Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşılar tam koruma sağlarnıyor, tavuklar hastalanıyor. Ölüm oranı yüzde 4 olsa idealdir. Şimdilerde yüzde 8-10 arası. Ölüm­ler olunca antibiyotik kullanıyoruz. "Kullanmazsak sektör çö­ker veya tavuk fiyatı kırmızı eti yakalar" diyorlar.
Kokteyl Ürün
Malum inek, koyun, tavuk ne varsa harmanlayıp bir sosisin içine basıyorlar ve adına "kokteyl" diyorlar. Siz de sanıyorsunuz ki işletmenin sahibi koluna hasır sepetini taktı "Allahu Ekber" deyip bir danayı hakladıktan sonra itina ile derisini yüzüp budundan iri kıyım bir et parçasını sepetine ekledi, sonrasında uysal bir koyunun yumuşak gerdanından bir tutam ayırdı ve tüyleri kızıl bir tavuğun döş eti ile spesiyal içeriği tamamladı. Oysa yok öyle bir şey. Nişastanın içine sakatatı basıp adına kokteyl diyorlar, çiftlik sosuyla tüketiciye yamıyorlar.
Sayfa 14 - İz Yayıncılık
Reklam
Bacon, aslında bütün yaşamı boyunca üretken olmuştur. Bir Rönesans uzmanı olan Brian Vickers, ürettiklerinin niteliğine ve niceliğine bakınca, Bacon'ın bütün bunları boş zamanında yazmış olmasına hayret eder. Göktürk'ün deyişiyle, bir an bile boş durmayan, kendine önemli önemsiz, büyük küçük bir uğraş bulmadan edemeyen ve tedirgin bir adam olan Bacon'ın ölümü de bu çalışma aşkı ve tedirginliğinden olmuştur. Yoğun kar yağışının olduğu bir günde Londra yakınındaki Highgate'de gezintiye çıktı, o günlerde soğuğun eti bozulmadan koruyup koruyamayacağı üzerinde kafa yoran Bacon bir tavuk alıp onu kesti, içini karla doldurdu ve deneyin başarılı olduğuna kanaat getirdi. Deney sırasında soğuk alan Bacon hastalandı, yakınlarda oturan arkadaşı Lord Arundel'in evine sığındı. Lord'u pevde bulamadı, evin hizmetçisi Bacon'a yatak hazırladı. Ancak yatağın nemli olduğu ve Bacon'ın soğuk algınlığını hızlandırdığı söylenir. Bunun sonucunda, 9 Nisan 1626 günü vefat etti, geride özellikle şu sözünü doğrularcasına yaşamaya devam eden yapıtlarını bıraktı: "Canımı Tanrı'ya, gövdemi mezara, adımı gelecek çağlara ve yabancı uluslara bırakıyorum." Francıs Bacon, Denemeler. (iş Bankası, Vlll. Baskı, sunuş.)
TIME dergisi 2000 yılında kapağında şu başlıkla çıktı: "Bu pirinç bir yılda bir milyon çocuğun hayatını kurtaracak." Yuh! Paranın gücüydü bu! Hepsi yalandı. Aksine: "A vitamini"; karaciğer, yumurta sarısı, tavuk eti, süt ve tere­ yağından sağlanırdı. A vitamininin öncüsü olan "beta-karoten" ise, koyu yeşil yapraklı sebzelerden, ıspanaktan, havuçtan, ka­ baktan ve mangodan alınabilirdi. Bunları söylemiyorlardı. Sanki "A vitamini" sadece pirinçte vardı! GDO'lu pirince harcanan parayla, A vitamininden zengin pek çok gıda sürdürülebilir şekilde üretilebilirdi. Yapmadılar. Çünkü amaçları açları doyurmak değildi...
Şuursuz "Müslüman" bunlar olsa gerek!
Tamamını incelemek isteyen kardeşlerimiz yazımızın sonundan devam edebilirler. "Resul Muhammedoğlu; Bu tür safsataları artık bırakalım bir kenara. Domuz üretimi ve kesimi günümüzde uygun sartlarda yapılmaktadır. Domuz eti kırmızı etten çok daha sağlıklıdır (az kolesterollü). Günümüzde tavuk etinden daha az risklidir. Muhammed zamanında domuz etinin tüketimi riskli olabilirdi, ancak günümüzde değil. Derisinin giyinilmemesi ise saçma. Zaten deri bir çok işlemden geçtikten sonra malzeme olarak kullanılıyor. Ve subhanallah!"
