Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onlar insandı, kendisi ise suçlu. Saklanması, örtünmesi, hizmet etmesi, ceza görmesi gerekiyordu; bunun başka türlü olması mümkün değildi.
Çıplakken,üşürken, uyurken ,yorgunken, acı çekerken kısacası fani yaşamın tüm ortak biçimlerine insanlar arasındaki adil ya da adaletsiz ,saygıdeğer ya da suçlu gibi yapay sınıflandırmalar ortadan kalkar; geri de senin, benim gibi acıkan, susayan ,uykusu geldiğinde uyumak isteyen, yorulan zavallı hayvandan, fani yaratıkdan başka bir şey kalmaz.
Reklam
- Annem için iki çocuk büyüttü tek başına, kolay değil demediğiniz için teşekkür ederim. - Benim gördüğüm, daha doğrusu hatırladığım kadarıyla Behice'nin hayatını zorlaştıran şey iki çocuğu değildi zaten. - Babamdı? - Öyle demek istemem. - Yok, ben dedim zaten. Babamı suçlu çıkaracak kadar hukuk bilirim.
Sayfa 121 - Karakarga Yayınevi
Adam bana demediğini , etmediğini bırakmadı da Türk parasını yırttı diye suçlu sayıldı bir tek.
Mü'min olman gözü kapalı, kulağı sağır, dili kopuk olman demek değildir. Yasaklı değilsin, suçlu da değilsin. Ama gözün haramı görmemeli. Gördüğün daha sonra arlanacağın, hesabı altında ezeceğin şey olmasın. Duyduğun yasak söz olmasın. Helali duy, iffete uygun olanı duy. Duyduklarından ötürü yüzün kızarmasın, kulaklarına kurşun akıtılmasın. Senden dilsiz yaşamanı isteyen de yoktur. Kimse isteyemez senden dilsizliği. Ama helal konuş, edeple konuş, ölçüyle konuş. Konuştukların kimseyi incitmesin. Üzen olma, dilin dikenli olmasın. Duymak istemediklerini, başkalarına söyleme. O sözler yıllar sonra hafızalarda tazelendikçe sen erirsin.
Sayfa 99 - Tahlil Yayınları 21.Baskı: Mart 2022
Reklam
Ben artık bir suçlu değil, bir deliydim. Ama hayır, kesinlikle delirmemiştim. Bir an için bile aklımı kaybetmemiştim. Ah ama galiba delirmiş insanlar böyle söylerler hep. Yani eğer seni bu hastaneye koyuyorlarsa deliydin ve bu hastanenin dışındaysan deli değildin. Tanrı'ya soruyorum. Direnmemek suç mu?
İnsanlar kendilerini suçlu hissettiklerinde pratik çözümler aramıyorlar, bunun yerine her türlü sembolik kefaret yöntemine başvuruyorlar. Sırf kendilerini iyi hissetmek için problemin kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan her türlü şeyi yapıyorlar.
"Sonunda, hayal kırıklığı içinde din yaşamını terkettim, başarısızlık ve yetersizlik yükünden kurtulunca da Tanrı inancımın sessizce kayıp gittiğini hissettim. Elimden geleni yapmış olmama karşın, Tanrı, yaşamımda hiçbir gerçek iz bırakmamıştı. Artık endişeli değildim, kendimi suçlu da hissetmiyordum. Tanrı, gerçeklik olamayacak kadar benden uzaklaşmıştı. Ama dinle olan ilişkim devam ediyordu ve Hristiyanlık tarihi ile dinsel deneyimin yapısıyla ilgili televizyon programları yaptım. Dinler tarihini daha fazla öğrendikçe, daha önceki korkularım daha çok doğrulandı. Çocukken sormadan kabul ettiğim öğretiler, gerçekten uzun bir zaman içinde ortaya çıkmış insan işiydi. Bilim Yaratıcı Tanrı'yı elden çıkarmış görünüyordu ve Kitabı Mukaddes üstüne çalışanlar İsa'nın hiçbir zaman tanrısallık iddia etmediğini kanıtlamışlardı. Saralı biri olarak, daha çok nevrotik nedenlerle görümler gördüğümü biliyordum azizlerin görüm ve vecdleri de böyle basit zihni tuhaflıklardan mı kaynaklanıyordu? Tanrı, gittikçe daha fazla insan soyunun kendisini kurtardığı sapkınlık olarak görünmeye başlamıştı."
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapmayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapmayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi?
Sayfa 115 - YKYKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.