Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yakın Tarih Dersleri İkinci bir adam Atatürk sonrası Türk Cumhuriyeti devletini yönetemedi. Mustafa Kemal Atatürk gibi bir ileri görüş dahisinin yerini doldurmak kolay değildi. İkinci dünya savaşı birinci dünya savaşının başarısızlığı emperyalizmin tarafından giderilmek istendi. Bugün devam eden birinci dünya harbidir. Batı emperyalizmi
II. Abdülhamit, Sultan Abdülmecit'in (saltanatı 1839-1861) ikinci oğlu olarak, 21 eylül 1842'de dünyaya geldi.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Abdülhamit'e Sultan Aziz, iyi bir ordu ve güçlü bir donan­ma devretmişti. Fakat buna rağmen ordu, mağlup oldu.
Her kademedeki yeni mekteplere büyük ihtimam gösteren padişahın (Sultan Abdülhamit) medreselerin ve tekkelerin ıslahı için parmağını zaman zaman da olsa oynatma ihtiyacı bile duymadığını hatırlamak lazım. Halife-padişahın bu ilgisizliğinin ve doğrudan-dolaylı yollarla mesafeli, zaman zaman karşı duruşunun birçok göstergesi var. En "göze batanı" cins atlar dahil olmak üzere Osmanlı topraklarını kurumları, insanları ve "medeni" zenginlikleri ile resmettiren padişahın bu fotoğraf albümlerinde medrese ve tekkelerle alakalı, ne kurumsal ne de insan unsuru itibarı ile -tesadüfler hariç- neredeyse hiçbir karenin yer almamış olmasıdır. Her türden, her cinsten on binlerce memleket fotoğrafı fakat Osmanlı Devleti'nin kurucu ve sürdürücü iki büyük kurumundan, onların hoca ve şeyhlerinden, talebe ve müridanından hiçbir iz yok. Nisyana terk edilmiş, üstü örtülmüş, kalmayan "kendi yağı"nda kavrulmaya bırakılmış, "her şeyi gösteren" objektiflerden kaçırılmış...
Sultan, askeriyede gittikçe artan radikalleşmeye tepki olarak, kendisini destekleyenleri daha nitelikli subayların önüne geçirmekle cevap vermişti. Askeriyedeki uç fikirlilere göre, daha da fenası, askerî kapasitede büyük düşüş olmasıydı. Sultan parayı başka yerlere harcıyordu. Abdülhamit'in tahta çıktığında güçlü olan deniz kuvvetleri, onun zamanında, Yunanistan gibi küçük bir düşmana karşı bile dayanamayacak kadar çöküşe terk edilmişti. Radikallerin gözünde, malzeme ve insan gücü eksikliğinden, ordu zayıflatılmıştı. Askerî akademilerde radikal hücreler gelişmeye başladı. Sultanın, casuslarını askerî öğrencilerin arasına göndermesi, sadece onların düşmanlığını artırdı.
Sayfa 102 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Çeşitli Osmanlı ihtilalci gruplarının amaçları birbirinden oldukça farklıydı. Bazıları idealistti; onlar anayasa ve parlamenter yönetim isteyen demokratlardı. Sultan II. Abdülhamit, imparatorluğun alt yapısını geniş ölçüde ıslah etmişti. En zor görev olan, Osmanlı devletini yok edecek olanları uzakta tutmayı, maharetle becermişti. Fakat Sultan aynı zamanda demokrasiyi de baskılamıştı. İdealistler arasında sıklıkla görüleceği gibi, Osmanlı demokratları da safça, imparatorluğun problemlerinin çözümünün demokrasi olduğunu varsaydılar. İmparatorluk kendi yönetici kurumlarını ıslah ettiği takdirde, Avrupalı güçlerin Osmanlı devletini destekleyeceğine ve Osmanlı ekonomisinin de hızla gelişeceğine inandılar.
Sayfa 101 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Türk ve İngiliz arşivlerindeki tarihi vesikalar, İttihat ve Terakki Cemiyetinin yapı itibariyle Türklükle ve İslâm'la ilgisi olmadığını belgelemektedir. Kuruluşundan beri başkanları ve yöneticilerinden Türk asıllı olan bir kişi bile çıkmamıştır. Örneğin Enver Paşa'nın babası Polonyalıdır. Cavit, dönme Yahudilerdendi. Karasu, İspanya Yahudilerindendi. Talat Paşa Bulgardı. Ve Roman asıllı bir aileden geliyordu. Görünüşte İslam'ı seçenlerdendi. Ahmet Rıza, yarı Çerkez yarı Macardı. Nesim Ruso ve Nesim Mazliyah her ikisi de Yahudi idi. Sultan II. Abdülhamit'e karşı ayaklanıp onu tahttan indiren 'Jön Türkler hareketinin de en aktif üyelerindendir.
