İşte böyle oluyordu. Yazı insanın hayatını karartabilir, onu suçlu gibi gösterebilir, hatta onu mahvedebilirdi. Aynı şeyi bir belgesel görüntü yapamazdı mesela... Gazetelerin ve polisin elindeki en korkunç, en yıkıcı güç de buydu.
"İnsan kendi felaketini seçemez. Kendi felaketine aktif katılım içinde olabilir ama yine de onu seçemez. Yıkılmak için dizilen domino taşları gibiyiz. Biri gelir sana çarpar,seni yıkar ama onu da başka biri yıkmıştır. Biraz tepeden,soğukkanlı bir zaviyeden bakınca göze hoş gelen bir görüntü aslında.Kendi felaketinden bile zevk alabilirsin böylece. O felakette seni diğer insanlara bağlayan şeyi görürsün çünkü. Bu durumda herkes suçlu olduğuna göre hiç kimsenin suçlu olamayacağını anlarsın. Herkes birbirini yıkar. İnsana kim vurduya gitmek yakışır."
Reklam
Suç işleyen değil, ona sarılarak sürekli onu yaşayandır gerçek suçlu. Dolu dolu yaşamama cinayeti yüzünden hepimiz suçluyuz.
"On sene, tam on sene, zavallı ruhumun bütün kırgınlığıyla, bir ölüye kızmış, bir ölüyü suçlu tutmuştum... Onun hatırasına bundan daha büyük bir hakaret yapılabilir miydi?"
Sayfa 157Kitabı okudu
yonca zayıf bir karaktere sahipti.Bu tip insanlar yaptıkları veye yapmak istedikleri bir hata için kendi dişlarında bir suçlu ararlar.Bu bazen öyle boyutlara,öyle yükseklere uzanır ki,Allah'ı suçlamaya veya ondan kaynaklandığını kendilerine inandırmaya çalışırlar.
"Mahkeme kararlarındaki hata oranı tahmin ettiğinizden çok daha yüksek. Sadece yanlış kararlar değil,suçsuz bulunan suçlularda var. Biz bu "hataların" hepsini görüyor ve kabul ediyoruz. Bu, savunmaya iyilik olsun diye yaptığımız şeylerin sonucu. Asıl sürpriz, hatalı kararların, suçlu bulunan masumların oranıydı. Bu hata oranını hiç bilmiyoruz -hatta düşünmüyoruz bile- çünkü çok fazla sorgulama gerektiriyor. Gerçek şu ki, kanıt dediğimiz şey onu üreten tanıklar tarafından yanıltıcı hala gelebilir, hepimiz insanız çünkü. Hatıralar silinir, görgü tanıklarının ifadeleri çok güvenilir olmayabilir, en iyi polisler bile adaletin hatalarına maruz kalıp yanılabilir. İçinde insan faktörü olan her sistem hataya açıktır. Neden mahkemeler farklı olsun ki? Değiller. Bizim sisteme gözü kapalı güvenimiz, cehaletin ve büyülü düşüncelerin bir sonucudur."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.