Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk dili, İran ve Arabistan’ın kendisine aşıladığı bütün unsurlardan sıyrılmaktadır. Bundan sonra, bu dil, milli fikrin sade ve sadık bir ifadesi olacaktır; tarihşinaslar, tarihî vesikalar içinde çalışıyorlar, eski eserler o zamanları, çobanların ve savaşçıların pek çok defa alt, üst ettikleri topraktan, gerçek Türk medeniyetinin delili olan eserleri meydana çıkanyorlar. Bilgince tartışmalar; cetlerin, Garp medeniyetinin müşterek mirasçılığını teşkil etmek üzere, ortaya koyduğu şeyleri tespit ediyor... Fransız siyaset ve fikir adamı Mösyö Edouard Herriot
İttihat ve Terakki eleştirisi kısmı...
İttihat ve Terakki liderlerine bizim neslimiz hem borçlu, hem de kırgındır. Borcumuz, en bayağı şekilde çürümüş hantal, çağdışı ve her türlü haysiyetten yoksun bir istibdat idaresini cesur bir hamleyle çökertmelerinden ve genç nesle bir benlik gururu, bir gelecek ümidi aşılamalarından gelir. Kırgınlığımız ise, uyandırdıkları bu ümit için, bizim
Sayfa 238 - Remzi Kitabevi / Başarılamayan İnkılâpKitabı okudu
Reklam
Tatar kadınları
Tatar kadınları kendi isimlerini Kazan Hanlığı tarihine yazdırabilmişlerdir. Rus vakanüvisileri Nur Sultan, Fatma, Gevherşad ve Süyümbike hakkında uzun uzun hatıralar yazmışlardır. Tarihî vesikalar Nursultan hanbikenin şahsiyetini daha mufassal, daha sarih tiplendiriyorlarsa da, Kazan Hanlığı ahalisi ve Kazan müverrihleri Süyümbike'ye daha fazla ehemmiyet vermiş ve onu daha canlı olarak yaşatmışlardır. Tatar müverrihlerine göre, Süyümbike hanlığın son muktedir ve müstakil padişahıdır. Onun tahttan indirilmesi, hanlığın sukutunun en bariz bir manzarasını teşkil etmiş ve bu vaka millî facia tarzında her milliyetçi bir Tatarın kalbinde yazılı kalmıştır. N. M. Berejkov Kırım Hanbikesi Nur Sultan adlı çalışması, Nur Sultan'ı konu etmektedir. Süyümbike hakkında pek çok efsane gerek Tatarlar, gerekse de Ruslar arasında bugüne kadar gelmiştir. Kazanlı müverrih Hadi Atlasî Süyümbike isminde tarihî bir eserini bu hanbikeye tahsis etmiştir.
Sayfa 163Kitabı okudu
mö. 3. binyılda anadolu henüz yazıya kavuşmadığı için, anadolu'nun bu dönemdeki sosyal, siyasal ve ekonomik durumunu, ancak arkeolojik vesikalar ve komşu ülkelerin yazılı kaynaklarından, dolaylı olarak öğrenmemiz mümkün olabilmektedir. gerçekten, mezopotamya'da mö. 3. binyılın sonlarında kurulan akkad imparatorluğu (mö. 2350-2150) kralları, hemen bütün önasya memleketlerine egemenliklerini kabul ettirmişlerdi. devleti kuran sargon'un torunu naram-sin'e ait şartamhari metinlerinde, adı geçen kralın, sedir ormanlarını (amanos) ve gümüş dağlarını (toros) aşarak, hatti ülkesine girdiği ve hatti kralı pampa'nın önderliğindeki 17 şehir devletlerinden müteşekkil anadolulu koalisyona karşı savaştığı anlatılmaktadır. bu metinlerden, akkadlar zamanında anadolu'ya "hatti memleketi" denildiğini ve o zamanlar hatti ülkesinde merkezi bir devlet olmadığını, fakat birçok küçük şehir devletlerinin mevcut olduğunu öğreniyoruz.
Sayfa 110 - EkinKitabı okudu
Türk ve İngiliz arşivlerindeki tarihi vesikalar, ittihat ve Terakki Cemiyetinin yapı itibariyle Türklükle ve İslam'la ilgisi olmadığını belgelemektedir.