Et endüstrisi dünya kaynaklarını hızlı tüketiyor, sürdürülebilir değil
Hayvansal yiyecekler verimsiz bir bitkisel protein kullanımını temsil ediyor, zira yaklaşık 500 gram et üretmek için bir hayvanın kilolarca ta­hıl ve yem tüketmesi gerekiyor. Örneğin, Cornell Üniversitesi'n­den David Pimentel ve Marcia Pimentel'e göre, 1 kilo biftek için 13 kilo tahıl ve 30 kilo yem; 1 kilo kuzu eti için 21 kilo tahıl ve 30 kilo yem; 1 kilo domuz eti için 5,9 kilo tahıl; 1 kilo hindi eti için 3,8 kilo tahıl; 1 kilo tavuk eti için 2,3 kilo tahıl ve 1 kilo yumurta için 11 kilo tahıl gerekiyor. ABD'deki besi hayvanları tüm ABD nüfusunun tükettiğinin yedi katı tahıl tüketiyor. Oysa besi hay­vanları için kullanılan tahıl, bitki bazlı bir beslenme uygulayan 840 milyon insanı besleyebilir. Pimentel'lerin çalışması, 1 kilo hayvansal proteinin, 1 kilo bit­kisel proteinden 100 kat fazla su gerektirdiğini gösteriyor. Başka bir çalışmaya göre 1 kilo biftek için 15.415 litre su gerekiyor; ko­yun ve kuzu eti için 10.412 litre; domuz eti için 5988 litre ve tavuk için 4325 litre, 1 kilo elma içinse 822 litre su gerekiyor; muz için 790 litre; lahana için 237 litre; domates için 214 litre; patates için 287 litre ve pirinç için de 2497 litre. 1 litre süt için gereken su miktarı ise 1000 ila 2000 litre arasında değişiyor.
Sayfa 23 - Metropolis Yayıncılık, 3.Baskı, Şubat 2021
Reklam
...Üzerinde sığır etinden üretildiği belirtilen bir sosisi örnek olarak incelediklerini ve ilginç sonuçlarla karşılaştıklarını bildiren Karakaya, "Deney sonunda sosisin tavuk eti ve kemiğinden yapıldığını tespit ettik. Ülkemizde yeterli denetim olmamasından yararlanan bazı firmalar haksız yollardan kazanç sağlıyor" dedi.
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
"Buyurun, Doktor Hanım" diyen bir adam, kolunu Bilgeyle aramıza uzatıp önümüze temiz bir tabakta pilav ve kızarmış tavuk bıraktı. Kibarca gülümseyip geri çekildi. Ben ise bu kez huzurla önümüze döndüm. Şükürler olsun ki artık adamakıllı yiyebilirdim. Tam yemeğe abanıyordum ki Ahmet Ağa'nın söylediği şeyle kaşığım havada, bakışım kaşıkta, huzurlu tebessümüm dudaklarımda kaldı. " Sizi kovalayan horozdur, Dohtor Hanım. Afiyetle yiyesiniz." Gözlerim yerinden fırlar gibi açılırken vahşet görmüş bakışlarımı Ahmet Ağa'ya diktim. Sonra kaşığıma. Sonra daha büyük et yığını olan tabağıma. "Horozu mu kestiniz?" diye mırıldandım vahşet içinde. "He valla. Size çoh büyük ayıp etmiştir. Biz de onu kesmişiz." O manyak horozun bağırışı kulaklarımda yankılanınca kaşığı tabağa geri bırakıp yutkundum. Bön bön etlere baktım. Benim yüzümden mi kesildin sen yani? Benim yüzümden mi butların böyle kızartıldı? Ağlayacaktım galiba. Elimi dertli dertli ağzıma kapattım. Ben şimdi bunu nasıl yiyeyim? O kadar anımız varken... Yanımdaki Murathan'dan minik bir kahkaha yükselince bakışlarımı ona çevirdim. Bayağı eğleniyordu bordo goril. "Gülme, Murathan ya," dedim ağlamaya yakın bir sesle. "Benim yüzümden idam etmişler horozu. Ağlayacağım galiba." "Siz ağlayacaksanız bana verin, Gökçen Hanım. Ben büyük bir zevkle yerim." diyen Zülfikar tabağıma uzandı. Bir kanada çatalını sertçe geçirip geri çekildi. Kanada bakarken dudakları zevkle iki yana kıvrıldı. Mavi gözleri ışıl ışıl oldu ve eti büyük bir iştahla ağzına tepti.
