğru çıktığı için çok mutluyum! Yazarın karakterlerini, seçtiği zaman dönemini (1920-1960 arası diyebiliriz), sade ve akıcı dilini, ucundan kıyısından büyülü gerçekçiliğini (Harika'nın nesneleri havalandırmasından bahsediyorum) çok çok sevdim. Dipnotlarına ve karakterlerine verdiği sözlere ise bayıldım. Çok sevdiğim Kafamda Bir Tuhaflık'ta da hikaye devam ederken karakterler yer yer söz alıyor ama bunu yaparken doğrudan yazarın sözünün arasına girerek konuşuyorlardı. Hikmet Hükümenoğlu karaktere söz vermeden önce bunu belirtiyor, arkasından karakterden hikayenin o kısmıyla ilgili görüşünü ya da hatırladığı bir ayrıntıyı bir paragrafta dinliyoruz. Çok hoş bir teknik. Kitaba yapacağım tek eleştiri, karakterlerin dış görünüşlerinin yeterince betimlenmemiş olması diyebilirim. Harika'yı, Melek Hanım'ı, Gülizar'ı gözümde daha rahat canlandırabilmek isterdim. Okunması kolay bir kitap, uzun okumalar yapamayan ya da okumayı çok sevmeyenlerin bile kolaylıkla okuyabileceği bir eser.
Harika Bir Hayat
Harika Bir HayatHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2023810 okunma
735 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.