1000kitap'ta 3 yılım geçti, dile kolay. Çeşit çeşit insan tanıdım, tanıyabileceğim bazı en garip insanları da bu sitede tanıdım ama her şeye rağmen burada bulunması o kadar keyifli ki.
Bu 3 yıl bana pek çok konuda fayda sağladı. Pek çok değerli insan edinip, çok değerli kitap buluşmalarına katıldım. Şimdi ise amaçladığım şey aslında
Çarşamba aksamları sen anlat karadeniz yerine börüyü izleyen ve arkadan tekrar tekrarını izleyen bir insan ve bağğğyan olarak bu kitabın hedef kitlesi ben değilim. Zaten kendisini tost ekmeği almak için girdiğim marketten para üstüyle aldım. O yüzden de aldığıma değil okuduğuma pişmanım. Başima bir iş gelmeyecekse ben kitabi beğenmedim. Junior boy
Okuma alışkanlığı kazanmama vesile olan bu kitaba inceleme yapmayı, bir borç değil de bir görev bilirim.
2017 yılıydı. Her sene çıkan
John Flanagan'ın kitaplarını okumak dışında kitap okumakla uzaktan yakından hiçbir alakam yoktu. Kardeşim vizyona giren bir korku filmi olduğunu söyledi ve benim de gelmem için ısrar
Kitabın baş kahramanı olan koca cüsseli, yufka yürekli John diyor ki “İnsanların kötülüklerinden yoruldum, dünyada o kadar acı ve kötülük var ki dayanamıyorum patron...” İyilik yapmak ve iyi insan olmak tek amacımız olmalı bence. Benim dünyada oluş sebebim bu. Hastalara, engellilere, yaşlılara, kimsesizlere, yetimlere, açlara, sokak hayvanlarına
Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Asıl da acıdan. Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum.