Dervişlik yolu ise sadece kendini kınamakla işe başlayanlara açıktır.
Büyük bir servete sahip, birçok ülkeye sözünü geçiren geçmiş zaman sultanlarından biri derviş olmaya karar vermiş. Çünkü yaşadığı dönemde herkes tasavvuf ehline saygı göstermekte, onların söz ve davranışlarına itibar etmekte imiş. Bu tacidar, üzerinde oturduğu tahta bir taht daha eklemek kaygusuyla derviş olmak istemiş. Yani mutasavvif olmayı
Sayfa 575Kitabı okudu
"İlim" kitap okuyarak öğrenilmez, rahle-i tedrîs gerektirir.
.
Kitap okuyarak alim olunmaz, sadece malumat elde edilir ve bu malumat ile kesinlikle irşad ve tebliğe kalkışmamalı zira zararı faydasından kat kat fazla oluyor. Maalesef günümüzde çokça görüyoruz.
Kitap okuyarak sufi olunmaz, sadece tasavvufî hayata dair kısa malumatlar elde edilir. Zira tasavvuf demek yaşamaktan ibarettir. Lütfen cin olmadan adam çarpmaya kalkmayınız, aksi takdirde iyi niyetli olsa bile malumatfuruşluğun neticesini temizlemek zor oluyor. İlim medresede ve hocaların huzurunda okunan şeydir, tarikat de bastan aşağı haddi bilmek ve edeptir.
Harun Çetin
"Evvela iman, sonra şeriat, sonra tarikat, peşinden hakikat ve marifet yolu... Tek kelime ile tasavvuf yolu..."
Hiç bir değişiklik yok.
İbn Teymiyye'nin yaşadığı asırda tasavvuf denilince fena, sekr, cezbe, vecd, vahdet-i vücut, sema, hırka, silsile, tarikat merasimi, tek ke adabı ve usulü, türbe ve yatır ziyareti, ermişlerden medet umma, evliyayı Allah katında şefaatçi ve aracı kılma, gayba erenler v.s. gibi hususlar anlaşılıyordu."' İbn
Teymiyye "İslam'ın ilk şeklinde yok" diyerek bunları reddeder. Buna karşılık Kur'an ve hadislerde çokça geçen velayet, kulluk, takva, rıza, tevekkül, ihsan, sıdk, salah, muhab bet ve ihlas gibi terimlere ağırlık verir. Allah ve resulü ile olmak, onları sevmek ve onlar tarafından sevilmek İbn Teymiyye'de tasavvufun alternatifini oluşturur.^
Tevhit Ehli. İnsan-ı Kamil
Nefsini terbiye eden insan, bu tasavvuf felsefesi ve Arabi’ye göre, şeriat, tarikat, marifet ve hakikat kapılarından sırası ile geçer ve en sonunda Allah ile olur, Allaha döner, Yaradan ile yaratılanın bir aradalığına dönüşür.
Yani tasavvufta Vahdet-i Vücutun tanımladığı şeye, Yaradanla yaratılanın tek bir kaynaktan geldiği noktaya döner ve bir olur.
*****
Sayfa 17 - Destek YayınlarıKitabı okudu
...Yalnız bu saydığım büyük yol göstericiler midir İslam uygarlığının dorukları?
Şüphesiz her alanda daha nice doruklar var.
İmam-ı Azam, İmam-ı Şâfiî, İmam-ı Malik, İmam-ı Hanbel, binlerce tarikat ve fıkıh büyüğü, tasavvuf erleri, şiir üstadları, ilim kaynakları var.
Sayfa 106Kitabı okudu
