Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anna onu görünce, "Bayan Serilda!" diye sevinçle haykırdı. "Pratik yapıyordum! Bakın!" Serilda daha cevap veremeden, Anna çoktan ellerinin üzerinde amuda kalkmıştı. Ayaklarını tekrar yere indirmeden önce ellerinin üzerinde üç adım atmayı bile başarmıştı. "Harika iş çıkardın!" dedi Serilda. "Bunun için çok çalıştığına eminim." Madam Sauer kapı aralığından "Sakın o çocuğu cesaretlendireyim, deme." diye çıkıştı. Ortaya çıkışı tıpkı bir fenerin sönüşü gibiydi; neşe saçan küçük gruptan yayılan tüm ışığı söndürüvermişti. "Biraz daha baş aşağı dolaşırsa, sonunda bir yarasaya dönüşecek. Dahası bu, hiç de hanımefendilere yaraşır bir davranış değil, Bayan Anna. Öyle durduğunuzda hepimiz kısa pantolonunuzu görebiliyoruz." "N'olmuş yani?" dedi Anna, elbisesini düzelterek, "Herkes Alvie'nin pantolonunu her zaman görüyor." Alvie yürümeye henüz başlamış erkek kardeşiydi. "Aynı şey değil," dedi okul müdiresi. "Yerinde ve zarafetle hareket etmeyi öğrenmeniz gerekiyor." "Tek parmağını kaldırdı. "Bugün tüm derslerde hiç kıpırdamadan oturacaksın, yoksa seni sırana bağlarım, anlaşıldı mı?" Anna suratını astı. "Peki, Madam Sauer." Ama yaşlı cadı okula girer girmez, Anna arkasından Fricz'i kıkırdatan çirkin bir surat yaptı. "Bahse girerim ki kıskanıyor," dedi Nickel hafifçe sırıtarak. "Bence yarasa olmayı tercih ederdi, sence?" Anna takdir ettiğini gösteren bir gülümsemeyle karşılık verdi
Serilda başını iki yana salladı. "Size şu anda anlatmak istediğim başka bir hikâye var. Tam dolunaya uygun bir hikâye." Başıyla, belirmekte olan ayın saman rengine boyadığı ufka işaret etti. "Bu, gece atları ve cehennem köpekleriyle kırda tozu dumana katarak sadece dolunayda süren vahşi avla ilgili başka bir hikâye anlatacağım.
Reklam
İlk kitap ilk heyecan..
Tuhaftı doğrusu! İhmeneva Ana soran bakışlarını Nikolay Sergeyiç’ten ayıramıyordu, hatta sonra bir şeye gücenmiş gibi surat astı: Yüzünden, “Böyle saçmalar kitaplara yazılıp dinlenmeye değer mi, üstelik para da veriyorlar,” düşüncesi okunuyordu.İhtiyar yüksek konularla ilgili hayallerinden vazgeçmişti artık: “Pek ahım şahım bir şey olmadığı baştan belliydi ama basit, insanın yüreğine işleyen bir hikâye!” diyordu, “iyi anlatılmış, en zavallı, en küçük adamın bile sonuçta bir insan, kardeşimiz olduğunu anlıyoruz!”— Enfes Vanya, enfes oğlum! Canıma değdi! Bu kadarını beklemiyordum doğrusu. Yüksek, büyük şeyler değil yazdıkların, orası öyle...
TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
Sence Nerede hata yaptım?
"Geçen hafta 'Canan bana, birkaç kilo daha versem gelinliğin içine daha iyi duracağım,' dedi. Ben de, 'Böyle de iyisin,' dedim. Canı sıkıldı, birkaç saat surat astı. Neyin var? diye sordum, Hiçbir şeyim yok dedi." 'Böyle de iyisin,' derken o 'de'yi orada kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır: 'Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabii daha da iyi, daha da güzel olabilirsin." "Peki, ne demem gerekiyordu?" O gün, 'Hayatım Sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye ihtiyacın yok,' deseydin, günün zehir olmazdı.
Yan Bibayan
Kalço,biraz sistemli,ama neşeyle”Benim yüzüme bile bakmıyorlar diye. sürat astı. Yan Bibiyan,İyisi mi, sen ikisini de al dedi.Ne yapacağım bilemediği, biraz da bu tür törenlerden sıkıldığı için,boş bir sigara kutusu çıkardı,büyük kız Şagada’ya verdi.Bu kez de Dagada surat astı.Bunun üzerine Yan Bibiyan ona da bir kibrit kutusu vardı. Kızlar Coşkuyla sevinç çığlıkları attılar.
Sayfa 215 - ykyKitabı okudu
İ.Ö.
Suratını astı. Çünkü hakiki şiir okurunun surat asmak hakkıydı.
Reklam
Abese Suresi
Abese Sûresi / Açıklama Mekke döneminde nâzil olmuştur. 42 âyettir. Abese, “yüzünü ekşitti, surat astı” demektir. Adını ilk âyetindeki aynı kelimeden almıştır. Hz. Peygamber bir gün Kureyş’in ileri gelenlerinden birkaç kişiyi İslâm’a davet ile meşgul olurken âmâ bir müslüman olan Abdullah b. Ümmü Mektûm (ra.) da yanına gelip bunlardan habersiz olarak, “Yâ Resûlallah! Allah’ın sana öğrettiklerini bana da öğret.” diye birkaç defa tekrar etmişti. Resûlullah Efendimiz de ona karşı iltifat etmeyip hafifçe yüzünü ekşitmişti ki bu sûre onun üzerine indi (Celâleyn). Bu aynı zamanda bütün mü’minlere bir ikaz niteliğindedir.
"Bu seni aptal değil sadece aşık yapar arkadaşım. Aşk da ne yazık ki kolay kolay geçmiyor." Cansu surat astı. "Hastalık gibi lanet olasıca!" Güldüm.
Sayfa 71 - Martı YayınlarıKitabı okudu
• Bir kadın bir çocuğa gülümsedi. Çocuğun içi güldü. • Başka bir kadın bir çocuğa surat astı. Çocuk üzüldü. • Bir diğeri surat asmakla kalmadı, bağırıp çağırdı. Çocuk kendi içine büzüldü.
Eğlenirken ağlamayı, üz­günken gülmeyi öğrendi o. Takdir ettiğinde surat astı, hoşnut ol­madığında alkış tuttu. "Görebildiğinizin tümü ben değilim" de­mekte kendi kendine.
Reklam
Tuhaftı doğrusu! Ihmeneva Ana soran bakışlarını Nikolay Sergeyiç'ten ayıramıyordu,hatta sonra bir şeye gücenmiş gibi surat astı:Yüzden "Böyle saçmalar kitaplara yazılıp dinlenmeye değer mi,üstelik para da veriyorlar," düşüncesi okunuyordu.
"Bu son dal için doğru yeri bir türlü bulamıyorum," diyerek surat astı Küçük Ejderha. Büyük Panda düşünceli bir şekilde bambusunu çiğnedikten sonra, "Onu mükemmel yapan şey kusurları," dedi.
Yar.4: 3 Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi. Yar.4: 4 Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti. Yar.4: 5 Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı. Yar.4: 6 RAB Kayin'e, "Niçin öfkelendin?" diye sordu, "Niçin surat astın? Yar.4: 7 Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.