Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birbirini seven iki insanın aynılaşması ve aynı şeyleri düşünmesi fikri açıkçası benim için anlaşılır bir şey değil. Birinin diğeri için yaşaması! İkisi bir arada! Bencilliğimiz ne saçmalıklar icat ediyor! Bu karakterlerin birleşmesi niye? Bırak ikisi de Tanrı'nın yarattığı gibi kalsın çünkü farklı kalarak birbirlerini daha çok sevecekler.
Sayfa 127 - Opera Kitap
keşke insan ırkı tamamen yok olsa
Yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. Tanrı insanı yarattığına pişman oldu ve onun türünü yok etmeye karar verdi.
Sayfa 233 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiçin ihtişamı
Büyüksün ve ölüyorsun, köpek ve karınca gibi, onlardan daha fazla pişmanlıkla; ve sonra çürüyorsun; ve sana soruyorum, solucanlar seni yedikten, vücudun mezarın rutubetinde eridikten, ve artık tozun bile kalmadıktan sonra, sen neredesin, insan? Hatta ruhun nerede? Eylemlerini harekete geçiren, kalbini nefrete, kıskançlığa, bütün tutkulara teslim eden o ruh, seni satan ve sana bunca alçaklığı yaptıran o ruh nerede şimdi? O ruhu karşılamaya yetecek kadar aziz bir yer var mı? Kendine saygı duyuyor ve kendini bir Tanrı gibi onurlandırıyorsun, insanın saygınlığı fikrini icat ettin, seni görünce doğada hiçbir şeyin sahip olamayacağı o fikri; onurlandırılmak istiyorsun ve kendi kendini onurlandırıyorsun, hatta, hayatı boyunca bu kadar adi olan bu bedenin, yok olduğunda onurlandırılmasını istiyorsun. Çürüyerek bozulan insani leşinin önünde şapka çıkarılmasını istiyorsun, her ne kadar şu an, yaşarken senin olduğundan daha saf olsa da. Bu mu büyüklüğün? - Toz zerresinin büyüklüğü! Hiçin ihtişamı!
Sayfa 85 - Sel Yayıncılık
Eğer birinin doğası böyle doğuştan güzel, Tanrı tarafından şekillendirilmiş gibi olursa, onun bir gün kötüleşebileceğini düşünmek fikri bile olanaksız gelir insana. Böyleleri için hiç kaygılanmazsınız.
Can Yayınları
İlk insanlar zamanında bir yıldırım düşer, ağaç tutuşur ve bu, insanları dehşete düşürür. "Ben de ateş yakıyorum ama bu öyle bir şey değil, bu bütün ağacı birdenbire tutuşturuyor," diye şaşırırlar ve "Bunu yapan bana benzeyen birisi ama benden çok daha güçlü ve bu nesillerdir oluyor, demek ki bu ölümsüz," diye yorum getirirler. Tabii bunu yapanı da gözle göremeyince al sana Tanrı fikri!
Masa Kitap
Kopernik'in görüşleri yine de çalkantıya yol açtı. Çünkü Dünya'nın Evren'in merkezinde olmadığı görüşü, insanı en yüce varlık olarak yaratıp Evren'in merkezine koyan bir Tanrı fikriyle bağdaşmıyordu.
Reklam
"İntiharın mümkün olduğu tesellisi, soluksuz kaldığımız o mekanı sonsuz bir alana çevirir. Kendimizi yok etme fikri, buna ulaşma yollarının çokluğu, kolaylığı ve yakınlığı sevindirir ve ürkütür bizi; zira kendimiz hakkında geri dönüşsüz bir şekilde karar verdiğimiz o hareketten daha basit ve daha korkunç bir şey yoktur.Tek bir anda bütün anları ortadan kaldırırız; bunu Tanrı bile yapamazdı. Fakat palavracı iblisler olduğumuzdan sonumuzu erteleriz: Özgürlük gösterişinden, kibrimizin oyunundan nasıl vazgeçebilirdik ki?.."