Sayfa 217Kitabı okudu
Onuncu Söz, İkinci Hakikat
Evet, aç bir arslan, zaif bir yavrusunu kendi nefsine tercih ederek, elde ettiği bir eti yemeyip yavrusuna vermesi; hem, korkak tavuk, yavrusunu himaye için ite, arslana saldırması; hem, incir ağacı, kendi çamur yiyerek yavrusu olan meyvelerine hâlis süt vermesi, bilbedahe, nihayetsiz Rahîm, Kerîm, Şefik bir Zât'ın hesabıyla hareket ettiklerini kör olmayana gösteriyorlar. Evet nebâtât ve behîmiyyat gibi şuursuzların gayet derecede şuurkârane ve hakîmâne işler görmesi bizzarure gösterir ki; gayet derecede Alîm ve Hakîm birisi vardır ki, onları işlettiriyor. Onlar, O'nun nâmıyla işliyorlar...
Reklam
Arafat’ta Bir Çocuk
Çocuk bahçeye çıktığında,ufak tefek kolları kısa kazak giymiş çocuk gördü.Çocukta Türk kelimesinden başka dil bilmiyor ve hiç kimse bu çocukla ilgilenmiyordu. Yemekhanede herkes gibi yemeğini alan çocuk dikilirken öğretmen onu görünce kendisini masasına götürdü.Öğretmenin masasında başka öğrencilerde vardı. Aylardır eve et almıyorlardı.Babası dil bilmediği için et paketlerin üstündeki yazıları anlamıyor, ne eti olduğunu ayıramıyorum.Yanlışlıkla domuz eti alırız korkusuyla tavuk eti yiyorlardı.
Sayfa 14 - İnkyKitabı okudu
Sufîlerin Şeriata Uymayan Hâlleri...
Kişi birden çok kadın ve cariye sahibi olsa bu da övülür, yerilmez. Çünkü Hz.Peygamber (sav)'in birçok eşi ve cariyesi vardı. Sahabenin çoğu da bu hususta böyle davranmışlardır. Hz.Ali B.Ebi Talib (r.anh)'ın dört hür hanımı vardı ve on yedi cariyeye sahipti. Eğer kişi çocuk sahibi olmak için evlenmek isterse bu ibadetin gayesini
Sayfa 33 - Tahlil Yayınları
“Artık parayı sadece boğazımız için harcar olduk. Üst baş almayı unuttuk. Eskiden aldıklarımızı giyip duruyoruz. Yalnız çocuklar için olmuyor. Hem giyecekleri küçülüyor, hem çocuğu sevindirmek gerek. Zaten oyuncak falan alıp sevindiremiyorum. Parça et, pirzola, tavuk eti bizim eve hiç girmez. Dünden başlayarak her gün yarım ekmek alıyorum…
Mâlikî Mezhebine göre: Eti yenen sığır ve koyun gibi hayvanlar, eğer murdar şeylerle beslenmeyi âdet edinmemişlerse bunların ters ve idrarları temizdir. Eğer murdar şeylerle beslenmeyi alışkanlık hâline getirdikleri yakinen veya zannî olarak biliniyorsa tersleri necistir. Ama alışkanlık hâline getirip getirmediklerinde şüpheye düşülürse bakılır: Tavuk gibi, eğer pisliklerle beslenmesi kendisinden beklenilen bir hayvansa tersi necistir. Ama güvercin gibi, pisliklerle beslenmesi kendisinden beklenilmiyorsa tersi temizdir.
Sayfa 9 - Çağrı Yayınları
324 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.