3 Temmuz 1908’de başına buyruk bir binbaşı, devrimci bir manifesto yayınlayarak tek taraflı bir girişimde bulundu. 23 Temmuz’da İTF lideri Enver Paşa, Aralık 1876’da ilan edilip sadece 3 ay sonra iptal edilen Osmanlı anayasasının yeniden yürürlüğe koyulduğunu ilan etti. İsyan çok kısa sürede Balkanlar’daki Osmanlı ordularına yayıldı. Enver’in bu beyanatından bir gün sonra Sultan Abdülhamit meclis seçimleri yapılacağını duyurdu. Ordusu isyan eden diktatör teslim olmuştu. Bu bir askerî darbe mi, yoksa bir halk devrimi miydi? Devrimin başını ordu subayları çekiyordu. Rejim ordusunun askerî disiplini, bu kez tersinden işlemişti: Erler ayaklanmamış ama subaylarının hükümete karşı harekete geçme emrine riayet etmişlerdi.
Enver Paşa
Sultan Abdülhamit'in İstanbul'da kalmasına izin verilmedi. Yanına çok az kişisel eşya almasına gerek görüldü ve Selanik'e gönderildi. Bu bir sürgündü. Bir padişah kendi başkentinden sürülmüştü.
Sayfa 143 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Halifelik Osmanlı'nın dağılma/ çözülme döneminde Müslüman tebayı elde tutabilmek için kullanılmaya başlanmış bir dinsel siyasal unvandır. Özetle, Abdülhamit halife unvanını açıkça kullanan ve İslam'ın siyasallaştırarak bir yönetim enstrümanı haline getiren ilk padişahtır. Yavuz Sultan Selim bile halife unvanını hiç kullanmamıştır. Kaldı ki Yavuz Sultan Selim sanilanın aksine halifeliği değil, halifeyi (son Abbasi halifesini) İstanbul'a getirmiştir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Nedir bu böbürlenişin?
"Yoklansa da kafa tası mezarda her ölenin, var mı ki farkı sultan ile kölenin?" der Sultan Abdülhamit Han.
Sayfa 124 - Uğur Tuna YayınlarıKitabı okudu
Ali Suavi Çırağan'ı basıp Sultan Murat'ı tekrar tahta geçirmek isteyinceye kadar Abdülhamit 'örfen' deliydi; sonra 'tıbben' çıldırdı. Düşün bir kere: Suavi vakasından sonra Prusya elçisine, "Beni muhafaza edin!" diye yalvarıyor. Belinde Osman'ın kılıcını taşıyan bir adamın bir kavas kadar haysiyeti yok. Bir ecnebi sefirine bunu söylemek için bir devlet reisi deli olmalı.
Sayfa 115 - oğlak
Son dönem Osmanlı padişahlarından olan Sultan II. Abdülhamit hayvanlara düşkünlüğü ile bilinirdi. Sarayında yakından ilgilendiği, atı, papağanı, köpeği bir de kedisi vardı. Sarayda yaşayan ve ismi “Ağa efendi” olan bu Ankara kedisinin ilginç bir de özelliği vardı: Bu kedicik, kendisine ikram edilen yemekleri ancak çatal ile uzatılırsa yerdi. Aksi hâlde katiyen yemezdi.
Sayfa 7 - Baygenç yayıncılıkKitabı okudu
Siz ne diyorsunuz Nail Beyefendi? Hangi devlet; hangi imparatorluk? Diyarbekir'de bir Türk bir Ermeni'nin nasırına bassa devletler Galata'ya bir düzine karakol gemisi gönderiyor. Avrupa hariciye nazırları vilayetlerimize dahiliye nazırımız kadar karışıyor. Sonra da "Avrupa bizi taksim etmez, çünkü Sultan Hamit padişahtır!" diyorsunuz. Demek ki Abdülhamit'ten korkuyorlar?"
Sayfa 73 - oğlak
Sultan hamit’in huzurundan kovuluşum;
İradesiz ayağa kalkmanın CEZASI : HUZURDAN KOVULUŞ… Sultan Hamit, doktorlara daima mültefitti Kendisi şahsan da hastalıktan hiç hoşlanmazdı. Saray halkından biri rahatsızlansa âdeta telâşlanırdı ve hastayı tedavi eden doktorun muvaffakıyetini rütbe ve nişanla takdir etmiş görünürdü. Daima da tababetin ilerlemesine hâ- dim olmak istediğini
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.