Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaçan Ayna
"İnsanlar geleceği düşünüyor, gelecek için yaşıyor, bugünü sürekli gelecek yarınlara adıyorlar. Her insan salt öngördüğü, beklediği ve umduğu için yaşıyor. İnsanlar He ana ; şu anın bir sonraki günü ardından getireceğini bildiği için değer verirler, sadece ve tüm yaşamlarını buna göre ayarlarlar. Bütün hayatı hayallerden , ideallerden, planlardan, bekleyişlerden meydana gelir; şimdilik zamanın tümü geleceğinin etrafındaki düşüncelerden ibarettir. Varolan, şimdiki zamanda olan her şey bize zor, zavallı, yetersiz, düşük kalitede görünür ve biz şımdinin sadece bir önsöz , gelecekteki bir romanın uzun ve sıkıcı bir önsözü olduğunu düşünerek kendimizi sadece avuturuz. Bütün insanlar, bilseler de bilmeseler de, bu inanç için yaşarlar. Eğer aniden onlara bir saat sonra hepsinin ölmek zorunda olduğu söylenseydi, yapıyor oldukları ve yaptıkları hiç bir şeyin onlar için bir zevki , bir tadı, bir değeri olmazdı. Şimdiki gerçeklik gelecek aynası olmadan rezil , pis anlamsız olurdu. Rövanşlari zaferleri yükselişleri, terfileri ve zamanları ,istilalari ve unutuluşlari ümit ettiren yarın olmasaydı , insanlar daha fazla yaşamaya razı olmazlardı. Yarının uzak kokusu olmasaydı , bugünün kara ekmeğini yemek istemezlerdi. "
Sayfa 76 - MonoklKitabı okudu
şu anın değeri
...öyle ki, sanki yaşamımız boyunca birbirimizi sevmişiz gibi. - Peki Nastenka, peki diye bağırdım coşkuyla. Sizi yirmi yıl sevmiş olsaydım bile şu andaki kadar sevemezdim!
Reklam
Emine'de bana karşı, bir şeyin değiştiğini hissettiğim anın bu ilk saniyesidir. Bu cehennem azabı günlerinde, bu saniyenin değerini ölçemiyorum. Ateşe atılmış bir adamın yüzüne akıtılan bir damla suyun değeri nedir? Bir gece yarısı, bir çölde yolunu şaşırıp kalmış adama, uzaktan görünen bir ışığın değeri nedir? Hasta döşeğinde müthiş sancılarla
İletişim Yayınları
#on the road (Adana to Van)
Budistler bana inanılmaz bir şey öğrettiler. Onların inanışında asıl olan burası ve şimdi kavramlarıdır. Derler ki, tek gerçek burada olan, şu anda seninle benim aramda meydana gelendir. Yalnızca bir düş olan yarın için yaşarsan gerçekleşmemiş bir düşe sahip olacaksın. Geçmiş ise artık bir gerçek değildir. Geçmişin bir değeri vardır. Çünkü şu anda var olan seni oluşturmuştur. Ancak tüm değeri budur. Şu halde geçmişte yaşama. Şu anı yaşa. Yemek yiyorsan ye. Sevişiyorsan seviş. Birisiyle konuşuyorsan konuş. Bir çiçeğe bakıyorsan bak. İçinde bulunduğun anın güzelliğini yakalamaya çalış!
Anne Frank'ın Evinde
"Eski ve mağrur bir ev Amsterdam'da Üstüne bastıkça gıcırdıyor tahtalar Pencereler mahzun, kapılar yaslı Bir Anne Frank vardı diyor tahtalar Bir Anne Frank vardı duyuyormusunuz Bir Anne Frank vardı duygulu, ince Dolaşırdı ürkek adımlarla bu odalarda Şu dolap, şu sedir de gülerdi, o gülünce Sonra savaş, tanklar,mitralyözler, süngüler Anne Frank üşüyor, Anne Frank korkuyor Çocuk dudaklarında, yarım kaldı türküler Kaçmak, saklanmak boşuna, ergeç bulacaklar Çökecek üstümüze, utancı, rezil bir ânın Ve Anne Frank ölecek, değeri kalmayacak dünyanın"
İnsanlar geleceği düşünüyor, gelecek için yaşıyor, bugünü sürekli gelecek yarınlara adıyorlar. Her insan salt öngördüğü, beklediği ve umduğu için yaşıyor. İnsanlar her ana; şu anın bir sonraki anı, her saatin bir sonraki saati, her günün bir sonraki günü ardından getireceğini bildiği için değer verirler sadece ve tüm yaşamlarını buna göre ayarlarlar. Bütün hayatı hayallerden, ideallerden, planlardan, bekleyişlerden meydana gelir; şimdiki zamanın tümü, geleceğinin etrafındaki düşüncelerden ibarettir. Varolan, şimdiki zamanda olan her şey bize zor, zavallı, yetersiz, düşük kalitede görünür ve biz şimdinin sadece bir önsöz, gelecekteki bir romanın uzun ve sıkıcı bir önsözü olduğunu düşünerek kendimizi sadece avuturuz. Bütün insanlar, bilseler de bilmeseler de, bu inanç için yaşarlar. Eğer aniden onlara bir saat sonra hepsinin ölmek zorunda olduğu söylenseydi, yapıyor oldukları ve yaptıkları hiçbir şeyin onlar için bir zevki, bir tadı, bir değeri olmazdı. Şimdiki gerçeklik gelecek aynası olmadan rezil, pis, anlamsız olurdu. Rövanşları, zaferleri, yükselişleri, terfileri ve zamları, istilalari ve unutuluşları ümit ettiren yarın olmasaydı, insanlar daha fazla yaşamaya razı olmazlardı. Yarının uzak kokusu olmasaydı, bugünün kara ekmeğini yemek istemezlerdi.
Sayfa 76 - Monokl Yayınları, Çeviri: Sinem CarnabuciKitabı okudu
Reklam
3.bölüm * Karanlıkta bakterilerin saçtığı ışık, ay ışı yukarıdan vurduğunda mürekkepbalığının siluetini yırtıcılardan gizliyor. Bu hayvanın gölgesi yok. (…) Embriyologlar Hawaii kısa kuyruklu mürekkepbalığına, mikrobiyologlarsa ışıldayan bakterilerine aşinadır. Ancak aralarındaki ortaklık, daha önceleri bütünüyle göz ardı ediliyordu. (…) Her
Ben hayatın çok kısa olduğuna inanırım. Bangkok'taki bir arkadaşım da hep hayatın aslında çok uzun olduğunu söylerdi; korkunç derecede uzundu hayat ve değeri olan yalnızca birkaç an vardı, diğer bütün anlarsa sonumuzu beklemekle geçerdi sadece. Sorun şu ki, o önemli anları önceden bilemiyordunuz. Tepki bile veremeden, o anın önemini bilemeden geçip gidiyordunuz bazen.
Sayfa 281Kitabı okudu
İstiklâl Marşımıza Saygı Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak!.. O benim milletimin yıldızıdır parlayacak. O benimdir, o benim milletimindir, ancak!.. ** Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.