Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"...ecel vakti muayyen değil; Cenab-ı Hak, insanı ye's-i mutlak ve gaflet-i mutlaktan kurtarmak için, havf ve reca ortasında ve hem dünya ve hem âhireti muhafaza etmek noktasında tutmak için, hikmetiyle eceli gizlemiş. Madem her vakit ecel gelebilir; eğer insanı gaflet içinde yakalasa, ebedî hayatına çok zarar verebilir. Hastalık gafleti dağıtır, âhireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır..."
Yirmibeşinci Lem'aKitabı okudu
Tahattur
Kendi kanımızın tecrübeleriyle ne kadar inebiliriz çocukluğun idrak kabiliyeti olmayan ilk senelerine nabzımızda atarken dilsiz şiddeti bir tek hatıra bile belirmez zihnimizde kilidinde kırılır anahtar dönüşürüz dünyanın harflerini söktükçe kendimiz sandığımız birine
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Yabancı Terminolojinin Tercümesi
İhtar: Tirhatu, şeriktu, nodunnu kelimeleri Babil fıkhında kat'î birer kıymeti haiz ıstılahât-ı fenniyedir. O kıymetleri tayin için kanunun ibaresini yine kendisiyle tefsir etmek lâzım gelir. Ezmine-i kadîmenin şerâyi'-i sairesiyle az çok hakiki, az çok uzak müşabehetleri esas ittihaz etmek tehlikelidir. Ale’l-husus bu ıstılahâtı şimdiki lisanlardan birer tabir ile tercümeden ihtiraz etmelidir. Zira bu yoldaki tercümeler hep keyfidir ve kullanılan lafız daima kendi mevzu-lehi olan manayı tahattur ettirir. Onlara yakından nazar edilirse görülür ki tirhatu bir bedel-i iştira ve nodunnu beyne’l-zevceyn bir hibe değildir. İşbu ukûd beyninde bazı cihetlerden müşabehet var ise de bazı hususî cihetler de vardır ki onları yek-diğerleriyle mukayeseye müsaade etmez. Umûr-ı kadîmeye tatbik edilen şimdiki isimler umür-ı mezkûre hakkında yanlış veyahud nâkıs bir fikir i'tâ eder ve ilmi tenvir etmek şöyle dursun belki iğfal eyler
Sayfa 86 - Babil Hukuku (Hammurabi Kanunları)
MÜSLÜMAN SAATİ
İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”ten kastımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi,
Bugün bu garip neşideden duyduğu şey hiçbir tesirle mukayese edilemezdi. Şu anlaşılamayan, zapt edilemeyen lisanla o ses güya Ahmet Cemil’in babasının matemine, İkbal’in mezarına, Lamia’nın uçmuş hülyasına, şu sobanın içinde hâlâ bir hayat bakiyesiyle çıtırdayan eserinin küllerine ayrı ayrı ağladıktan sonra bu hasta kalbin bütün elemleri, acıları,
Sayfa 309 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
"...her vakit Kur'anı okumakla tahattur edip, nefsin tuğyanından kurtulmaya çalışmak hikmetiyle, Kur'an gayet mu'cizane tekrar eder ve bu derece kuvvet ve şiddet ve tekrarla tehdidat-ı Kur'aniyeyi hakikatsız tevehhüm etmekten, şeytan bile kaçar. Ve onları dinlemeyen münkirlere Cehennem azabı ayn-ı adalettir, diye gösterir...
Yirmibeşinci SözKitabı okudu
Reklam
Bugün bu garip neşideden duyduğu şey hiçbir tesirle mukayese edilemezdi. Şu anlaşılamayan, zapt edilemeyen lisanla o ses güya Ahmet Cemil’in babasının matemine, İkbal’in mezarına, Lamia’nın uçmuş hülyasına, şu sobanın içinde hâlâ bir hayat bakiyesiyle çıtırdayan eserinin küllerine ayrı ayrı ağladıktan sonra bu hasta kalbin bütün elemleri, acıları,
Bence o solistlerin* haletiruhiyelerini bir lâhza tahattur, kalplerimizin katılık derecelerini ölçmeye kâfidir.
Sayfa 92 - * Bir grup görme engelli vatandaşın oluşturduğu derme çatma orkestranın her bir üyesi.Kitabı okudu
Tahattur
"Kendi kanınızın tecrübeleriyle ne kadar inebiliriz çocukluğun idrak kabiliyeti olmayan ilk senelerine nabzımızda atarken dilsiz şiddeti bir tek hatıra bile belirmez zihnimizde kilidinde kırılır anahtar dönüşürüz dünyanın harflerini söktükçe kendimiz sandığımız birine
Sayfa 130Kitabı okudu
Said Nursi
Hastalık gafleti dağıtır, ahireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır.
Geri151
780 öğeden 766 ile 780 arasındakiler gösteriliyor.