Ruslar ve İranlılar. Orta ve Kuzey Asya'da sadece kendi ırklarından kavimlerin varlığının mevcut olduğunu vurgulayıp, Türkleri burada oturmamış gibi göstermek istediklerinden dolayı, Türklerin varlığına işaret eden vesikaları ön plana çıkarmamışlardır. Ancak, diğer yerlerdeki vesikalar, Türk tarihinin Orta Asya tarihi açısından layık olduğu yeri ortaya çıkarmaktadır. Orhun alfabesi, Türklere, muhtemelen MÖ 7. asırda Ön Asya kavimleri ile temasları sırasında intikal etmiş olmalıdır.
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Osmanlılar monarşik birliği ve mutlakiyetin sulh ve sükununu, bir tek efendinin hükmünü getirdiler. Osmanlılar bir kavim olarak değil, bir ordu, bir hanedan, bir hakim sınıf olarak ortaya çıktılar. Bizans, Slav ve Osmanlı siyasi nizâmları bir tek bütün içinde birbirleriyle kaynaştı Mahalli feodal hakimiyetler, devrin umum î tarihî temayülünü temsil eden Osmanlılar önünde birer birer silindi ve Osmanlı birliği içine karıştı.
Sayfa 139Kitabı okudu
Bulgaristan'a satılan arşivler,
1994 yılında Necati Aktaş ve Seyit Ali Kahraman'ın hazırladığı "Bulgaristan'daki Osmanlı Evrakı" adlı kitapta bu durum şöyle özetlenmiştir: "1931 yılında, asla affedilmesi ve unutulması mümkün olmayan bir gaflet neticesi, bilebildiğimiz kadarı ile dünya arşivcilik tarihinde bu konuda tek örnek olarak, çoğu maliyeye ait
Sayfa 370 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Türk ve İngiliz arşivlerindeki tarihi vesikalar, İttihat ve Terakki Cemiyetinin yapı itibariyle Türklükle ve İslâm’la ilgisi olmadığını belgelemektedir. Kuruluşundan beri başkanları ve yöneticilerinden Türk asıllı olan bir kişi bile çıkmamıştır. Örneğin Enver Paşa’nın babası Polonyalıdır. Cavit, dönme Yahudilerdendi. Karasu*, İspanya Yahudilerindendi. Talat Paşa Bulgardı. Ve Roman asıllı aileden geliyordu. Görünüşte İslâm’ı seçenlerdendi. Ahmet Rıza, yarı Çerkez yarı Macardı. Nesim Ruso ve Nesim Mazliyah her ikisi de Yahudi idi Sultan II. Abdülhamit’e karşı ayaklanıp onu tahttan indiren ‘Jön Türkler hareketinin de en aktif üyelerindendir.
Sayfa 72 - *Emanuel Karasu.
Dünümüz ve bugünümüz
Molla Fenariler, Zembilliler, İbn-i Kemaller, Hızır Çelebi'ler, Molla Güranî'ler, Hüsrev'ler, Ak Şemseddin'ler, Ebussuûd Efendiler, Sinan'lar, Barbaros'lar, Turgut Reis'ler, Uluğ Bey'ler, Koçi Bey'ler, Pirî Paşalar; bugün bile iftihar kaynaklarımızı oluşturan camiler, kervansaraylar, su kemerleri,
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Varna Zaferi
İstanbul bir buçuk asırlık Osmanlı ilerlemelerinin mukadder tarihi manasını tayin ve tasdik eden son merhale ( evre) idi.
Dünya tarihinde hiçbir millet İsrailoğulları gibi zulüm yapmamış, fitne ve bozgunculuk çıkarmamış, hile ve desiselere başvurmamış, hakka ve doğru yola çağıranlara işkence yapmamış ve peygamberlerini öldürmemiştir. Yeryüzünde, inkâr ve isyân bakımından da İsrailoğulları gibi bir millet yaşamış değildir. Tarihî vesikalar bu gerçeğin birer şâhidi olarak durmaktadır.
Sayfa 98 - Beka YayınlarıKitabı okudu
101 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.