İsrail'in tanrısı, siyasetçiler tarafından iktidar oyunlarında kullanılacak bir put değildi. İsrailo­ğulları da diğer halklar gibi bir halk değildi. Kutsal bir halktı ve dünyadaki yegane amacı Tanrı'ya hiz­met etmekti. Halbuki bölgedeki iktidar oyunlarına saplanıp kalmışlardı. Tanrı da onları Babil'e sürgü­ne göndererek cezalandırmıştı. Ezekiel'in İsrailoğullarının günahlarından dola­yı sürgün edildiklerini söylemesi, din tarihinde bir başka ilginç fikri gündeme getirdi. İsrail halkı ya­şadıkları bölgedeki iktidar mücadelelerinde ne za­man mağdur olsa da peygamberler çekilen acılar­dan dolayı onları boyunduruk altına alan orduları değil Tanrı'ya sadakatsiz olan İsrail halkını sorum­lu tutuyordu. Bunun sonucunda başınıza kötü bir şey gelirse bunun kötü talih değil, günahlarınızın bedeli olduğu fikri doğdu.
Daniel'in büyük bir fikri daha vardı. Tanrı onlara sonun yaklaştığını göstermek için Mesih adında çok özel bir gizli ajan gönderecekti. Mesih onları nihai saldırı için hazırlayacaktı. Mesih "kutsal yağ sürül­müş kişi" anlamına gelir. Geçmişte Yahudiler kendi­lerini yönetmesi için bir kral tayin ettiklerinde onun Tanrı'nın hizmetkarı olduğuna dair bir işaret olarak başına yağ sürmüştü. Daniel, İsrail halkına zamanın ve çekilen acıların çok yakında son bulacağını söy­lüyordu. Sonun yaklaştığının işareti de Mesih'in ge­lişi olacaktı. Ancak Mesih dış uzaydan gelmeyecekti. Gökyüzünden yere inmeyecekti. Kendi aralarında yaşayan biri olacaktı. Günün birinde ortaya çıkacaktı, kimliği deşifre olacaktı. Belki de halihazırda bura­daydı - bu nedenle gözünüzü dört açın! Böylelikle Daniel, İsrail halkına bir süre sonra acılarının sona ereceğini ve Tanrı'nın onların gözdeki gözyaşlarını sileceğini söyleyerek umut aşıladı. Halk gözünü dört açıp Mesih'i beklemeye başladı. Ama Mesih hiçbir zaman gelmedi. İşler daha da kötüye gitti.
Einstein'in en hevesle alıntı yapılan sözlerinden birisi şudur: "Dinsiz bilim topal, bilimsiz din kördür." Ancak Einstein aynı zamanda şunları da söylemiştir: Dinsel inançlarım hakkında okuduklarınız elbette bir yalan; düzenli olarak tekrar edilmekte olan bir yalan. insan suretinde bir Tanrıya inanmam ve bunu hiçbir zaman inkâr etmedim; aksine bunu açık bir şekilde ifade ettim. Eğer içimde dinsel olarak adlandırılan bir şey var ise, bu, bilimimizin şimdiye dek meydana çıkarabildiği kadarıyla dünyamızın yapısı karşısında ki sınırsız hayranlığımdır. İşte Einstein inançtan biraz tat vermek için Einstein'dan birkaç alıntı daha: İnançsızlığa derinden inanan bir inançsızım. Bu bir parça yeni bir dindir. Ben doğaya hiçbir zaman bir amaç veya niyet veya insan biçimci olarak anlaşılabilecek herhangi bir şey yüklemedim. Doğada gördüğüm şey, sadece çok eksik kavrayabildiğimiz olağanüstü güzellikte bir yapıdır ve bu muhteşem yapının düşünen bir insani alçakgönüllülük hissiyle doldurması gerekir. Bu, gizemcilik ile hiç alakası olmayan bir gerçek inançsal duygudur. İnsan suretinde bir Tanrı fikri bana oldukça yabancıdır ve hatta safça gelir. Ölümünden bu yana, çok sayıda din savunucusu anlaşılabilir bir şekilde Einstein' kendilerinden biri olarak sahiplenmeye çalıştı. Bazı dindar yaşıtları onu oldukça farklı görürdü. 1940 yılında Einstein "İnsan suretinde bir Tanrıya inanmam" ifadesini savunduğu ünlü bir yazı yazdı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.