Boşuna Derin Devlet, Börü Budun demiyoruz
Mesela 2002 seçimleri de öyleydi. O gün Ak Parti seçimden net bir zaferle çıkmış gibi görünse de gözden kaçan bir nokta vardı, o da Tansu Çiller'in partisinin 30 bin eksik oyu olmasıydı. Eğer buna itiraz etseydi meclise girme ihtimali yüksekti. 160 bin sandık vardı. Hepsinden bir tane oy çıksa bile kazanırdı, ama itiraz etmedi. Etmediği gibi bir de istifa etti. Peki, neden istifa etti? Halbuki oyları daha az olanlar itiraz ediyorlardı. Tansu Çiller itiraz etmeyince, Erdoğan güçlü bir şekilde meclise girdi. Bu durum çok ilginç sorular uyandırıyor insanda. Partilerin sadece isimlerden ibaret olduklarını, perde arkasında partiler üstü bir akıl olduğunu düşünmeye başlıyor insan."
Peri Gazozu
Bazı kitaplar bir çırpıda okunur ya, bu kitapta onlardan biriydi benim için.
İşin doğrusu 
Ercan Kesal'lı tv'deki dizilerden özellikle bugünlerde atv televizyonunda ki, Aldatma dizisinde ki Avukat rolünden izlemekteyiz.
Bir gün istanbulda D&R da kitaplarını görünce popileritesini kullanıp kitap yazdığı ön yargısına varmıştım. Oysaki
Güzin Halman bir Tansu Çiller hayranıdır.
-Kim o? bir futbolcu mu?
-Tansu Çiller, Türkiye'nin eski başbakanlarından biridir. Harward'da uluslararası ilişkiler konusunda eğitim görmüş, bir süre dışişleri bakanlığı yapmış biri. Sonra hükümetin başına geçti. Tam bir başarı timsali.
Paul bıkkın bir ses tonuyla konuştu:
-Her siyaset adamının geçtiği yol.
-Tek farkla ama, Tansu Çiller bir kadın.
Sayfa 190Kitabı okudu
Devlet Aklı - raison d'etat
Raison d’etat'ın Türkiye'deki izdüşümüne bakarsak, bu düşüncenin derin devleti meşrulaştıran bir yanı vardır. en azından derin devleti savunanlar, farkına varmadan raison d'etat argümanları kullanırlar. Buna karşılık raison d'etat derin veya değil kişilerin değil, devletin aklından bahseder. Yani kişilerden bağımsız bir akıl. Yoksa raison d'etat kişilerin kendilerini tüzelleştirme "bunun benimle alakası yok, devlet çıkarıdır" deme bahanesi olmaz.
ör : Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir. (Tansu Çiller)
youtu.be/4K5ISaVBDZw
youtu.be/qR5kPHVJeZ4
Hafıza Merkezi verilerine gore; doğrulanmış 262 kaybedilme vakasının 169'u Tansu Çiller'in başbakanlığı sırasında gerçekleşmiş. 1980 yılından bugüne kadar 1353 kişinin kaydedildiği tespit edilmis. Tansu Çiller'in başbakanlığına denk gelen 1993-1996 yılları arasındaki kayıp sayısı 1023. Tansu Çiller başbakan olduğu sırada ülkede 1000'i aşkın sivil vatandaş kaybedilmiş. Aileleri yıllardır hâlâ onları arıyor. Birçoğu artık yaş tutanakları bir mezar yeri gösterilmesini bekliyor.
Sayfa 230Kitabı okudu
Maalesef Fethi Okyar’ın ruhu 1980’de 24 Ocak Kararları ile Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli ve hele hele Recep Tayyip Erdoğan olarak geri gelecekti.
Sayfa 150Kitabı okudu
Çiller'de Yalan Bitmez!..
DYP’nin 10 Mayıs 1997’deki mitinginde Tansu Çiller, “Teşvik Kanunu kapsamında Sabah Grubuna 275, Doğan Holding’e 573, Koç Grubu’na ise 55,4 trilyon tutarında devlet katkısı verildiğini, ancak kendisinin 1994’te iktidara gelmesiyle bu devlet katkısının kesildiğini ve bundan dolayı kendisine karşı medya organları tarafından kara kampanyalar ve iftiralarda bulunulduğunu” açıkça dile getirmiştir.
Sayfa 91
Nevşehir'de binlerce kişinin katıldığı törenle cenazesi defnedilen Çatlı hakkında çok sayıda kitap yazıldı. Ülkücüler Çatlı'yı, "Devlet için kurşun atan da yiyen de kahramandır" diyen dönemin Başbakanı Tansu Çiller gibi kahramanlaştırdı.
1993'te emniyet genel müdürü olarak atandı. Gazeteci Uğur Mumcu'nun öldürülmesi konusunda, ailesine, "Bir tuğla çeksek duvar yıkılır" dediği öne sürüldü ancak bunu yalanladı. Tansu Çiller'in baş bakan olduğu 1993'te, projeleri için tam destek aldı. Önerisi doğrultusunda emniyet bünyesinde Özel Harekat Dairesi kuruldu.
Eren, özellikle Kürt iş insanlarinin öldürülmesine ilişkin sorular sorar. Baybaşin de bunun dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in fikri olduğunu ve Mehmet Ağar ile Tansu Çiller'in ekiplerinin bunu uyguladığını anlatır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Beteri de oldu: İnsanlar, Madımak Oteli'nde sosyal demokrat bir partinin iktidar ortağı olduğu dönemde yakıldı; 2 Temmuz 1993'te yaşanan Sivas Katliamı sırasında Tansu Çiller başbakan, o ise başbakan yardımcısıydı. Aziz Nesin, otele saldırıların başlamasıyla aradığı lnönü'den "en kısa zamanda takviye gönderileceği, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağı" güvencesini almıştı oysa.
